İsrail'in benzeri görülmemiş askeri operasyonu, beş alt rütbeli Hamas üyesinin yanı sıra Katarlı bir güvenlik görevlisinin de ölümüyle sonuçlanmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in 9 Eylül'de Doha'ya düzenlediği ve üst düzey Hamas liderlerini hedef alan hava saldırılarının ardından Katar'ın güvenliğini ve toprak bütünlüğünü dış saldırılara karşı garanti altına alan bir kararname imzaladı.
İsrail'in benzeri görülmemiş askeri operasyonu, beş alt düzey Hamas üyesinin yanı sıra Katarlı bir güvenlik görevlisinin de ölümüyle sonuçlandı.
Saldırı uluslararası alanda geniş çapta kınandı ve 29 Eylül'de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, vatandaşlarından birinin öldürülmesi nedeniyle Katar'dan resmi bir özür diledi.
Beyaz Saray'da Trump ile ortak bir telefon görüşmesi yapan Netanyahu, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'ye özürlerini iletti.
Trump tarafından imzalanan kararnamede, ABD'nin Katar'a yönelik herhangi bir silahlı saldırıyı Amerikan barış ve güvenliğine doğrudan bir tehdit olarak göreceği belirtiliyor.
Buna karşılık olarak ABD hükümeti, Katar'ın temel çıkarlarını savunmak için diplomatik, ekonomik ve gerekirse askeri eylemler de dâhil olmak üzere uygun tedbirleri alacak.
Kararname, Washington ve Doha arasında uzun süredir devam eden iş birliği ve ittifakın altını çiziyor.
Belgede Katar'ın Amerikan güçlerine ev sahipliği yaptığı, kritik güvenlik operasyonlarına olanak sağladığı ve ABD'nin stratejik hedefleriyle uyumlu olarak bölgesel ve küresel çatışmaların çözümünde kararlı bir arabulucu olarak hizmet ettiği belirtiliyor.
Güvenlik ve toprak bütünlüğü
Kararnamede, "Bu ortaklık geçmişinin bilincinde olarak ve dış saldırıların Katar Devleti'ne yönelik devam eden tehditleri ışığında, Katar Devleti'nin güvenliğini ve toprak bütünlüğünü dış saldırılara karşı garanti altına almak Amerika Birleşik Devletleri'nin politikasıdır," ifadeleri yer alıyor.
Euronews'e konuşan Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Majed Al Ansari şunları söyledi: "Vatandaşlarıma, burada Katar'da yaşayan insanlara ana mesajım, Katar'ın her zaman sahip olduğu barış ve refahın tadını çıkarmaya devam edebilecekleridir, çünkü Majestelerinin liderliği tarafından gerekli tüm önlemleri aldık ve bundan sonraki saldırılar kesinlikle caydırılmış olacaktır."
Bu hamle, İsrail saldırılarının ardından Washington'un Körfez'deki müttefiklerine güven verme çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
Suudi Arabistan'ın nükleer silahlara sahip Pakistan ile karşılıklı savunma anlaşması imzalamış olması, bölgedeki güvenlik dinamiklerinin altını çiziyor.
Trump'ın kararnamesinin yasal ve pratik sonuçları tam olarak belirlenmemiş olsa da, ABD yönetiminin yaklaşımında önemli bir değişimi temsil ediyor. Aynı zamanda Trump'ın dış politikasının çoğunu karakterize eden "Önce Amerika" doktrininden bir sapmaya işaret ediyor.
Tipik olarak, bu tür geniş kapsamlı güvenlik garantileri Kongre onayı gerektirir.
Yine de bu karar, komşularından gelmeye devam eden tehditler karşısında Katar'ın istikrarı ve egemenliğine yönelik ABD taahhüdünün açık bir mesajını veriyor.