Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Gençlik politikaları, ülkelerin yaşlanmanın ekonomik maliyetiyle başa çıkmasına yardımcı olabilir

İspanya'nın Madrid kentindeki Puerta del Sol Meydanı'nda insanlar kamuya ait bir bankta oturuyor. 13 Mart 2014.
İspanya’nın Madrid kentindeki Puerta del Sol Meydanı’nda insanlar kamuya açık bir bankta oturuyor. 13 Mart 2014. ©  AP/Emilio Morenatti
© AP/Emilio Morenatti
By Eleanor Butler
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

EBRD'nin yeni bir raporuna göre, yapay zekanın tek başına benimsenmesi, yaşlanan nüfusların neden olduğu olumsuz ekonomik etkileri telafi etmeye yetmiyor.

Avrupa giderek yaşlanıyor; yeni bir rapora göre, bu dönüşümü yönetmeye yönelik siyasi irade, “siyasetin yaşlanması” nedeniyle tehdit altında.

EBRD araştırmacılarına göre, yaşlanan liderler ve seçmenler “değişime yönelik siyasi alanı daraltıyor”. Rapor, EBRD’nin yatırım yaptığı Avrupa’daki yükselen ekonomilere özellikle odaklanıyor.

Avrupa’nın bu kesiminde, daralan çalışma çağındaki nüfus, kişi başına yıllık GSYH büyümesini 2024-2050 arasında ortalama yaklaşık 0,4 yüzde puanı düşürebilir.

Doğurganlık oranlarının düşmesi ve yaşam süresinin uzamasıyla şekillenen bu dönüşüm, hükümetler üzerinde giderek artan mali baskı yaratıyor.

EBRD’nin baş ekonomisti Beata Javorcik, Euronews’e “Rapordan çıkan temel mesaj, seçenekleri demografik eğilimler kapatmadan harekete geçme zamanının şimdi olduğu” dedi.

“Siyasetçilerin cesur olması, zorlu tercihlerle ilgili açık iletişim kurmaya istekli olmaları ve kısa vadeli baskılara direnebilmeleri gerekiyor.”

Yapay zekâ ‘sihirli çözüm’ değil

Yaşlanmanın ekonomide yaratacağı etkiyle başa çıkmak için doğurganlığı destekleyen politikalar, göçün artırılması, işgücüne katılımı yükseltmeye yönelik önlemler ve yeni teknolojilerin uygulanması gibi adımlar öne çıkıyor.

Kadınları daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik eden doğurganlık politikalarına gelince, EBRD’ye göre hükümetlere yüksek maliyet getirmesine rağmen kalıcı etkileri sınırlı.

Araştırmacılar, “2019’a gelindiğinde EBRD bölgelerindeki hükümetlerin çoğu doğumları teşvik eden politikalar benimsemişti; 1980’de bu oran yalnızca ekonomilerin yüzde 5’inde vardı” dedi.

“Bazı cömert destek paketleri doğumlarda kısa süreli artışlar sağladı, ancak teşvikler sona erdiğinde daha yüksek doğurganlığı sürdürmek zorlaştı.”

Yeni teknolojilerin, özellikle yapay zekânın benimsenmesine gelince, EBRD bu araçların verimliliği artırabileceğini de vurguluyor; ancak tek başına çözüm değil.

Araştırmacılar, “Yapay zekâ teknolojisindeki ilerlemeler bazı mesleklerde çalışanların verimliliğini artırırken, diğerlerinde çalışanları yerinden edebilir” dedi.

AB’deki EBRD ekonomilerinde, gelişmiş Avrupa’ya göre, yapay zekâ temelli verimlilik artışlarından en çok yararlanabilecek işlerde çalışanların payı daha düşük.

Siyaset ekonominin önüne geçtiğinde

EBRD’ye göre nüfusun yaşlanmasıyla başa çıkmanın en güçlü aracı, daha fazla insanı, özellikle ileri yaştaki vatandaşları, işgücüne katmak.

Çalışma hayatını uzatmak, özellikle fiziksel gereksinimleri daha az olan mesleklerde, bireylerin ekonomiye daha uzun süre katkı sunması anlamına geliyor.

EBRD bölgelerinde yasal emeklilik yaşları son yıllarda yükseliyor ve 55 ile 67 arasında değişiyor; ancak ortalama fiili emeklilik yaşı daha düşük. Bu da, daha erken emeklilik seçeneği var olduğu sürece, resmi sınırları yükseltmenin insanların daha uzun çalışmasını mutlaka teşvik etmeyeceği anlamına geliyor.

Emeklilik reformlarının vaatlerine rağmen en büyük engel siyasi irade, dedi EBRD.

Çalışma yaşamının uzatılması siyasi açıdan hassas bir konu ve pek çok yasa yapıcı, kendileri de yaşlanıyor oldukları için, konuyu gündeme getirmek istemiyor.

Beata Javorcik, “Liderler nüfustan daha hızlı yaşlandıkça, kendi kuşaklarının yani daha yaşlı kuşakların ihtiyaçlarına daha duyarlı olma eğilimi gösteriyor” dedi.

“Ve elbette, gençlere kıyasla daha sık oy veren hep yaşlı kuşak oluyor.”

Bu yıl yayımlanan bir OECD araştırmasına göre, 18-29 yaş arasındakilerin ulusal seçimlerde oy verme olasılığı, 50 yaş ve üzerindekilere kıyasla 21 yüzde puanı daha düşük.

Göçün önemi

EBRD’ye göre, siyasette yaşlı kuşakların aşırı temsil edilmesi daha kısıtlayıcı göç politikalarını da beraberinde getiriyor.

Göçmenler sosyal yardım sistemlerine yük getirebilse de işgücü piyasasına katkıları, özellikle genç ve nitelikli olduklarında, yaşlanan toplumlar için son derece yararlı olabilir.

EBRD ekonomilerinde göç verme oranları küresel ortalamanın sürekli üzerinde seyrederken, göç alma oranları mütevazı kalıyor. 2020’de EBRD bölgelerinde yaşayanların yüzde 6,4’ü yurt dışında doğmuştu; bu oran, dünya genelindeki gelişmiş ekonomilerde yüzde 20.

EBRD, genç vatandaşların yaşıtlarına göre daha gevşek göç politikalarını destekleme eğiliminde olmasına karşın siyasi temsilden yoksun olmanın, “seslerinin bastırılma riski” taşıdığı uyarısında bulundu.

Araştırmacılar şu sonuca vardı: “Bu dinamiği yeniden dengelemek, yalnızca cesur reformlar değil, aynı zamanda genç seçmenleri harekete geçirme çabaları da gerektirecek.”

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Birleşik Krallık'ın sonbahar bütçesi: Öne çıkanlar ve riskler

ABD'den AB dijital kurallarında yumuşamaya karşı çelik tarifelerini azaltma kararı

ABD ve AB kritik ticaret toplantısına hazırlanıyor