Afrika Birliği ile Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının barış, güvenlik ve ekonomi alanlarında iş birliğini artırma taahhüdünde bulunduğu bir dönemde, Botsvana Brüksel’den ülkeye yönelik daha stratejik yatırımlar yapılması çağrısında bulundu.
Euronews’e konuşan Botsvana Dışişleri Bakanı Phenyo Butale, ülkesinin yatırım ve ticarete açık olduğunu söyledi. Brüksel’de düzenlenen üçüncü AB-Afrika Birliği Bakanlar Toplantısı’na katılan Butale, Botsvana’nın AB ile sağlam ilişkiler kurmuş olsa da bu bağların daha da derinleştirilmesi için fırsatlar bulunduğunu vurguladı.
“Botsvana ile Avrupa’nın bu ilişkiyi yeniden tasarlayarak karşılıklı fayda sağlayacak şekilde ticareti geliştirmesi için alan var,” dedi Butale.
Butale’nin AB ile daha fazla ticaret ve yatırım çağrısı, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Botsvana’ya uyguladığı yüzde 37’lik gümrük vergisinin ardından geldi. Bu uygulama, Botsvana’yı Afrika kıtasında en ağır etkilenen ülkelerden biri hâline getirdi.
Elmas ihracatına büyük ölçüde bağımlı olan ülkenin ekonomisi, geçen yıl küresel elmas talebindeki düşüş nedeniyle yüzde 3,1 oranında daraldı.
Botsvana, Trump’ın vergilerini dengeleyebilir mi?
On yıllardır dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olarak övülen Botsvana’nın elmas ihracatı, Rusya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Ancak bu güney Afrika ülkesinin elmasları, genellikle daha büyük ve daha değerli kabul ediliyor.
Bu yılki ekonomik tahminler, küresel elmas piyasasında beklenen toparlanma ve “elmas dışı madencilik sektörlerinde süren olumlu beklentiler” temelinde yüzde 3,3’lük bir büyümeye işaret ediyor. Bu öngörü, Şubat ayında Maliye Bakanı Ndaba Gaolathe’nin yaptığı bütçe konuşmasında dile getirildi.
Ancak bu iyimserliğin sorgulanmaya başladığı görülüyor. Zira Trump yönetiminin gümrük vergileriyle başlattığı ticaret savaşı, küresel tedarik zincirlerinde kesintilere neden olabileceği gibi, geleneksel ortakların ötesinde pazar çeşitlendirmeye çalışan ihracatçılar için uzun vadeli riskler oluşturuyor.
Butale’ye göre ABD ile ilişkiler – kendisinin de “önemli bir müttefik” olarak tanımladığı ülkeyle – güçlü kalmaya devam edecek.
“ABD hükümetiyle ikili ve diplomatik kanallar üzerinden iletişim hâlindeyiz. ABD ile mükemmel ilişkilerimiz var ve bu ilişkilerin yıllardır var olması, her iki ülkenin de yararına olacak dostane bir çözümün mümkün olmasını sağlayacaktır,” dedi.
Botsvana’nın 2023 yılı toplam ihracatı yaklaşık 5,4 milyar euroya ulaştı. Bunun yalnızca yüzde 2’sinden azı ABD’ye gitse de, büyük bir kısmı Sahra Altı Afrika ülkelerinin ABD pazarına gümrüksüz erişimini sağlayan Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası (AGOA) kapsamında gerçekleştirildi.
Bu ticaret anlaşmasının süresi ise bu Eylül ayında sona erecek. Bu durum, programın geleceği açısından kritik bir karar noktası oluşturuyor.
AB, Botsvana’nın ikinci büyük ticaret ortağı
Buna karşılık, AB Botsvana’nın Güney Afrika’dan sonra ikinci büyük ticaret ortağı konumunda.
Avrupa Komisyonu’nun Botsvana hakkındaki raporuna göre, 27 üyeli AB ile başkent Gaborone arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler uzun süredir devam eden bir dayanışmaya dayanıyor.
AB-SADC Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EPA), 2016’daki uygulamaya geçişinden bu yana bu güçlü ticaret ve yatırım ilişkilerinin temelini oluşturuyor.
Yeşil dönüşüm, ekonomik çeşitlendirme ve istihdam yaratımı gibi alanlara odaklanan AB, Botsvana ile yürüttüğü ortaklık kapsamında 2021-2027 dönemi için 24 milyon euroluk ikili fon tahsis etti.
Avrupa Birliği, Botsvana’nın eko-turizm ve tarım değer zincirlerini geliştirme, daha sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş yapma ve dijitalleşme hedeflerine destek verdiğini belirtti.
Butale, Perşembe günü yaptığı açıklamada bu iş birliğini memnuniyetle karşıladığını belirterek, daha fazla karşılıklı fayda sağlayacak yatırım çağrısında bulundu:
“Maden sektöründe pek çok fırsat mevcut. Şu anda nadir toprak elementleri için bir yarış söz konusu ve bu alanda ciddi fırsatlar var,” dedi.
Geçtiğimiz yıl Botsvana, tarihi ve barışçıl bir iktidar değişimine tanıklık etti. Uzun süredir iktidarda olan Botsvana Demokratik Partisi (BDP), yapılan seçimlerde muhalefete kaybetti. Bu değişim, pek çok analist tarafından ekonomik zorluklara ve işsizlik sorununa çözüm arayan seçmenlerin dönüşüm isteğine bağlandı.