İsrailli yetkililer ve analistlere göre, Tahran, iki ülke arasındaki 12 günlük çatışmanın ardından füze cephaneliğini yüksek hızda yeniden inşa ediyor ve gelecekte aynı anda 2 bin füze fırlatmayı hedefliyor.
İsrail ordusu yetkilileri ve bölgesel istihbarat değerlendirmelerine göre İran, İsrail’in saldırılarında hasar gören kapasitesini yeniden oluşturmak için balistik füze üretimine altı ay sonra yeniden, “aralıksız” çalışan fabrikalarla büyük çapta başladı.
İsrail’in üst düzey askerî temsilcisi, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi’nin basına kapalı bir toplantısında, İran’ın füze kapasitesini yeniden inşa etme çalışmalarının yüksek hızda sürdüğü uyarısında bulundu; bu bilgiler İsrail medyasına yansıdı.
Batılı diplomatlar, İsrail’in geçen yıl İran’da balistik füze üretiminde kritik öneme sahip “gezegen mikserleri”ni (solid yakıt üretiminde kullanılan ekipman) hedef almasının ardından Tahran’ın toparlanma sürecini hızlandırmaya çalıştığına dair endişelerini son haftalarda dile getiriyor.
İsrail'in en büyük medya kuruluşlarından Yedioth Ahronoth grubuna bağlı popüler bir haber sitesi olan Ynet’in aktardığı istihbarat brifinglerine göre Tahran, yakıt üretiminde daha eski yöntemlere geri döndü.
Uluslararası Kriz Grubu İran Proje Direktörü Ali Vaez, İranlı yetkililerin kendisine füze fabrikalarının “24 saat çalıştığını” söylediğini, “Yeni bir savaş çıkarsa 12 günde fırlattıkları 500 füze yerine bir seferde 2 bin füze fırlatmayı umduklarını” aktardı.
Batılı bir diplomat, “Bu durum hesap hatası riskini artırıyor,” dedi.
İran, cuma günü Basra Körfezi’nde büyük bir Devrim Muhafızları donanma tatbikatı düzenlediğini açıkladı. Tatbikatlarda 2 bin kilometre menzilli seyir ve balistik füzeler ile intihar dronlarının yer aldığı duyuruldu.
Tatbikatta elektronik harp koşullarında üç hava savunma sistemi konuşlandırıldı. İran medyasına göre “Yapay zeka kullanılarak bu sistemler hava ve deniz hedeflerini çok daha kısa sürede tespit edip yüksek isabet oranıyla vurdu.”
Tatbikatın ilk gününde İran donanma birliklerinin bölgede bulunan Amerikan gemilerini “uyardığı ve kesin mesajını ilettiği” iddia edildi; ancak mesajın içeriği bilinmiyor ve ABD güçleri yorum yapmadı.
İran ayrıca, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi ülkelerin katıldığı Doğu Azerbaycan’daki ortak “terörle mücadele” tatbikatlarının da cuma günü sona erdiğini açıkladı.
İran’ın ŞİÖ ulusal koordinatörü Mihrdad Kiai, örgüt genel sekreter yardımcısı Piao Yangfan’la yaptığı görüşmede, “‘Sanhand-2025’ tatbikatı, benzer düşünen ülkelerin terörizm tehdidiyle etkili biçimde mücadele etme konusundaki kararlı taahhüdünü gösteriyor,” dedi.
Batılı diplomatlara göre İsrail, aracı ülkeler üzerinden İran’a yeni bir doğrudan çatışma istemediği mesajını iletmeye çalıştı; ancak İranlı yetkililer bu mesajı aldatıcı bularak reddetti.
Bu arada Devrim Muhafızları Sözcüsü Ali Muhammed Neini, Öğrenci Günü kapsamında yaptığı konuşmada, 12 günlük çatışmada iki kez Hayfa rafinerisini vurduklarını ve bir Mossad karargâhını hedef alarak 36 kişiyi öldürdüklerini iddia etti.
Neini, “Onlar Tahran’daki yakıt depomuza vurduysa biz beş saat sonra iki kez Hayfa rafinerisini vurduk. Onlar istihbarat merkezimizi hedef aldıysa biz de Mossad merkezini vurduk ve 36 kişi öldü.” dedi.
İsrail, İran’ın füze saldırılarında 12 gün boyunca ölen toplam kişi sayısını 28 olarak açıklamıştı.
Neini ayrıca, İran füzelerinin isabet oranının, İsrail’in borsa veri merkezinin bulunduğu 32 katlı bir binanın negatif katını tam olarak hedef alabilecek seviyede olduğunu ileri sürdü.
İsrail’in yanıtı belirsiz
Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde “İran ve Şii Ekseni” araştırma programı direktörü Raz Zimat, 12 günlük çatışma sonrası İran ve İsrail arasındaki mevcut durumu “son derece istikrarsız” olarak nitelendirdi ve iki tarafın da çatışmayı kontrollü şekilde yönettiğini söyledi.
Zimat, İsrail’i endişelendiren iki senaryo bulunduğunu belirtti: “Birincisi, tarafların hesap hatası yapması — ki bu daha düşük ihtimal. Ama daha olası senaryo İran’ın uranyum zenginleştirmeye yeniden başlamak istemesi.”
Araştırmacıya göre, İran’ın balistik füze programını yeniden başlatmasına İsrail’in nasıl karşılık vereceği ve bunu hangi noktada ‘kırmızı çizgi’ olarak değerlendireceği belirsiz.
Balistik füze programından farklı olarak, uranyum zenginleştirmenin yeniden başlaması, nükleer silah edinmeye yönelik adımlar ya da İsrail saldırılarında yıkılan nükleer tesislerde gömülü olduğu iddia edilen yaklaşık 440 kilogram, yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş uranyumun geri kazanılmasına yönelik hamleler, İsrail’in askerî yanıt vermesine neden olabilir.
Batılı diplomatlara göre Tahran şu anda nükleer programını hızlı bir şekilde ilerletmeye çalışmıyor; önceliği balistik füze projesini yeniden canlandırmak.
ABD’li ve İsrailli yetkililere göre bu program, olası bir çatışmanın seyrini dramatik biçimde etkileyebilir.