Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

İklim krizinde yatırım: Afet tahvilleri portföyünüz için avantaj mı?

ARŞİV. İspanya'nın kuzeybatısındaki Ponteceso'da Fuente de Faro de Brantuas bölgesinde yangın ilerlerken itfaiyeciler çalışıyor. 3 Ağustos 2025.
ARŞİV. İtfaiyeciler, İspanya'nın kuzeybatısındaki Ponteceso'daki Fuente de Faro de Brantuas bölgesinde ilerleyen yangına müdahale ediyor. 3 Ağu. 2025. ©  AP/Europa Press/Gustavo de la Paz
© AP/Europa Press/Gustavo de la Paz
By Eleanor Butler
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Genellikle ABD piyasasına yönelik bir finansal ürün olan afet tahvilleri, artık dünya genelinde giderek artan bir ilgi görüyor.

Afet tahvilleri, adı üstünde, deneyimsiz yatırımcılar için değil. Buna rağmen, yüksek getiri ve yüksek risk taşıyan bu menkul kıymetler, doğal afetlerin şiddetlenmesiyle birlikte giderek daha fazla ilgi görüyor.

1990’larda ABD piyasası için geliştirilen afet tahvilleri, doğal afet maliyetlerini karşılamak üzere hükümetler, sigortacılar ya da reasürans şirketleri tarafından ihraç edilir. Yatırımcılar, ödemeyi tetikleyecek bir olayın yaşanmaması umuduyla bu aracı satın alır; yani paralarını getirisiyle birlikte geri almayı beklerler. Buna karşılık, tahvili tetikleyen bir doğal afet meydana gelirse, ihracatçı ortaya çıkan zararı karşılamak için sermayeyi bünyesinde tutar.

Moody’s Ratings’te VP-kıdemli kredi yetkilisi Brandan Holmes Euronews'e yaptığı açıklamada, “Sigortacılar ve reasürörler açısından afet tahvilleri, bilançodaki sermayeden daha esnek olan ve belirli tür ve risk katmanlarını absorbe etmeye yönelik olarak hedeflenebilen alternatif bir sermaye kaynağına erişim sağlar,” dedi. "Afet tahvilleri, geleneksel reasüransa kıyasla daha maliyet etkin de olabilir,” diyerek ekledi.

Bu menkul kıymetlerin cazibesi, Jamaika’da yaşanan Melissa Kasırgası gibi son felaketlerin ardından daha belirgin hale geldi. Önemli olan şu ki sermaye piyasaları, zengin ülkelerde yardım harcamaları azalırken, devletlere sigorta maliyetlerini düşürmenin hayati bir yolunu sunuyor. Tekrarlayan doğal afetler, özellikle borç servisinin maliyeti yükseldikçe, hükümetleri altından kalkılamayacak borçlara sürükleyebiliyor.

Yatırımcı açısından bakıldığında, bu aracın başka avantajları da var. Yüksek risklerinden ötürü cazip getiriler sunmakla kalmıyor, finansal piyasalarla sınırlı korelasyonu sayesinde portföy çeşitlendirmesi de sağlıyor. Bu şu anlama geliyor: Hisse senetleri ile klasik tahvillerin aynı anda düştüğü (pek sık rastlanmasa da gerçek bir) durumda, afet tahvilleri bir miktar koruma sunuyor. Holmes, “Ayrıca görece kısa vadeli olma eğilimindeler; bu da yatırımcılara varlık dağılımı kararlarında esneklik sağlıyor,” diye ekledi..

Karmaşık tetikleme koşulları

Veri şirketi Artemis’e göre küresel afet tahvili piyasasının dolaşımdaki değeri yaklaşık 57,9 milyar dolar (49,93 milyar euro). Artan iklim riskine karşın, bu varlıklar 2023 ve 2024’te tarihsel olarak güçlü getiriler sundu; sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 17’ye ulaştı.

Getirileri artıran etkenlerden biri, yatırımcıların yalnızca belirli koşullar sağlandığında ödeme yapması. Örneğin geçen yıl Beryl Kasırgası Jamaika’yı vurduğunda, hava basıncı belirli bir eşik altına düşmediği için ülke katastrof tahvillerinden herhangi bir teminat alamadı. Buna karşılık, bu yılki Melissa Kasırgası sonrasında Jamaika, Dünya Bankası afet sigortası sayesinde 150 milyon dolar (129,37 milyon euro) tutarında tam ödeme alacak.

Analistler, afet tahvillerini çevreleyen karmaşık koşulların ürünü deneyimsiz yatırımcılar için uygunsuz kıldığını vurguluyor. S&P Global’de kredi analisti Maren Josefs, “Aktarılan riski gerçekten çok iyi anlamanız gerekir,” dedi ve şöyle devam etti: “Son dönemde gördüğümüz bir başka şey de yatırımcıların, çok büyük bir kasırga ya da deprem gibi aşırı olaylara yatırım yaptıklarını varsaymaları. Oysa son birkaç yılda, hortumlar, orman yangınları ya da seller gibi orta ölçekli olaylar daha sık yaşanıyor; bu da bazı yatırımcıların bu tür doğal afetlerde para kaybettiklerinde şaşırmasına yol açtı.”

Şu anda afet tahvillerinin başlıca alıcıları kurumsal yatırımcılar. Bununla birlikte, bireysel yatırımcıların ürüne dolaylı olarak maruz kalmasının yolları var. Bu yılın başında, afet tahvillerine yatırım yapan dünyanın ilk ETF’i (borsada işlem gören fon) New York Borsası’nda işlem görmeye başladı. Bu da fon yöneticilerinin yatırımcıların katkılarını birleştirerek afet tahvilleri satın alabilmesi anlamına geliyor. AB’de bu araçlara profesyonel olmayanlar için erişmek kolay değil; ancak UCITS adı verilen bir tür yatırım fonu üzerinden dolaylı maruziyet mümkün.

borçlanma ihraçları konusunda danışmanlık veren Mayer Brown’dan avukat Johannes Schahn, “İhraç edilen gerçek afet tahvilini ne ABD’de ne de AB’de bir bireysel yatırımcı gidip doğrudan satın alabilir,” dedi. “Bunlar yalnızca nitelikli yatırımcılara sunuluyor,” diye devam etti, “ancak zaman zaman yaşanan şu: yatırım fonları afet tahvillerine tamamen ya da kısmen yatırım yapıyor.”

ESMA görüş bildirdi

Bu menkul kıymetlerin avantajlarına rağmen, önümüzdeki yıllarda AB’de erişimleri daha da kısıtlanabilir. Bu durum, Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi’nin (ESMA) bu yaz Avrupa Komisyonu’na gönderdiği ve afet tahvillerinin UCITS kapsamına alınmamasını öneren raporunun ardından gündeme geldi. Piyasa denetçisi, UCITS’lerin bu araçlara yalnızca yüzde 10’a kadar küçük bir dolaylı maruziyet taşıması gerektiğini netleştirdi.

ESMA’nın tavsiyesi, profesyonel olmayan yatırımcılar açısından afet tahvillerinin riskleri üzerine tartışmaları alevlendirmiş olsa da, ESMA’da yatırım yönetimi alanında kıdemli politika görevlisi olan Kian Navid, Euronews’e Komisyon’a gönderilen tavsiyenin yatırımlar hakkında bir değer yargısı içermediğini söyledi. “ESMA’nın teknik tavsiyesi, perakende yatırımcıların afet tahvillerine erişmesine ilke olarak karşı bir tutum almıyor. Tavsiye, neyin iyi ya da kötü yatırım olduğuna hükmetmek için değil; Avrupa Komisyonu’nun değerlendirmesine sunulmak üzere veri ve risk analizleri sağlıyor,” diye açıkladı. “Ancak kavramsal olarak, UCITS’leri yüzde 10’un ötesinde alternatif varlıklara (afet tahvilleri gibi) açarsanız, UCITS ile alternatif yatırım fonları (AIF) arasındaki çizgilerin bulanıklaşma riski doğar.”

Komisyon’un kararı hâlen beklemede; süreç 2026’da kamuoyu istişarelerini ve daha ayrıntılı piyasa analizlerini içerecek. Yine de, afet tahvillerinin Avrupa’nın beğenisine hitap edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor.

Mayer Brown ortağı Patrick Scholl, “ABD piyasasında yerleşmiş, Avrupa’da ise daha az yaygın bir ürün,” dedi. “Burada çok sayıda ilgili yatırımcı olup olmadığından emin değilim… Ama bölgede daha fazla felaket kaynaklı gelişme görürsek, Avrupa’da bu ürünlerin sayısının artmasına tanık olabiliriz.”

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Rapor: İklim değişikliği İspanya'nın 'dayanıklı' ekonomisi için tehdit

İklim kriziyle mücadele için miras vergisi önerisi: İsviçreliler referanduma gidiyor

Alpler'den Andlar'a: Dağlık bölgelerdeki iklim değişikliği milyarlarca insanı nasıl riske atıyor?