Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Avrupa’da maaş şeffaflığı: Hangi ülkeler önde, hangileri geride?

Cinsiyet ücret farkı
Cinsiyetler arası maaş farkı ©  Copyright 2020 The Associated Press. All rights reserved
© Copyright 2020 The Associated Press. All rights reserved
By Servet Yanatma
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

AB üye devletlerinin, Maaş Şeffaflığı Direktifi’ni 7 Haziran 2026’ya kadar uygulamaya koymaları gerekiyor. Ancak birçok ülke henüz harekete geçmiş değil. Euronews Business, şu ana kadarki ilerlemeye daha yakından bakıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi’ne (Eurostat) göre AB’de kadınlar saatlik bazda ortalama olarak erkeklerden yüzde 12 daha az kazanıyor. Bu cinsiyetler arası kalıcı ücret farkını gidermek için AB, “eşit işe eşit ücret” ilkesini güçlendirmeyi amaçlayan yeni maaş şeffaflığı kuralları getiriyor.

Milyonlarca çalışan için iş başvurusunda bulunmadan önce maaş aralığını bilmek, özgüvenle pazarlık yapmak ile belirsizlik içinde, iş bulma şansını kaybetme korkusuyla kabullenmek arasındaki farkı yaratabiliyor.

Yönerge, maaşların gizli tutulmasına dayalı kültürü sona erdirerek, genç çalışanlar, ebeveyn izninden dönenler ve geçmişte aynı iş için düşük ücret almış herkes için koşulları eşitleyebilir.

Maaş Şeffaflığı Direktifi kapsamında, AB üye ülkelerinin mevzuatı 7 Haziran 2026 tarihine kadar uygulamaya koyması gerekiyor. Ancak Birlik genelinde ilerleme yavaş. Bu da birkaç ülkenin gelecek yılki son tarihi kaçırabileceğine dair endişeleri artırıyor.

PwC’ye göre son dönemde Hollanda, uygulamayı erteledi. Yeni öngörülen uygulama tarihi 1 Ocak 2027.

Addleshaw Goddard’ın Varşova ofisinde iş hukuku bölümünün başkanı Monika Krzyszkowska Dabrowska Euronews Business’a verdiği demeçte, “2025’in sonunda AB ülkelerinin çoğu henüz Direktifin uygulanmasına hazır değil ve genel olarak ilerleme yavaş,” dedi.

Peki, Maaş Şeffaflığı Direktifi’nin uygulanmasında hangi AB ülkeleri önde gidiyor ve Birliğin geri kalanı hangi aşamada?

Addleshaw Goddard’ın Eylül 2025 itibarıyla hazırladığı uygulama takip raporuna göre, 27 ülkeden 10’u henüz direktifin uygulanması için hiçbir adım atmış değil. Bunlar: Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan, Danimarka, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Letonya, Lüksemburg, Portekiz ve Slovenya.

Sekiz ülkede ise taslak yasaların hazırlanması bekleniyor. Bu ülkeler: Güney Kıbrıs, Çekya, Estonya, Finlandiya, Fransa, Romanya, Slovakya ve İspanya. Bu durum, teknik bir komite veya çalışma grubunun kurulduğunu, bir teklifin halihazırda hazırlandığını ve paydaşlarla müzakerelerin sürdüğünü gösteriyor.

Dört ülkede taslak yasa zaten yayımlanmış durumda: İrlanda, Litvanya, Hollanda ve İsveç.

Üç ülkede ise kısmi uygulama süreci başlamış durumda: Belçika, Malta ve Polonya.

Almanya da kendi yasasını direktife uyumlu hale getirmek için hazırlık yapıyor.

Mevcut yasaların uyarlanması veya yeni yasaların çıkarılması

Uygulamada farklı yaklaşımlar bulunuyor. Krzyszkowska-Dabrowska, bazı ülkelerin mevcut yasaları uyarlayıp düzenlediğini — özellikle ulusal mevzuatın zaten Direktif’teki gerekliliklere benzer hükümler içerdiği durumlarda —, diğerlerinin ise tamamen yeni yasalar çıkararak, özellikle benzer bir yasal çerçevenin bulunmadığı yerlerde, Direktif hükümlerini yakından yansıttığını belirtti.

İstihdam Çalışmaları Enstitüsü’nden (IES) baş asistan Dr. Duncan Brown, direktifin maaş şeffaflığının birden fazla boyutunu kapsadığını ve eşit ücretin sağlanması için farklı mevcut çerçevelere sahip ülkelere uygulandığını söyledi.

Birçok ülke halihazırda bazı unsurları uygulamış durumda. Bu da tam uyuma yönelik ilerlemenin neden yavaş olduğunu açıklıyor.

Örneğin Avusturya, 2011’den bu yana bir şeffaflık girişimine sahip ve Viyana Üniversitesi’nden Dr. Andreas Gulyas’a göre yeni gereklilikleri karşılamak için yalnızca küçük uyarlamalar yeterli olacak.

Eylemsizlik ya da gecikmenin nedenleri

Krzyszkowska-Dabrowska, “Kapsamlı olarak Direktif’e açıkça karşı çıkan belirli gruplar görünmese de, bunun yürürlüğe girmesi ulusal yasalar açısından büyük önem taşıyor ve işverenler için hem devrim niteliğinde hem de sorunlu olarak algılanıyor,” dedi.

Direktif ayrıca işverenlere ek yükümlülükler getiriyor, çalışanlara — daha geniş kapsamda dava açabilme hakkı da dâhil olmak üzere — yeni haklar tanıyor ve mahkemeler ile yetkililerin yetkilerini artırıyor.

Krzyszkowska-Dabrowska ayrıca direktifin hükümlerinin açık ve oldukça teknik olmasına rağmen, bunların pratikte yorumlanması ve uygulanmasının zorluklar içerdiğini vurguladı.

“Toplu olarak bakıldığında, bu değişiklikler hukuki alanı yeniden şekillendirmeye ve ek yükler getirmeye hazırlanıyor; bu da birbirine bağlı çeşitli çözümlerle sistematik bir yaklaşım gerektiriyor,” diye ekledi.

Siyasi çalkantılar süreci engelliyor

IES’ten Brown, Euronews Business’a verdiği demeçte, 2023’te kabul edilen direktifin ardından, COVID-19 pandemisi ile başlayan siyasi ve ekonomik dalgalanmaların ve krizlerin bu istikrarsız ve öngörülemez on yılda sürdüğünü söyledi.

Ulusal hükümetler, bu nedenle gündemlerinde başka öncelikler bulunduruyor.

Ukrayna’daki savaş ve savunma harcamalarının hızla artırılması ihtiyacı, yaygın hayat pahalılığı krizleri ve sıklıkla sistem karşıtı ve “anti-woke” söylemler içeren aşırı sağ popülizmin yükselişi, öne çıkan başlıca meseleler arasında yer alıyor.

Tüm bu gelişmeler, zaten yoğun olan yasama gündemlerinin ciddi biçimde sıkışmasına yol açtı, diye ekledi.

AB’nin 'Büyük Dörtlüsü'nde mevcut durum

Almanya, direktifi uygulamak için henüz bir tasarı yayımlamadı. Addleshaw Goddard’ın Almanya ofisinden iş hukuku ortağı Marijke van der Most’a göre hükümet, Temmuz 2025’te tavsiyeler hazırlamak üzere bir uzman komisyonu kurdu ve sonuçların sonbahar bitmeden açıklanması bekleniyor.

2025’teki olağanüstü siyasi durum, gecikmeyi büyük ölçüde açıklıyor. Bu yılın başlarında yapılan erken federal seçimlerin ardından ülkede tam bir hükümet değişikliği yaşandı.

Van der Most, “Bu süreç, yeni yönetimin koalisyon müzakerelerine ve acil siyasi önceliklere odaklanmak zorunda kalması nedeniyle yasama gündemini geçici olarak kesintiye uğrattı; AB’nin bekleyen uygulama konularına dönüş ise sonraya kaldı,” dedi.

Van der Most, Almanya’nın Haziran 2026 uyum son tarihini yakalamasının hâlâ gerçekçi olduğunu düşünüyor.

Fransa’da ise sosyal taraflarla yapılan istişarelerin ardından 2025 sonbaharında bir yasa tasarısı bekleniyor. İtalya’da ise henüz herhangi bir uyum çalışması bildirilmedi.

İspanya ise şimdiden maaş şeffaflığına ilişkin yükümlülükler getirmiş durumda: Tüm şirketler için cinsiyet bazlı ücret kayıtları ve 50’den fazla çalışanı olan şirketler için cinsiyet bazlı ücret denetimi gibi.

Direktif, çoğu kuruluşun maaş modellerini gözden geçirmesini ve ücretlendirme politikalarını çok daha ayrıntılı şekilde tanımlamasını gerektirecek.

İş ilanlarında maaş şeffaflığı düşük

Indeed'e göre, iş ilanlarında maaş şeffaflığı birçok ülkede sürekli artış gösterse de, son aylarda momentum yavaşladı.

Mayıs 2025’te yüzde 65 ile en yüksek oran İngiltere’de görüldü. İngiltere'yi, Fransa (yüzde 48) ve Hollanda (yüzde 46) izledi. İtalya, İspanya ve Almanya ise yüzde 25 ile listenin alt sıralarında yer aldı.

İngiltere maaş şeffaflığında en yüksek orana sahip olmaya devam etse de, maaş bilgisini içeren iş ilanlarının payı azalmış durumda.

Ağustos ayında Indeed’deki iş ilanlarının yaklaşık yüzde 56’sında ücret ayrıntıları yer aldı; bu oran yılın başına kıyasla neredeyse 10 puan daha düşük.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa Birliği maaşlarda şeffaflık istiyor: Uygulamayı hayata geçirmeye en yakın ülkeler hangileri?

İstanbul maaştan fazla kiranın ödendiği altı şehirden biri oldu

AB'de maaş şeffaflığı kadınların yıllık 700 euro tasarruf etmesini sağlayabilir