Çatışmalar Suriye'nin savaş sonrası siyasi geçiş sürecini çözme tehdidi yaratmış ve İsrail'in askeri müdahalesini beraberinde getirmişti.
Suriye güçleri, Dürzi azınlığa bağlı milislerle günlerce süren çatışmaların ardından perşembe günü güneydeki Süveyda vilayetinden büyük ölçüde çekildi.
Silahlı gruplar ve hükümet güçleri arasındaki ateşkes büyük ölçüde devam ediyor gibi görünürken, devlet medyası Dürzi militanların Bedevi topluluklarına bireysel saldırılar düzenlediğini bildirdi.
Suriye devlet televizyonu Al-Ikhbariya, Dürzilerin çoğunlukta olduğu vilayetin dış mahallelerindeki çatışmaların ardından "onlarca ailenin" kaçtığını duyurdu.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Dürzi grupların birkaç Bedevi köyüne girdiğini bildirdi.
Bedevi gruplar hükümet güçleriyle birlikte Dürzi gruplara karşı savaşmıştı.
Dürzi liderler ve Suriye hükümet yetkilileri ABD, Türkiye ve Arap ülkelerinin arabuluculuğunda bir ateşkes anlaşmasına varmıştı.
Suriye'nin geçici lideri Ahmed eş-Şara perşembe günü erken saatlerde yayınlanan bir konuşmasında, çarşamba günü varılan ateşkes anlaşması uyarınca, Dürzi grupların ve din adamlarının Süveyda’da iç güvenliği sağlamakla görevlendirildiğini söyledi.
Çatışmalar Suriye'nin savaş sonrası siyasi geçiş sürecini sekteye uğratma tehdidi yaratırken, çarşamba günü Şam'ın merkezindeki Suriye Savunma Bakanlığı karargahını vuran İsrail'in askeri müdahalesi de beraberinde gelmişti.
İsrail, Dürzi dini azınlığı korumak için hareket ettiğini savunmuştu.
Suriye devlet medyası çekilmenin ateşkes anlaşmasına uygun olduğunu ve Dürzi gruplara yönelik askeri operasyonun sona erdiğini açıklarken hükümet güçlerine ait konvoylar gece saatlerinde Süveyda kentinden çekilmeye başladı.
Anlaşmanın Suriye İçişleri Bakanlığı tarafından ve bir Dürzi dini lider tarafından video mesajıyla duyurulmasının ardından ateşkesin devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyordu.
Salı günü yapılan bir önceki anlaşma, önde gelen Dürzi din adamı Şeyh Hikmet El Hicri tarafından reddedildikten sonra boşa çıkmıştı.
Evlerin yağmalanması ve sivillerin öldürülmesi
Bir Türk yetkili Perşembe günü yaptığı açıklamada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın çatışmaları yatıştırmak için bir dizi diplomatik ve güvenlik toplantısı gerçekleştirdiğini söyledi.
Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, Fidan ve Kalın'ın ABD'nin Suriye özel temsilcisi Walid Jumblatt, İsrail ve bölgesel yetkili ve liderlerle birlikte çalıştıklarını dile getirdi.
Suriye'deki gerginlik yerel Bedevi gruplar ile Dürzi silahlı gruplar arasındaki çatışmalarla başlamıştı.
Düzeni sağlamak için müdahale ettiğini söyleyen hükümet güçleri Dürzi milislerle çatışmış, ancak bazı durumlarda sivillere de saldırdığı da öne sürülmüştü.
Suriye hükümeti çatışmalarda ölenlerin sayısını açıklamadı, ancak bazı hak grupları ve gözlemciler her iki taraftan da onlarca militanın öldüğünü ve çoğunluğu Dürzi olan onlarca sivilin de saldırılarda hayatını kaybettiğini söylüyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, çatışmalarda ve İsrail saldırılarında en az 374 militan ve sivil öldü; bunların arasında çapraz ateşte ya da azınlık grubunu hedef alan saldırılarda öldürülen onlarca sivil de olduğu iddia edildi.
Sosyal medyada dolaşan videolarda hükümet güçleri ve müttefiklerinin Dürzi din adamlarını ve sakinlerini aşağıladığı, evleri yağmaladığı ve evlerinde saklanan sivilleri öldürdüğü ileri sürülüyor.
Süveyda’dan Suriyeli Dürziler AP'ye silahsız birkaç aile üyesinin saldırıya uğradığını ya da öldürüldüğünü aktardı.
Şara ise konuşmasında onlara seslendi ve faillerden hesap sorma sözü verdi.
"Dürzi kardeşlerimize haksızlık edenlerden hesap sormaya kararlıyız," diyen Şara, Dürzileri devlet hukuku ve adaletinin koruması altında olan, "ulusun dokusunun ayrılmaz bir parçası" olarak tanımladı.
Dürziler arasında şüphecilik
Dürzi toplumu, Beşar Esad ve ailesinin on yıllar süren yönetiminin yıkılmasını büyük ölçüde kutladıktan sonra Şara'nın Suriye'deki yönetimine nasıl yaklaşacakları konusunda ikiye bölünmüş durumda.
Suriye'nin 14 yıllık iç savaşı sırasında IŞİD ve El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi'nin çeşitli saldırılarının ardından zulme uğramaktan korktuklarını dile getiriyorlar.
Başlangıçta pek çok Dürzi, Şara'nın tüm farklı topluluklar için kapsayıcı bir Suriye vaadiyle meseleleri diplomatik yollardan çözmeyi umuyor gibi görünse de, özellikle şubat ayında kıyı bölgelerindeki ayaklanmanın ardından Alevilere yönelik saldırılardan dolayı daha şüpheci hale geldi.
Dürzi dini grubu 10. yüzyılda Şii İslam'ın bir kolu olan İsmaililiğin bir parçası olarak ortaya çıktı, ancak kendilerini Müslüman olarak tanımlamıyorlar.
Dünya genelindeki yaklaşık 1 milyon Dürzi'nin yarısından fazlası Suriye'de yaşıyor.
Diğer Dürzilerin çoğu, İsrail'in 1967'de Suriye'de ele geçirdiği ve 1981'de ilhak ettiği Golan Tepeleri'nin yanı sıra Lübnan ve İsrail'de yaşıyor.