“Operasyon Midas” adı verilen 15 aylık soruşturmada bin saatten fazla dinleme yapıldı, 70’ten fazla adrese baskın düzenlendi ve sekiz kişi rüşvet, görevi kötüye kullanma ve kaynağı açıklanamayan servet bulundurma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin en yakın çalışma arkadaşlarından biri olarak görülen ve zaman zaman "sağ kolu" diye de nitelenen Başkanlık Ofisi Başkanı Andriy Yermak, cuma günü yolsuzluk operasyonu kapsamında evinin basılmasının ardından görevinden istifa etti.
Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ile Özel Yolsuzluk Savcılığı’nın (SAPO) yürüttüğü baskın, Ukrayna’nın devlet nükleer enerji şirketi Energoatom’da 100 milyon dolarlık yolsuzluk iddialarını soruşturan büyük çaplı bir operasyonun parçası.
Bu ay yayınlanan raporlarda birçok üst düzey hükümet yetkilisinin Energoatom üzerinden yürütülen rüşvet ve usulsüzlük ağında yer aldığı belirtilmişti. “Operasyon Midas” adı verilen 15 aylık soruşturmada bin saatten fazla dinleme yapıldı, 70’ten fazla adrese baskın düzenlendi ve sekiz kişi rüşvet, görevi kötüye kullanma ve kaynağı açıklanamayan servet bulundurma suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
Ukrayna'da kurumlar arası hesaplaşma mı var?
Ukrayna'da yaz aylarından bu yana ülke gündemini sarsan, ciddi düzeyde bir iç siyasi kriz yaşanıyor.
Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu'na (NABU) yönelik ülke genelinde en az 15 ayrı noktada baskın düzenlemişti.
Bu operasyonlar, kurumlar arası bir hesaplaşma olarak değerlendirilirken, hedefte Rusya ile iş birliği yaptığı öne sürülen NABU yetkilileri vardı.
NABU'nun kuruluşu 10 sene öncesinde dayanıyor. Bu büro, Ukrayna'nın siyasi rotasını tamamen değiştiren 2014 Maydan olaylarının ardından "yolsuzlukla mücadele" gerekçesiyle 2015 yılında kuruldu. Bu yapının en ayırt edici özelliği ise doğrudan AB ve ABD yönetiminin desteğiyle kurulmasıydı. Bu yüzden de Ukrayna'da yargı sisteminden bağımsız hareket edebilen bir kurum olarak biliniyor.
Kısa süre önce bir Rus ajanını bünyesinde bulundurmakla suçlanan kurumun yetkilerinin Ukrayna Başsavcılığı'na devredilmesine karar verilmişti. Ancak devri öngören tasarının, Zelenskiy'nin imzasıyla yasalaşması beklenirken hükümet geri adım atmış ve NABU yetkilerini korumuştu.
Şimdi ise NABU'nun yürütücü kurumlardan biri olduğu yolsuzluk soruşturmaları gündemde. Kurum bu ay başında Merkez Bankası Başkan Yardımcısı hakkında da soruşturma başlatmıştı. Ayrıca ağustos ayında kurum, ordu için satın alınan İHA ve sinyal karıştırma sistemlerinde büyük bir yolsuzluk şemasını ortaya çıkardıklarını açıklamıştı.
Zelenskiy hangi tarafta?
Zelenskiy ilk başta NABU'nun hedef alınmasına açıktan karşı çıkmamıştı ama sonrasında kurumun yetkilerini yeniden almasına karar veren kişi olmuştu.
Yermak'ın istifasının ardından cuma akşamı ulusa seslenen Zelenskiy, istifa mektubunu kabul etti ve Yermak’a müzakerelerde Ukrayna’nın tutumunu “olması gerektiği gibi savunduğu için” teşekkür etti.
Zelenskiy, ülkedeki iç karışıklık karşısında savaş koşullarını hatırlatarak, tam birlik içinde olmak gerektiğini vurguladı:
“Ukrayna’nın savunmasından başka hiçbir şey dikkatimizi dağıtmamalı.”
Yermak ise baskın öncesi Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda soruşturma makamlarıyla tam işbirliği içinde olduğunu, avukatlarının da polisle aktif şekilde çalıştığını belirtmişti. Kurumlar Yermak hakkında henüz herhangi bir suçlama yöneltmiş değil; yalnızca “başkanlık ofisi başkanının evinde arama yapıldığı" duyuruldu. Sözcü Oleksii Tkachuk, kendisine “şüpheli” statüsü verilmediğini açıkladı.
Soruşturmanın merkezindeki isim: Timur Mindiç kim?
Diğer yandan, soruşturmanın merkezinde Zelenskiy’nin eski iş ortağı olduğu iddia edilen ve yurtdışına kaçan Timur Mindiç var.
Ukrayna iş dünyasında tanınan bir isim ve eski bir medya patronu olan Mindiç'in adı Kasım 2025 itibarıyla, Ukrayna’nın enerji sektöründe patlak veren bu devasa yolsuzluk skandalının merkezine oturdu. Öyle ki Mindiç'in, Energoatom üzerinden yürütülen yolsuzluğu yöneten örgütün başı olduğu ifade ediliyor.
Makamların iddialarına göre örgüt, Energoatom'un sözleşmelerini yüzde 10 ila 15 değerinde “komisyon”larla şişirdi ve bu paraları Kiev’deki gizli bir ofisten akladı.
Mindiç, resmi olarak Energoatom yönetiminde yer almıyor. Ancak soruşturma makamları, resmi görev sahibi olmayan, gölge bir ağ inşa ettiğini ve Energoatom üzerindeki kontrolü fiilen bu ağ vasıtasıyla sağladığını söylüyor.
Bu skandal nedeniyle iki bakan da istifa ederken, Mindiç'in kendisi de yurtdışına kaçmıştı. Şimdiyse Zelenskiy’nin en güçlü danışmanı konumundaki Yermak'ın istifası, savaşın üçüncü yılında Ukrayna yönetiminde önemli bir kırılma olarak değerlendiriliyor.
Yermak ve Zelenskiy'nin ilişkisi nasıl?
54 yaşındaki Yermak, Kiev doğumlu. Taras Shevchenko Ulusal Üniversitesi’nde uluslararası özel hukuk alanında yüksek lisans yaptıktan sonra 1997’de kendi hukuk bürosunu kurdu. Siyasete kariyerinin başında hukuki danışmanlık yoluyla adım atan Yermak, bir dönem Ukrayna’nın önde gelen siyasetçilerinden Elbrus Tedeyev’e danışmanlık yaptı.
Siyaset dışı alanda ise 2012’de kurduğu Garnet International Media Group ile film yapımcılığına adım attı; Ukrayna ve Avrupa Film Akademisi üyeliklerini sürdürüyor. Zelenskiy ile ilk kez 2011’de tanışan Yermak, daha sonra 2019 seçim kampanyasında aktif rol aldı. Zelenskiy iktidara geldikten sonra dış politika danışmanı, ardından 2020’de Başkanlık Ofisi Başkanı oldu. 2022’de insani ve sosyal konulardan sorumlu koordinasyon merkezinin de başına getirildi.
Yermak, Rusya ile savaşın başladığı Şubat 2022’den sonra Zelenskiy’nin yanında en sık görülen isim hâline geldi. Kiev’de bazı çevrelerde “Yeşil Kardinal” (Zelenskiy’nin soyadı, Slav dillerinde ‘yeşil’ anlamına geliyor) diye anılan Yermak, Zelenskiy’nin talimatlarını sorgulamadan yerine getiren bir “baş icracı” olarak da görülüyor.
The Independent'a göre eski çalışanlar, Yermak’ın zamanla devlet aygıtında ikinci en güçlü kişiye dönüştüğünü belirtiyor.
Barış görüşmelerindeki rolü neydi?
Yermak, Ukrayna’nın dış politikasında da belirleyici bir figürdü. 2019’dan itibaren Rusya ile yürütülen görüşmelerde baş müzakereci rolünü üstlendi; savaş boyunca ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile sürekli temas hâlinde oldu.
Ancak 2024’te ABD’de Donald Trump’ın yeniden seçilmesinin ardından Yermak’ın Washington’daki etkisi azaldı. Kyiv Independent ve Politico’nun haberlerine göre Trump yönetimindeki yetkililer Yermak’ı “fazla talepkâr, ABD siyasetini yeterince bilmeyen ve Sullivan’a yakın olduğu için taraflı görülen” bir aktör olarak değerlendiriyor. ABD’li yetkililerle yaptığı bazı görüşmelerin iptal edildiği de belirtiliyor.
Buna rağmen Zelenskiy, uluslararası müzakerelerde Yermak’ı ön plana çıkarmaya devam ediyordu; geçen hafta Cenevre’de ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile barış planı görüşmelerini Yermak yürütmüştü.
Polis baskınının birkaç saat önce The Atlantic’e verdiği demeçte Yermak, “Zelenskiy başkanken Ukrayna’dan toprak vermeyi kabul etmeyeceğini” söylemişti.
Trump işin neresinde?
Ukrayna'da yolsuzluk krizini ve kurumlar arası savaşı içeren tüm bu olayların ABD'deki siyasi rekabetle de doğrudan ilişkisi olabilir.
Nitekim Trump'ın birinci azil sürecinde Joe Biden ailesinin NABU'yla bağlantısı tartışma konusu olmuştu.
Trump'ın azil süreci, Temmuz 2019'da Zelenskiy ile yaptığı bir telefon görüşmesine dayanıyordu. Trump, bu görüşmede Zelenskiy'den Biden ailesinin (ve Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın) Ukrayna'da karıştığı yolsuzlukları soruşturmasını istemişti.
Trump'ın Zelenskiy'den somut talebi NABU eliyle kapatılan Biden ailesi soruşturmasını tekrar açmasıydı.
Bu olay, Trump'ın "kişisel siyasi çıkarları için yabancı bir devletten yardım talep ettiği ve görevini kötüye kullandığı" suçlamalarıyla azil soruşturmasına uğramasıyla sonuçlanmıştı.