Yeni yılın başlangıcı, iş değiştirmek için en uygun dönemlerden biri ve birçok çalışan için maaş, bu kararda belirleyici bir rol oynuyor. Avrupa ülkelerinde çalışanların ne kadar kazandığını merak mı ediyorsunuz? İşte Euronews’un ülke karşılaştırması.
Ocak ayı, çalışanların yeni yıl kararlarını hayata geçirmesi ve şirketlerin ilk çeyrek için işe alım planlarını yeniden şekillendirmesiyle birlikte iş değişiklikleri açısından popüler bir dönem.
Birçok çalışan için maaş, kariyerlerinde bir sonraki adımı belirleyen en önemli unsurlardan biri. Sektörler arasındaki belirgin farkların yanı sıra, Avrupa ülkelerinde maaşlar hem nominal olarak hem de satın alma gücüne göre ayarlandığında oldukça değişkenlik gösteriyor.
Hem ülke hem iş değiştirmeyi mi düşünüyorsunuz? Yoksa komşularınızın ne kadar kazandığını merak edenlerden misiniz? AB İstatistik Ofisi Eurostat’ın 2024 tarihli en güncel verilerine göre, Avrupa’da maaşlar nasıl farklılaşıyor?
AB'de ortalama yıllık maaş 40 bin euro civarında
AB’de çalışan başına yıllık ortalama maaş 39 bin 808 euro (yaklaşık 2 milyon TL). Üye ülkeler arasında bu tutar, Bulgaristan’da 15 bin 387 euro (yaklaşık 770 bin TL) seviyesinden başlayıp Lüksemburg’da 82 bin euroya (yaklaşık 4,2 milyon TL) kadar çıkıyor. Bu da en düşük ve en yüksek maaş arasında 5,4 kat fark olduğunu gösteriyor.
Lüksemburg’un yanı sıra Danimarka, İrlanda, Belçika, Avusturya ve Almanya da çalışan başına yıllık ortalama maaşın 50 bin euronun (yaklaşık 2,5 milyon TL) üzerinde olduğu ülkeler arasında.
Listenin en altında ise Bulgaristan’a ek olarak Yunanistan ve Macaristan’da çalışan başına yıllık ortalama maaş 20 bin euronun (yaklaşık 1 milyon TL) altında kalıyor.
Birçok ülkede nüfusun önemli bir bölümü yarı zamanlı çalışsa da Eurostat, tüm çalışanların tam zamanlı çalıştığı varsayımıyla verileri düzeltiyor.
Rakamlar, maaşların genel olarak Batı ve Kuzey Avrupa’da daha yüksek, Doğu ve Güneydoğu Avrupa’da ise daha düşük olduğunu gösteriyor.
Maaş farklarının arkasındaki nedenler
Uluslararası Çalışma Örgütü'nden (ILO) ekonomist Giulia De Lazzari, ülkeler arasındaki maaş farklılıklarının temel nedenlerinden birinin ekonomik yapı ve verimlilik olduğunu vurguladı.
Lazzari, “Daha yüksek verimlilik, ülkelerin daha yüksek ücretleri sürdürebilmesini sağlar,” dedi.
Lazzari, finans, bilişim ve ileri teknoloji üretimi gibi katma değeri yüksek sektörlerin payının fazla olduğu ülkelerde maaşların daha yüksek olma eğiliminde olduğunu belirtti.
Buna karşılık, tarım, tekstil veya temel hizmetler gibi katma değeri düşük sektörlerin ağırlıkta olduğu ülkelerde maaşlar daha düşük kalıyor.
Lazzari, “Sendikaların varlığı ve gücü, toplu sözleşmelerin kapsamı ve derinliği ile yasal asgari ücret düzeyi de maaşları önemli ölçüde etkiler,” diye ekledi.
Avrupa Sendika Enstitüsü’nden (ETUI) kıdemli araştırmacı Dr. Agnieszka Piasna, düşük sendikalaşma oranlarının ve yüksek işsizlik seviyelerinin işçilerin pazarlık gücünü zayıflatma eğiliminde olduğunu açıkladı.
Euronews Business'a konuşan Piasna, “Bu durum, birçok Orta ve Doğu Avrupa ülkesinde (CEE) görülen düşük ücret oranlarının bir açıklaması olarak sıkça karşımıza çıkıyor. Bu ülkeler, AB içinde sendikalaşma oranlarının en düşük olduğu yerler arasında,” dedi.
Satın alma gücüne göre ortalama maaşlar
Ülkeler arasındaki yaşam maliyetleri, yani satın alma gücü standardı (PPS) hesaba katıldığında fark daha da daralıyor.
Bir PPS birimi, teoride her ülkede aynı miktarda mal ve hizmet satın alabiliyor.
Tam zamanlı düzeltilmiş maaşlar Yunanistan’da 21.644 PPS seviyesinden başlayıp Lüksemburg’da 55.051 PPS seviyesine kadar çıkıyor. Böylece en yüksek ve en düşük arasındaki fark 2,5 kata düşüyor.
Lüksemburg’un ardından en yüksek maaşa sahip ülkeler Belçika, Danimarka, Almanya ve Avusturya; hepsi 48.500 PPS’in üzerinde.
En düşük beş ülke ise Yunanistan, Slovakya, Macaristan, Bulgaristan ve Estonya; hepsinde maaşlar 28.000 PPS’in altında.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nden (ILO) Lazzari, yaşam maliyetinin ve fiyat seviyelerinin ücretler üzerinde etkili olduğunu, dolayısıyla maaşları da şekillendirdiğini belirterek, “Tüketici fiyat düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde genellikle nominal ücretler de daha yüksektir,” dedi.
Euro cinsinden maaşlarla PPS değerleri karşılaştırıldığında bazı ülkelerin sıralaması belirgin biçimde değişiyor.
Örneğin Romanya, euro değerinde 22. sıradayken PPS’e göre 13. sıraya yükseliyor ve çok daha iyi bir performans sergiliyor. Buna karşılık Estonya, 16. sıradan 22. sıraya geriliyor, yani fiyat farkları hesaba katıldığında konum kaybediyor.
Son beş yıldaki ortalama artış eğilimi devam ederse, AB’de ortalama maaşın 2025’te nominal olarak yıllık 41 bin 600 euroya (2 milyon TL civarında), 2026’da ise 43 bin 400 euroya (2 milyon 180 bin TL civarına) yükselmesi bekleniyor.
Ancak artış hızlarının ülkeler arasında ciddi şekilde farklılık gösterdiği belirtiliyor.