ABD'nin iki başkan adayı, iklim değişikliğiyle nasıl mücadele etmesi gerektiği konusunda farklı yaklaşımlara sahip.
Kasım ayında yapılacak ABD seçimleri öncesinde ülkenin iklim değişikliğine yaklaşımı belirsizliğini koruyor.
Şimdiye kadar ölçülen en sıcak dört günün yaşandığı bir yazın ardından, başkan adayları Kamala Harris ve Donald Trump, güvenilir bir enerji arzı sağlarken değişen iklimin nasıl ele alınacağı konusunda birbirinden tamamen farklı vizyonlara sahip.
Harris henüz iklim değişikliği için ayrıntılı bir plan ortaya koymazken, Trump, Biden yönetiminin "kamikaze iklim düzenlemelerinin" çoğunu yürürlükten kaldırmayı planladığını açıkça ifade etti.
Trump'ın son yönetimi sırasında çevre korunmasına yönelik 100'den fazla geri alma girişimine tanık olunmuştu. Eski başkanın müttefikleri, yüksek mahkeme de dahil olmak üzere muhafazakarlara yakın bir yargı sistemi ve hükümet içinde kendisine sadık kişilerin yer almasıyla, Trump'ın bu sefer bu kuralları ortadan kaldırmasının daha kolay olacağını söylüyor.
Dünyanın küresel emisyon hedeflerinin "kilometrelerce gerisinde" kalması ve bu yüzyılda 3.1°C ısınacak olma ihtimaliyle birlikte BM, "iklim krizi" uyarısında bulundu.
Beyaz Saray'a kim taşınırsa taşınsın, ABD'nin iklim krizi açısından kritik bu dönemde en büyük emisyon kaynağı olarak nasıl bir rol üstleneceği belirleyici olacak.
Trump ve Harris nerede duruyor?
Demokratik Ulusal Kongre'de yaptığı kabul konuşmasında Harris, seçimde tehlikede olan "temel özgürlükleri" sıralarken iklim değişikliğinden kısaca bahsetmişti.
Buna "temiz hava soluma, temiz su içme ve iklim krizini körükleyen kirlilikten uzak yaşama özgürlüğü" de dahildi.
Kaliforniya senatörü olarak, partinin en ilerici kanadı tarafından savunulan ve Amerika Birleşik Devletleri'ni hızla tamamen yeşil enerjiye geçirmeyi amaçlayan kapsamlı bir dizi öneri olan Yeşil Yeni Anlaşma'nın ilk destekçilerinden biriydi.
Kampanyasında ayrıca iklim eylemi ve sürdürülebilir girişimler yoluyla ekonomik büyüme konularında ABD'nin liderliğinin önemine vurgu yaptı.
Eski Başkan Trump ise, Cumhuriyetçi Ulusal Kongre'deki kabul konuşmasında "Sondaj, bebeğim, sondaj!" sloganlarına öncülük etti ve Biden yönetiminin "yeni yeşil aldatmacasını" ortadan kaldırma sözü verdi.
Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtların üretimini artırma ve 2022 iklim yasasının önemli kısımlarını yürürlükten kaldırma sözü verdi.
Trump kongrede "Ayaklarımızın altında diğer tüm ülkelerden çok daha fazla sıvı altın var" diye konuştu.
"Biz sahip olduğu enerjiyle mutlak bir servet kazanma fırsatını elinde bulunduran bir ulusuz" dedi.
Helene Kasırgası ve Milton Kasırgası ABD'yi vurarak ölüm ve yıkıma yol açarken, bilim insanları iklim değişikliğinin bu güçlü fırtınaları körüklemiş olabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Bunların ardından Trump bir kez daha iklim değişikliğini "tüm zamanların en büyük dolandırıcılıklarından biri" olarak nitelendirdi.
Harris: 'İklim şampiyonu' mu yoksa haksız düzenlemelerin destekçisi mi?
Harris'i büyük ölçüde destekleyen çevre grupları, onu "kendini kanıtlamış bir iklim şampiyonu" olarak nitelendiriyor ve Biden'ın iklim mirasını, elektrikli araçları destekleyen ve kömürle çalışan elektrik santrallerinden kaynaklanan, gezegeni ısıtan kirliliği sınırlayan politikalar da dahil olmak üzere, büyük petrol şirketlerine karşı mücadele edeceklerini söylüyor.
Evergreen Action İcra Direktörü Lena Moffitt, "Oval Ofis'te bir iklim değişikliği inkarcısının bulunduğu zamanlara geri dönmeyeceğiz" dedi.
Cumhuriyetçiler ise Biden ve Harris'in dört yıl boyunca Amerikan enerjisini hedef alan "cezalandırıcı düzenlemeleri", elektrikli araçlar ve diğer yeşil öncelikler için vergi mükelleflerine milyarlarca dolara mal olan cömert vergi kredileri sağladıklarını belirtiyor.
Wyoming Senatörü John Barrasso, "Bu aşırı ve çirkin iklim saldırısı, enerji santrallerini kapatacak ve ülke genelindeki aileler için enerji maliyetlerini artıracaktır" dedi.
"Cumhuriyetçiler bunları durdurmak için çalışacak, havamızı ve suyumuzu koruyan ve ekonomimizin büyümesine olanak tanıyan çözümler için mücadele edecektir."
Demokratlar bu konuda açık bir üstünlüğe sahip. Associated Press-NORC Center for Public Affairs Research tarafından temmuz ayında yapılan bir ankete göre, ABD'li yetişkinlerin yarısından fazlası iklim değişikliği konusunda Harris'e "çok" ya da "biraz" güvendiklerini söylüyor.
Her 10 kişiden yaklaşık yedisi iklim konusunda Trump'a "pek güvenmediğini" ya da "hiç güvenmediğini" söylüyor. Harris'e güvenmediğini söyleyenlerin sayısı ise yarıdan az.
Trump ve Harris fosil yakıtlar ile açık denizlerdeki sondajlar hakkında ne düşünüyor?
Harris, kısa süren 2020 başkanlık kampanyası sırasında, petrol için açık denizlerdeki sondaja ve hidrolik çatlatma (fracking) olarak bilinen petrol ve gaz çıkarma faaliyetine karşı olduğunu söyledi.
Ancak yeni dönemdeki kampanyasında, Pensilvanya'da ekonominin can damarı olan hidrolik çatlatmanın yasaklanmasını artık desteklemediğini açıkladı.
Pensilvanya, kilit bir kararsız eyalet ve ülkenin ikinci büyük doğal gaz üreticisi.
"Başkan yardımcısı olarak hidrolik çatlatmayı yasaklamadım. Başkan olarak da yasaklamayacağım," diyen Harris perşembe günü CNN'e aday olarak verdiği ilk büyük televizyon röportajında şunları söyledi, "Hidrolik çatlatmayı yasaklamadan, gelişen bir temiz enerji ekonomisini büyütebiliriz."
Washington'dan bir araştırma şirketi ClearView Energy Partners'ın genel müdürü Kevin Book, Harris'in değişen görüşlerinin, genel olarak petrol ve gaz endüstrisine karşı "düşmanca bir duruş" sergilerken bile "iklim yanlıları ile endüstri destekçilerini dengelemeye çalıştığını" gösterdiğini söyledi.
Harris ve Demokratlar, petrol ve gaz şirketlerinin kamu arazilerinde sondaj yapmak veya maden çıkarmak için ödedikleri ücretlerin artırılması için iklim yasası tarafından yetkilendirilen yeni kurallara atıfta bulundular.
Ayrıca eski sondaj sahalarını temizleme ve genellikle metan ve diğer kirleticileri püskürten terk edilmiş kuyuları kapatma çabalarını da destekledi.
Başkan olarak çok sayıda çevre yasasını geri çekmeye çalışan Trump, hedefinin ABD'nin dünyadaki en ucuz enerji ve elektriğe sahip olması olduğunu söylüyor. Trump eğer seçilirse kamu arazilerinde petrol sondajını arttıracak, petrol, gaz ve kömür üreticilerine vergi indirimleri sunacak ve doğal gaz boru hatlarının onaylanmasını hızlandıracak.
Trump'ın kampanya ekibi, ABD'nin "enerjide bağımsız ve hatta yeniden egemen" olmasını hedefliyor.
Elektrikli araçlarda Trump ve Harris
Trump, Biden tarafından dayatılan yeni araçlara yönelik katı emisyon kurallarını sık sık eleştiriyor ve bunları yanlış bir şekilde elektrikli araç "zorunluluğu" olarak yorumluyor.
Çevre Koruma Ajansı'nın bu ilkbaharda yayınladığı kurallar, otomobil ve kamyonların egzoz emisyonlarını hedef alıyor ve yeni standartları karşılamak için yeni elektrikli araçların satışını teşvik ediyor ancak zorunlu tutmuyor.
Trump elektrikli araç üretiminin otomobil sektöründeki istihdamı yok edeceğini söylemişti. Ancak son aylarda söylemini yumuşattı ve otomobillerin "çok küçük bir diliminin" elektrikli olmasından yana olduğunu söyledi.
Bu değişiklik, Tesla CEO'su Elon Musk'ın ağustos ayında Atlanta'da düzenlenen bir mitingde kendisini "çok güçlü bir şekilde desteklediğini" söylemesinin ardından geldi.
Yine de sektör yetkilileri Trump'ın Biden'ın elektrikli araç hamlesini geri almasını ve Çin'e fayda sağladığını iddia ettiği vergi teşviklerini yürürlükten kaldırmaya çalışmasını bekliyor.
Harris bir elektrikli araç planı duyurmadı ancak başkan yardımcısı olarak güçlü bir şekilde destekledi. 2022'de Seattle'daki bir etkinlikte, yaklaşık 2.500 'temiz' okul otobüsü satın almak için yaklaşık 1 milyar dolarlık (34,3 milyar Türk Lirası) federal hibeyi açıklamıştı. Her okul günü yaklaşık 25 milyon çocuğun tanıdık sarı otobüslere bindiğini ve daha temiz bir filoyla daha sağlıklı bir geleceğe sahip olacaklarını söylemişti.
Hibeler ve diğer federal iklim programları "sadece çocuklarımızı değil, onlar için gezegenimizi kurtarmayı amaçlıyor" diye konuşmuştu.
İklim harcamalarının ABD'deki istihdam üzerindeki etkisi
Harris, başkan yardımcısı olarak, Başkan Joe Biden'ın yalnızca Demokratların desteğiyle onaylanan çığır açıcı iklim yasası olan Enflasyon Azaltma Yasası'nda eşitliği bozan oyu kullanmıştı.
Harris, 2021 yılında kabul edilen 1 trilyon dolarlık iki partili altyapı yasasının yanı sıra elektrikli arabalar ve temiz enerji projeleri için yaklaşık 375 milyar dolarlık (12,8 trilyon Türk Lirası) mali teşvik sağlayan Enflasyon Azaltma Yasası'nın iklim hükümlerini uygulamaya odaklandı.
Enerji Bakanlığı, Biden ve Harris yönetiminde ABD'li üreticilerin geçen yıl 250.000'den fazla istihdam yarattığını ve bu işlerin yarısından fazlasını temiz enerjinin oluşturduğunu açıkladı. Harris'in kampanya ekibi, "Amerika, kayıtlara geçen en yüksek yerli enerji üretimiyle her zamankinden daha fazla enerji güvenliğine sahip" dedi.
Trump ve başkan yardımcısı adayı Ohio Senatörü JD Vance, iklim harcamalarını çevreci gruplar için "para kapma" olarak nitelendiriyor ve bu harcamaların Amerikalıların işlerini Çin'e ve diğer ülkelere kaydırırken, enerji fiyatlarını da arttıracağını söylüyor.
Vance, The Wall Street Journal'da yayınlanan bir yazısında "Kamala Harris, iklim değişikliğini enflasyondan daha fazla önemsiyor" notunu düştü.
Eylül ayında ekonomi politikası platformunun bazı bölümlerini açıklayan Trump, "Yeşil Yeni Dolandırıcılık" olarak adlandırdığı Yeşil Yeni Anlaşma'yı sonlandıracağını ve "yanlış adlandırılmış Enflasyon Azaltma Yasası kapsamında harcanmamış tüm fonları iptal edeceğini" söyledi.
Trump, iklim yasasında yer alan rüzgar sübvansiyonlarını sona erdirmeyi ve ampullerin, sobaların, bulaşık makinelerinin ve duş başlıklarının enerji verimliliğini artırmak için Biden yönetimi tarafından dayatılan ve önerilen düzenlemeleri ortadan kaldırmayı vaat ediyor.
İklim değişikliğini bir "aldatmaca" olarak nitelendiren Trump, ABD'yi 2015 Paris İklim Anlaşması'ndan çekmişti.
Başkan olarak ikinci döneminde bunu tekrar yapacağının sözünü vererek, karbon emisyonlarını azaltma yönündeki küresel planın uygulanamaz olduğunu ve Çin ile diğer büyük kirleticilere bir armağan olduğunu söyledi.
Kısa bir süre önce anlaşmayı "soygun" olarak nitelendiren Trump'ın, ABD'yi anlaşmanın temelini oluşturan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nden (UNFCCC) çıkarmaya çalışabileceğine dair bazı iddialar var.
Bu da ülkenin gelecekteki uluslararası iklim değişikliği müzakerelerine katılmasını engelleyecek.
ABD, Biden'ın 2021'de göreve gelmesinden kısa bir süre sonra Paris Anlaşması'na geri döndü ve Harris anlaşmayı "iklim değişikliğini ele almak" ve "çocukların geleceğini korumak için çok önemli" olarak nitelendirdi.
Trump ve Harris LNG'de nerede duruyor?
Sıvılaştırılmış doğal gaz veya LNG ihracatı için çok sayıda projeyi onayladıktan sonra, Biden yönetimi Ocak ayında yeni doğal gaz ihracat terminallerinin değerlendirilmesini durdurdu.
Erteleme, yetkililerin güçlü bir sera gazı olan ve metan gazı yayan bir fosil yakıt olan doğal gazın ekonomi ve iklim üzerindeki etkilerini gözden geçirmelerine olanak sağladı.
Bu karar, Biden'ın 2030 yılına kadar iklim kirliliğini yarı yarıya azaltma sözü vermesine rağmen, LNG ihracatındaki son artışın potansiyel olarak felakete yol açabilecek, gezegeni ısıtan emisyonları artıracağından korkan çevrecilerle Demokrat başkanı aynı hizaya getirdi.
Trump, terminalleri "göreve döndüğü ilk gün" onaylayacağını söylemişti.
Harris, LNG ihracatı için planlarını açıklamadı ancak analistler, büyük petrol ve gaz şirketlerine karşı duruşunun bir parçası olarak ihracat projelerine zorlu iklim standartları getirmesini bekliyor.