İngiliz ve ABD basınına göre ABD’li araştırma ekipleri ve eski CIA görevlileri, Hindistan’ın soruşturmada yeterli iş birliği yapmadığını ileri sürüyor.
Air India’ya ait AI-171 sefer sayılı uçağın 12 Haziran 2025’te Ahmedabad’da düşmesiyle ilgili soruşturma yeni ve çarpıcı detaylarla derinleşiyor.
Kazada 265 kişi hayatını kaybederken, hem adli tıp raporları hem de ABD ve İngiliz basınında çıkan haberler, olayın yalnızca bir teknik arıza ya da pilotaj hatası olmayabileceğini gündeme getirdi.
İngiliz gazetesi The Telegraph, kazanın “kasten gerçekleştirilmiş olabileceğini” yazdı. Gazeteye göre, ABD’li araştırma ekipleri ve eski CIA görevlileri, Hindistan’ın soruşturmada yeterli iş birliği yapmadığını ileri sürüyor.
ABD’li soruşturmacıların kaza bölgesinde fotoğraf çekmelerinin engellendiği, bazı kritik kanıtların ekipler gelmeden önce ortadan kaybolduğu ve uçak içinden alınan verilerin tam erişime açılmadığı, kokpit ses kayıtları ve uçuş veri analizlerinin uzmanlarla paylaşılmadığı iddia ediliyor.
İddiaya göre bazı ABD'li yetkililer, Hindistan hükümetinin bulguları engellemeye çalışıp bunun yerine uçaktaki mekanik arızaları suçlamasından endişe ediyor.
ABD uzmanlarının analiz ettiği uçuş verilerinde, kokpitten birinin motor yakıt besleme sistemini kapatmış olabileceği de öne sürülmüştü.
Wall Street Journal'ın ele geçirildiği iç yazışmalara göre ise ABD'li ve Hintli yetkililer arasında kara kutu gerilimi yaşandı. Hindistan uçağın kara kutusunu uzak bir laboratuvara götürmeye kalkınca ABD ile gerilim arttı. Bunun üzerine Hintli yetkililer yumuşayarak kara kutu verilerini uzak laboratuvar yerine Delhi'ye indirmeyi kabul etti.
Habere göre sürtüşme, her iki ülkenin de soruşturmaya yüksek oranda dâhil olmasıyla daha da büyüdü ve bir yıl veya daha uzun sürebileceği düşünülüyor. Gazeteye konuşan Amerikan hükümet ve endüstri yetkilileri, şu ana kadarki kanıtların, Air India 171 sefer sayılı uçağın pilotu Sumeet Sabharwal'ın uçağı kasten düşürdüğüne işaret ediyor.
İddiaya göre, kaptan kazadan önce uçağın burnunu kaldırmaya çalışmadı. Sabharwal'ın babası ise oğlunun pilot olarak "kusursuz 30 yıllık kariyerine" rağmen "itibar suikastına" maruz kaldığını savunuyor.
265 ölüm, bir mucize kurtuluş
Uçak, Ahmedabad Sardar Vallabhbhai Patel Uluslararası Havalimanı’ndan kalkıştan dakikalar sonra irtifa kaybederek bir tıp fakültesi yurdunun bulunduğu alana çarpmış ve alev almıştı. Kazada 5 tıp öğrencisi dahil 265 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştı.
Felaketten sadece bir kişi sağ çıkmıştı: Yolcu Vishwaskumar Ramesh.
Yerel televizyon Doordarshan’a konuşan Ramesh, uçağın kendi bulunduğu bölümünün zemine yakın bir noktaya çakıldığını ve kapının kırılmasıyla oluşan küçük bir boşluktan çıkmayı başardığını anlatmıştı.
Ön inceleme raporlarına göre motorlara giden yakıt akışının kazadan hemen önce kesildiği tespit edilmişti. Kokpit kayıtlarında pilotların bu duruma şaşırdığı ve “Biz kapatmadık” diyerek tepki verdiği belirtiliyor. Bu bulgu, kazanın sistem arızası veya dış müdahale ihtimallerini gündeme taşıyor.
Hindistan hükümeti, yüksek düzeyli bir komisyon kurarak kapsamlı bir soruşturma başlattı. Nihai raporun üç ay içinde tamamlanması bekleniyor.
Kurbanların bedenlerinden kimyasal tehlike çıktı
Bu arada İngiltere'deki Westminster Kamu Morgu’nda yapılan incelemeler sırasında kaza kurbanlarının cesetlerinde tehlikeli seviyede kimyasal madde ortaya çıktı.
Soruşturmayı yürüten Adli Tıp Uzmanı Prof. Fiona Wilcox, raporunda cesetlerin yüzde 40 oranında formalinle kaplandığını belirtti.
Hintli Wion gazetesine göre, raporda, cesetlerin incelendiği sırada “morg çalışanlarının tamamını riske atan ciddi bir kimyasal tehlike” ortaya çıktığı kaydedildi.
Formalinin içerdiği formaldehit kanserojen bir madde ve solunduğunda akut solunum irritasyonu, bronkospazm, akciğer ödemi, metabolik asidoz ve hatta ölüme neden olabiliyor. Bu madde ısı ve ışığa maruz kaldığında parçalanarak son derece zehirli olan karbonmonoksit gazı açığa çıkarıyor.
Kaza kurbanlarının cesetleri ülkeler arasında aktarılırken bu maddenin koruyucu amaçlı kullanıldığına inanılıyor. Ancak uzmanlar, maddenin yanlış şekilde kullanıldığı görüşünde.