Papa 14. Leo, 58 yıl içinde Türkiye’yi ziyaret eden beşinci Katolik lider olacak. İlk ziyaret, Papa 6. Paul tarafından 1967’de gerçekleştirildi ve bunu 1979’da II. Jean Paul, 2006’da Benedict, 2014’te de Papa Francis izledi.
Dünya genelindeki yaklaşık 1 milyar 400 milyon Katoliğin ruhani lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa 14. Leo, 27-30 Kasım tarihleri arasında Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret, dini motivasyonların ötesinde, Hristiyanlık tarihi, dinler arası diyalog, diplomasi ve jeopolitik mesajlar barındırıyor.
Papa’nın Roma'daki üst düzey yardımcısı Kardinal Baldassare Reina, Hristiyanlık Tarihi Uzmanı Alberto Melloni ve Jeopolitika Uzmanı Lucio Caracciolo, tarihî ziyaretin önemini Euronews Türkçe’ye değerlendirdi.
Papa Francis’in nisan ayında vefatı öncesinde sözlü vasiyetinde halefine bıraktığı en net görev, İznik’e gitmekti. 325 yılında toplanan ve Hz. İsa’nın “ilahi” kabul edildiği Birinci İznik Konsili’nin 1700'üncü yılı nedeniyle yapılması planlanan bu ziyaret, ABD’li 14. Leo tarafından hayata geçiriliyor.
Papa Ankara, İstanbul ve İznik’ten oluşan programına perşembe günü başlayacak.
'Biz Hıristiyanlar arasındaki bölünme bir skandaldır'
Papa 14. Leo ve Fener Rum Patriği Bartholomeos’un birlikte yöneteceği 28 Kasım’daki İznik buluşmasına 20 Hristiyan topluluğun temsilcileri ile binlerce inanan katılacak. Törenin, Birinci Konsil’in toplandığı yer olduğu düşünülen Aziz Neophytos Bazilikası kalıntıları önünde yapılması planlanıyor.
Kasım başında İznik’te incelemelerde bulunan Papa’nın Roma Episkoposluğu nezdinde Genel Vekili Kardinal Baldassare Reina, konsilin yıldönümünün “İsa’nın Hristiyan inancındaki merkezi yerini teyit etme” fırsatı sunduğunu belirterek, “Biz Hristiyanlar arasında süregelen bölünme bir skandaldır,” dedi.
Dünyada yaşanan derin krizlerin çözümünde Hristiyanların birliğinin önemli olduğunu vurgulayan Reina söyleyerek, “Bugün Tanrı'ya karşı büyük bir susuzluk olduğuna inanıyorum. Hristiyanların yalnızca inananlar değil, aynı zamanda güvenilir olmaları da bekleniyor. Bu kadar çok ayrılık, bu kadar çok kısıtlama ortaya koyarsak, sonunda insanlar Hristiyan inancına bağlı kalmanın anlamını kavrayamaz hale gelir,” diye sözlerini sürdürdü. Reina, bu nedenle Papa'nın İznik’te tüm Kiliselere ve tüm dünyaya vereceği mesajların önemli olacağını ekledi.
'Türkiye’de Hristiyan azınlıklara yönelik atılan adımlar umut verici'
Kardinal Reina, Türkiye’de hükümetlerin son yıllarda Hristiyan azınlıklara yönelik attığı adımları ise, “Bunlar bize umut verici jestler,” diye değerlendirdi.
Çoğunluğu Müslüman olan bu ülkede Hristiyan azınlıklarla barışçıl ve karşılıklı saygı çerçevesinde bir birliktelik olduğunu ifade eden din adamı, bunun bir zenginlik olduğunu ekledi.
Bu noktada, dinler arası diyaloğun önemine de değinen Katolik din adamı, “Ne yazık ki, son yüzyıllarda Tanrı'nın adı kullanılarak cinayet işlendiğini de gördük. Bu, büyük bir çelişkidir. Papa Francesco’nun ve Papa 14. Leo'nun da birçok kez vurguladığı gibi, Tanrı adına silaha sarılmak mümkün değildir, çünkü Tanrı sevgidir, Tanrı barıştır, Tanrı adalettir,” diye konuştu.
Dünyada hâlihazırda 50 ayrı çatışma bölgesi olduğunu hatırlatan Kardinal, “Bugün barış özlemi, tüm insanlığın en derin özlemlerinden biridir. Bugün sadece Ukrayna'da, Gazze'de değil, dünyanın dört bir yanında, en vahşi çatışmalardan biri de Sudan'da yaşanıyor. Dünya barışını teşvik eden dinler arası bir diyaloğa ihtiyacımız var,” diye sözlerini sürdürdü.
Reina, bu nedenle, Papa 14. Leo’nun Türkiye ve hemen ardından 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında da Lübnan’a yapacağı ziyaretlerde vereceği barış ve diyalog mesajlarının da dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Reina, Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında köprü olduğunun altını çizerek, bu iki dünya arasında diyalog eksikliği olursa barış senaryolarının işlemeyeceğini öne sürdü.
Karrdinal, Papa’nın Türkiye’ye gitmesinin, son yıllarda hem ekonomik gelişme gösteren hem de jeopolitik senaryolarda önemli bir yeri olan ve diğer dinlere saygı gösteren bu ülkeye verdiği değeri gösterdiğini de dile getirdi.
'Kiliselerin birlik olamamaları dünyadaki kötülüklerde rol oynuyor'
İznik, tüm Hristiyanlık mezheplerinin halen bağlı olduğu inanç temelini oluşturan İznik İnanç Bildirgesi’nin doğduğu yer olarak Papa’nın programının merkezinde. 1054’teki büyük bölünme ve Reform Hareketi’yle süren parçalanmışlık, bugün hâlâ giderilebilmiş değil.
Papa 14. Leo, yaptığı bir açıklamada, İznik Konsili’nin, sadece geçmişte kalmış bir bölüm değil, aynı zamanda tüm Hristiyanların birliğine doğru kendilerine rehberlik etmesi gereken bir pusula olduğunu ifade etti.
Papa, İznik Konsili'nin 1700. yıldönümü vesilesiyle geçen pazar yayımladığı "In unitate fidei" (İnanç birliği içinde) adlı bir Apostolik belge de tüm Hristiyanlara “birlik” çağrısı yaptı.
Papa, küresel ölçekte artan çatışmalar ve toplumsal kırılmalar karşısında Hristiyanların birlik duruşlarının barış ve uzlaşı çabalarına katkı sunabileceğini, bunun için de ekümenik bir sürecin devam etmesi gerektiğini belirtti.
Hristiyanlık Tarihi Uzmanı Alberto Melloni, “Kiliseler İznik’te, birlik olamamalarının dünyadaki kötülüklerde rol oynadığını fark etmezse bir fırsat kaçacak,” ifadelerini kullandı. İznik’te ortak dua fikrinin mimarlarından Melloni, Ukrayna’dan Gazze’ye uzanan çatışma ortamında Hristiyanların ortak bir sorumlulukla yüzleşmesi gerektiğini söyledi. Melloni, bugünkü görünürdeki uyumun yanıltıcı olduğunu da şu sözlerle vurguladı:
“Yakın geçmişte İrlanda’da, Yugoslavya’da aynı inanca sahip topluluklar birbirleriyle savaştı, bugün de Ukrayna’da savaşmakta. Aynı inanca sahip olmalarına rağmen dini törenler ve hatta Paskalya tarihinde bile anlaşamayan Kiliselerin birlik olabilme ihtimali çok uzak. İznik’te “ortak inanç, birlikte hareket etmek için yeterli midir?’ sorusunun da sorulması gerek.”
'Papa 14. Leo, 3. Dünya Savaşı'nı önlemek istiyor'
İtalyan jeopolitika dergisi Limes’in kurucusu ve yöneticisi Lucio Caracciolo, Papa’nın ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmasını “dini olduğu kadar stratejik” bir tercih olarak yorumladı. Caracciolo’ya göre Papa, selefi Francesco’nun “parçalı dünya savaşı yaşıyoruz” sözlerinin izinden gidiyor:
“Papa, tam ölçekli bir 3. Dünya Savaşı’na dönüşme riski taşıyan dağınık çatışmaları durdurma ihtiyacını vurgulamak istiyor. En tehlikeli bölgelerden biri de, Türkiye’nin güney sınırı, yani Ortadoğu.”
Papa’nın, Katolik Kilisesi’nin kendi iç meselelerini hızlıca çözmeye odaklanması gerektiğini söyleyen Caracciolo, “Bu nedenle Vatikan’ın diplomatik gücü bu dönemde abartılmamalı. Ancak Vatikan ve Papa'nın barışı sağlama vizyonunda Türkiye'nin temel bir rol oynadığına şüphe yok. Bence mümkün olsaydı, Papa memnuniyetle Kudüs'e de giderdi, ancak koşullar uygun değil,” diye konuştu.
Türkiye’nin hem Orta Doğu hem de Akdeniz’de bölgesel dengelerde kilit rol oynadığını belirten Caracciolo, “Papa’nın Türkiye’ye gitmesi, bu gerçeğin kabulü anlamına geliyor,” dedi.
Caracciolo, Papa’nın Türkiye ve Lübnan seyahatleriyle dünyaya üç temel mesaj vereceğini de söyledi:
“Barışa hizmet için aynı inancı paylaşma şartının olmadığı. Genel bir savaşa girmemizin kader olmadığını göstermek. Vatikan’ın bu barışı sağlama çabasında aktif bir katılımcı olmak istemesi.”
Lucio Caracciolo, Papa’nın bu seyahatle sıcak bölgeye yaklaşarak jeopolitik bir akıllılık ortaya koyduğunu da savundu.
Papa’nın Türkiye programı yoğun
Papa 14. Leo, 58 yıl içinde Türkiye’yi ziyaret eden beşinci Katolik lider olacak. İlk ziyaret, Papa 6. Paul tarafından 1967’de gerçekleştirildi ve bunu 1979’da II. Jean Paul, 2006’da Benedict, 2014’te de Papa Francis izledi.
Papalar, dünyanın en eski ve en büyük uluslararası kurumları arasında yer alan Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri olmalarının yanı sıra, Vatikan Şehir Devleti Başkanlığını da üstleniyor. Bu nedenle, diğer ülkelere gezileri “devlet ziyareti” statüsü taşıyor.
Papa XIV. Leo, Türkiye programının ilk gününde Atatürk’ün anıt mezarı Anıtkabir’i ziyaret edecek, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ardından Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş ile görüşecek.
28 Kasım’da İstanbul’daki St. Esprit Katedrali’nde Katolik din adamları ve cemaatle bir araya gelecek olan Papa, aynı gün helikopterle Bursa’nın İznik ilçesine giderek Vatikan’ın “ekümenik dua buluşması” diye nitelediği konsilin yıl dönümü etkinliğine katılacak.
Programının üçüncü gününde Diyanet İşleri Başkanı eşliğinde Sultanahmet Camii’ni gezmesi ve burada sessiz bir şekilde dua etmesi beklenen Papa, bunu takiben diğer Kiliselerin temsilcileri ve Hristiyan toplumu ile görüşecek ve Fener Rum Patrikhanesi’ne gidecek.
Patrik Bartholomeos ile burada ortak bir bildiri imzalaması beklenen Katolik lider, Volkswagen Arena’da ise 4 bine yakın kişinin katılması beklenen ayini yönetecek.
Papa, Türkiye’deki son gününde İstanbul’daki Ermeni Apostolik Katedrali ile ardından Patrikhanedeki Aya Yorgi Kilisesi’ndeki Doğu Ortodoks Hristiyanlığının kurucularından kabul edilen Aziz Andreas Yortusu ayinine katılacak.
Papa, Patrik Bartholomeos ile yiyeceği öğle yemeğinin ardından İstanbul’dan ayrılıp seyahatinin son durağı olan Lübnan’a geçecek, 2 Aralık’ta da Roma’ya dönecek.