Yeni ayrıntılar, İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'ye yönelik suikastın, Mossad tarafından uzaktan kumandalı otomatik bir silahla gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor.
İranlı üst düzey nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'ye 2020 yılında düzenlenen ve Tahran'ın İsrail'in Mossad casusluk teşkilatını suçladığı suikastla ilgili yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
İsrail, Haziran ayında iki ülke arasında alevlenen çatışmalar sırasında ve sonrasında da dahil olmak üzere, suikastın sorumluluğunu hiçbir zaman açıkça üstlenmedi.
Ancak Jerusalem Post'un son haberinde Fahrizade'nin ilk olarak 27 Kasım 2020'de aracında otururken vurulduğu iddia edildi. Hayatta olabileceğine inanan ajanlar, araçtan inip kaçmaya çalıştıktan sonra da ateş etmeye devam ettiler. Bir İsrail gazetesine göre, Fahrizade kısa bir süre sonra öldü.
Yeni bilgiler İran'ın Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Tümgeneral Ali Şemhani tarafından kamuoyuna açıklanan İran'ın olaylara ilişkin resmi açıklamasını destekliyor gibi görünüyor. Şemhani o dönemde Fahrizade'nin bir uydu sistemine bağlı uzaktan kumandalı bir makineli tüfekle öldürüldüğünü söylemişti.
İsrail istihbarat kaynakları daha sonra bu tanıma uyan bir silahın (ABD yapımı M240C 7.62mm makineli tüfek) parçalar halinde İran'a sokulduğunu ve yaklaşık 20 kişilik bir Mossad ekibi tarafından sekiz ay boyunca bir araya getirildiğini doğruladı.
Silahın Tahran'daki İmam Humeyni Caddesi boyunca park edilmiş mavi bir Zamyad kamyonete monte edildiği ve suikast sırasında Fahrizade'nin yanında seyahat eden eşine yönelik riski en aza indirmek için uzaktan çalıştırıldığı bildirildi.
Kameralarla donatılmış ikinci bir aracın ise pusudan dakikalar önce bilim adamının kimliğini teyit etmek için kullanıldığı söyleniyor. İddialar bağımsız olarak doğrulanamadı.
Batı ve İsrail istihbaratı tarafından İran'ın nükleer programında merkezi bir figür olarak görülen Fahrizade, İranlı yetkililer tarafından “şehit” ilan edildi ve kendisine devlet töreni düzenlendi.
İranlı kaynaklara göre Mossad, Fahrizade'yi hedef almayı 2009 gibi erken bir tarihte, dönemin direktörü Meir Dagan döneminde düşünmüştü, ancak böyle bir operasyonun fizibilitesi konusundaki iç tartışmaların herhangi bir eylemi geciktirdiği bildirildi.
2020 yılına gelindiğinde Fahrizade'nin operasyonel rolü daha değiştirilebilir hale gelmiş olabilir, ancak stratejik öneminin ve İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e erişiminin azalmadığı bildiriliyor.
Fahrizade'nin öldürülmesinin İran'ın nükleer hedeflerini aylarca hatta yıllarca geciktirdiğine ve İsrail'in gizli operasyon ve istihbarat kabiliyetlerini artırdığına inanılıyor.