New York Belediye Başkanı seçilen Mamdani, şirket bağışlarına bağımlı olmayan, mevcut parti yapısına dahil edilmemiş bir aday olarak, 'düzen dışı' bir inandırıcılığa sahipti.
Belediye başkanlığına adaylığını açıkladığında, Zohran Mamdani New Yorkluların çoğu için tanıdık bir isim değildi.
Ancak 34 yaşındaki 'demokratik sosyalist', Haziran ayında yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde eski New York Valisi Andrew Cuomo’yu şaşırtıcı bir şekilde yenerek ulusal siyasetin gündemine oturdu.
Salı günü yapılan genel seçimlerde ise Mamdani, bağımsız aday olan Cuomo’yu ve Cumhuriyetçi aday Curtis Sliwa’yı mağlup ederek siyasi yükselişini tamamladı.
Bir dönem haciz önleme danışmanı olan ve kısa süreliğine de olsa rap müzisyenliği yapan Mamdani zaferiyle ilklere de imza atmış oldu: Kentin ilk Müslüman, Afrika doğumlu ve Güney Asya kökenli belediye başkanı oldu. Ayrıca son yüzyılın en genç belediye başkanı oldu.
Zafer konuşmasında New Yorklulara, “Her sabah tek bir amaçla uyanacağım: Bu şehri, bir önceki günden daha iyi bir yer haline getirmek,” sözünü verdi.
New York için ilerici vaatler
Mamdani, umut dolu bir New York vizyonuyla kampanyasını yürüttü.
Kampanyasında, şehirdeki yaşam maliyetini düşürmeyi hedefleyen büyük politika önerileri yer aldı: Ücretsiz çocuk bakımı, ücretsiz otobüs ulaşımı, kira kontrolü altındaki daireler için ücret dondurma uygulaması ve yeni uygun fiyatlı konut projeleri. Bunların çoğu, zenginlere vergi artışıyla finanse edilecek.
Ayrıca, yüksek gıda fiyatlarıyla mücadele için belediye tarafından işletilen marketlerin pilot uygulamasını başlatmayı da önerdi.
Haziran ayındaki ön seçim zaferinden sonra Mamdani, özellikle emniyet politikaları konusundaki sert söylemlerini yumuşattı.
2020’de “New York Polis Teşkilatı’nın (NYPD) fonunun kesilmesi” çağrısında bulunduğu bir paylaşımı geri çekti ve NYPD memurlarından “ırkçı” dediği başka bir paylaşımı nedeniyle özür diledi.
Amerika Demokratik Sosyalistleri üyesi olsa da Mamdani, kendi politik çizgisi olduğunu ve örgütün bazı radikal hedeflerini paylaşmadığını belirtiyor.
New York’un ilk Müslüman belediye başkanı
Kampanyanın son haftalarında artan İslam karşıtı söylemlere karşı Mamdani, inancını daha açık bir şekilde sahiplenmeye başladı.
Ekim ayı sonunda Bronx’taki bir cami önünde yaptığı duygusal konuşmada, kentin Müslüman topluluğunun uzun süredir maruz kaldığı 'aşağılamalardan' bahsetti ve kimliğini gururla savunacağını söyledi: “Kim olduğumu, nasıl yediğimi ya da inancımı değiştirmeyeceğim. Ama bir şeyi değiştireceğim: Artık kendimi gölgelerde aramayacağım. Işığın içinde bulacağım.”
Ünlü yönetmen bir anne
Mamdani, Hindistan kökenli bir ailenin çocuğu olarak Uganda’nın Kampala kentinde doğdu. Üniversiteden mezun olduktan kısa süre sonra, 2018’de Amerikan vatandaşı oldu.
Ailesiyle kısa süre Güney Afrika’nın Cape Town kentinde yaşadıktan sonra, 7 yaşında New York’a taşındı.
Annesi Mira Nair; 'Monsoon Wedding', 'The Namesake' ve 'Mississippi Masala' gibi filmleriyle tanınan ödüllü bir yönetmen. Babası Mahmood Mamdani ise Columbia Üniversitesi’nde antropoloji profesörü.
Mamdani bu yıl Suriyeli Amerikalı sanatçı Rama Duwaji ile evlendi. Çift, Hinge adlı bir arkadaşlık uygulamasında tanıştı ve şu anda Queens’in Astoria semtinde yaşıyor.
Bir zamanlar rapçiydi
Mamdani, Bronx Bilim Lisesi’nde okurken okulun ilk kriket takımını kurdu.
2014 yılında Maine’deki Bowdoin College’dan “Africana çalışmaları” alanında mezun oldu ve burada Filistin için Adalet Öğrencileri adlı bir öğrenci grubunun kurucularından biri oldu.
Üniversiteden sonra Queens’te ev tahliyelerini önlemeye çalışan bir danışman olarak çalıştı; bu deneyim, siyasete atılma kararında etkili oldu.
Ayrıca yerel hip-hop sahnesinde Young Cardamom ve daha sonra Mr. Cardamom isimleriyle müzik yaptı. İlk milletvekilliği kampanyasında kendini “B sınıfı bir rapçi” olarak tanımlayarak bu geçmişine esprili bir göndermede bulundu.
Siyasi kariyerinin başlangıcı
Mamdani, Queens ve Brooklyn’deki Demokrat adayların kampanyalarında çalışarak siyasete adım attı.
2020’de, Queens’in Astoria ve çevresini kapsayan seçim bölgesinde uzun süredir görev yapan bir Demokrat’ı yenerek New York Eyalet Meclisi’ne seçildi. İki kez yeniden seçildi.
En dikkat çekici yasama başarısı, bir yıl boyunca bazı otobüs hatlarını ücretsiz hale getiren pilot bir programı hayata geçirmesiydi. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının İsrail yerleşimlerine 'izinsiz destek' vermesini yasaklayan bir tasarı sundu.
Rakipleri-özellikle Cuomo- Mamdani’yi, “Amerika’nın en büyük kentini yönetme konusunda deneyimsiz” olmakla suçladı.
Mamdani ise bir tartışmada, “Cuomo’nun yolsuzluk, skandal ve utanç dolu deneyimlerine sahip olmadığım için gurur duyuyorum,” diyerek yanıt verdi.
Sosyal medya ve viral kampanyalar
Mamdani, Bollywood göndermeleriyle dolu ve Hint kökenine mizahi şekilde atıfta bulunan kampanya videolarıyla Queens dışındaki seçmenlere ulaştı.
Yeni Yıl Günü’nde Coney Island’da, takım elbiseyle denize girerek 'kira dondurma planı'nı anlattı.
Esnaflarla 'Halal-flasyon' ('helal' yemek ve enflasyonun karışımı olan bir espri) üzerine röportajlar yaptı ve 'şehrin meşhur tavuklu pilavlarının tekrar 8 dolara düşeceğine' dair esprili vaatlerde bulundu.
TikTok’ta İspanyolca, Bengalce ve diğer dillerde konuşarak farklı topluluklara seslendi.
Kampanya sürecinde sosyal medya videolarının yanında, 'The Golden Bachelor', 'Survivor' programları ve New York Knicks maçları sırasında yayınlanan dikkat çekici televizyon reklamları da yer aldı.
Filistin yanlısı tutumu
Mamdani, uzun süredir Filistin haklarının savunucusu olarak biliniyor.
Kampanya boyunca, New York siyasetinde 'dokunulmaz' bir alan olarak görülen İsrail konusundaki eleştirilerini sürdürdü. İsrail hükümetini Gazze’de soykırım yapmakla suçladı ve İsrail’in 'Yahudi devleti' değil, 'herkese eşit haklar tanıyan bir devlet' olması gerektiğini savundu.
Bu açıklamaları nedeniyle hem rakiplerinden hem de Yahudi toplumu liderlerinden sert eleştiriler aldı. Cuomo, Mamdani’yi 'antisemitizmi körüklemekle' suçladı.
Yarışın başlarında 'intifadayı küreselleştirin' sloganını kınamayı reddettiği için tepki görse de, daha sonra bu ifadenin kullanılmaması gerektiğini söyleyerek geri adım attı. Ayrıca hahamlarla görüşerek Yahudi bayramlarında sinagog ziyaretinde bulundu.
Zafer konuşmasında, “Benim yönetimimde belediye antisemitizme karşı dimdik duracak,” dedi.
Nasıl kazandı?
Evet, Andrew Cuomo ve Eric Adams 'kusurlu' adaylardı. Çünkü iki isim hakkında da yolsuzluk hatta taciz iddiaları etrafa saçılmış durumda. Bunların karşında Mamdani karizmatik ve 'temiz' bir aday. Kampanya ekibi de sosyal medyayı zekice kullandı. Ama bu kampanyanın enerjisi, Mamdani’nin siyasetiyle doğrudan bağlantılıydı.
Yorumculara göre Mamdani’nin zaferi, modern Amerikan siyasetinin en beklenmedik başarılarından biri olarak görülüyor.
Onun 'ücretsiz çocuk bakımı, hızlı ve ücretsiz otobüsler, dondurulmuş kiralar' vaatleri; piyasaya değil, doğrudan kamusal müdahaleye dayanan bir vizyonu temsil ediyordu. Ve en önemlisi, bütün bunların zenginlerden alınacak vergilerle finanse edileceğini açıkça söyledi. Bu yönüyle, Demokrat Parti’nin Bill Clinton döneminden beri süregelen merkezci ekonomik çizgisinden keskin bir kopuş anlamına geliyordu.
Ayrıca Mamdani, şirket bağışlarına bağımlı olmayan, mevcut parti yapısına dahil edilmemiş bir aday olarak, 'düzen dışı' bir inandırıcılığa sahipti. Filistin konusundaki geri adım atmayan tavrı, birçok seçmene onun samimiyetini kanıtladı.
Tıpkı Bernie Sanders gibi, 'işçiler ve milyarderler' arasındaki çatışmadan söz ettiğinde, bunun gerçekten ne anlama geldiğini hissedebiliyordunuz. Bu güven duygusu sayesinde, Demokratik Sosyalistler grubunun desteğiyle 90 binden fazla gönüllüyü içeren benzersiz bir saha örgütü kurmayı başardı.
Sol için ne anlama geliyor?
Mamdani’nin zaferi, Bernie Sanders’ın 2016 ve 2020 kampanyalarının başaramadığı bir şeyi başardı: Seçmen profilini temelden dönüştürdü. Gençleri siyasete kattı, aynı zamanda partinin geleneksel tabanından küskün kesimleri de kazandı.
Mamdani, ABD'de 'komünist koridor' olarak anılan genç ve eğitimli seçmen bölgelerinde ezici bir üstünlük elde etti. Ancak yalnızca orada değil; Brownsville ve East New York gibi işçi sınıfı mahallelerinde de güçlü bir destek buldu. Orta yaşlı liberal seçmenlerde de özellikle 'şarap anneleri' olarak anılan kesimde, Trump dönemindeki hayal kırıklığı sol bir radikalleşmeye dönüştü.
Kısacası, Mamdani’nin başarısı sadece bir 'New York olayı' değil; ülke genelinde ekonomik popülizme dayalı yeni bir sol hareketin mümkün olduğunu gösterdi.
Çünkü Amerika’nın her yerinde, insanlar aynı ekonomik baskıyı hissediyor. Bu öfkenin göçmenlere veya azınlıklara değil, kurumsal sermayeye yöneltilmesi gerektiğini savunan bir siyaset tarzı, Mamdani’nin kampanyasıyla birlikte yeniden meşrulaştı.
Mamdani’nin zaferi, yalnızca bir belediye başkanlığı değil, aynı zamanda bir hareketin başlangıcı olarak görülüyor.
Trump yönetiminin güç kazandığı, milyarderlerin küçük bir vergi artışını bile 'komünizm' olarak gördüğü bir dönemde, Mamdani’nin programını hayata geçirmek kolay olmayacak.
Bu hareketin başarısı, yalnızca seçim sonuçlarına değil, tabandan gelen örgütlenmeye bağlı olacak: Sendikalaşma çabaları, öğrencilerin kitlesel eylemleri, topluluk dayanışmaları.