Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Trump'tan BM'ye: İklim değişikliği 'gelmiş geçmiş en büyük dolandırıcılık'

Başkan Donald Trump Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumunda bir konuşma yaptı.
Başkan Donald Trump Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumunda bir konuşma yaptı. ©  AP Photo/Angelina Katsanis
© AP Photo/Angelina Katsanis
By MELINA WALLING and SETH BORENSTEIN & AP
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Donald Trump, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını 'şaka' olarak nitelendirdi ve BM'nin iklim çabalarına ateş püskürdü.

REKLAM

Bazı ülkelerin liderleri yükselen denizlerin evlerini yutmakla tehdit etmesini izliyor. Diğerleri ise vatandaşlarının iklim değişikliğinin şiddetlendirdiği sellerde, kasırgalarda ve sıcak hava dalgalarında ölmelerini izliyor.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada tarif ettiği dünya, dinleyiciler arasında bulunan pek çok dünya liderinin mücadele ettiği dünyayla örtüşmüyordu. Bilim insanlarının uzun süredir gözlemledikleri ile de uyuşmuyordu.

Trump, "Bu 'iklim değişikliği', bana göre dünya üzerinde yapılmış en büyük dolandırıcılıktır," dedi.

"Birleşmiş Milletler ve diğer pek çokları tarafından, çoğu zaman kötü nedenlerle yapılan tüm bu tahminler yanlıştı. Aptal insanlar tarafından yapılan bu tahminler ülkelerine servet kaybettirdi ve aynı ülkelere başarı şansı vermedi. Eğer bu yeşil aldatmacadan uzaklaşmazsanız, ülkeniz başarısız olacaktır."

Trump uzun zamandır iklim bilimini ve dünyanın rüzgâr ve güneş gibi yeşil enerjilere geçişine yardımcı olmayı amaçlayan politikaları eleştiriyor. Ancak salı günü yaptığı konuşma, bugüne kadarki en geniş kapsamlı konuşmalarından biriydi.

Başkan Donald Trump, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumuna hitap etti, 23 Eylül 2025.
Başkan Donald Trump, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumuna hitap etti, 23 Eylül 2025. AP Photo/Angelina Katsanis

Ada ülkesi Palau'nun büyükelçisi ve Küçük Ada Devletleri Örgütü'nün başkanı Ilana Seid de dinleyiciler arasındaydı. Trump ve ABD'den beklediklerinin bu olduğunu söyledi.

İklim değişikliği konusunda harekete geçmemenin "en savunmasız olanlara ihanet" olacağını da sözlerine ekleyen Malawi'li Evans Davie Njewa, "dünyadaki masum insanların hayatlarını tehlikeye atıyoruz," dedi.

40'tan fazla çalışma yayınlamış ve doktora sahibi bir iklim bilimci olan Adelle Thomas için de iklim değişikliği felaketleri kişiseldir.

İklim bilimi konusunda dünyanın en üst organı olan Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) başkan yardımcısı olan Thomas, 2012 yılında Sandy Kasırgası Karayipler'i ve New York'u vurduğunda "iklim felaketinin yıkımını" ilk elden yaşadığını söyledi.

"Dünya çapında milyonlarca insan iklim değişikliğinin hayatlarına getirdiği yıkıma tanıklık edebilir," dedi.

"Kanıtlar soyut değil. Yaşanmış, ölümcül ve acil eylem gerektiriyor."

İşte Trump'ın bazı açıklamaları ve konuların arka planı:

Yenilenebilir enerji konusunda

TRUMP NE DEDİ? Trump, rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını "şaka" ve "acınası" olarak nitelendirerek, bunların çalışmadığını, çok pahalı ve çok zayıf olduğunu iddia etti.

ARKA PLAN: Birleşmiş Milletler'in temmuz ayında yayınladığı bir rapora göre, güneş ve rüzgâr "neredeyse her zaman" elektrik üretimi için en ucuz ve en hızlı seçenekler. Raporda ayrıca dünyanın bu enerji kaynaklarının daha da yaygınlaşmaya devam edeceği "olumlu bir dönüm noktasını" geçtiği belirtildi.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) enerji maliyet raporuna göre, geçen yıl küresel olarak en ucuz üç elektrik kaynağı kara rüzgârı, güneş panelleri ve yeni hidroelektrikti.

Pennsylvania Üniversitesi'nden iklim bilimci Michael Mann, Trump ve Cumhuriyetçi Parti tarafından desteklenen sübvansiyonların fosil yakıtları yapay olarak canlı tuttuğunu söyledi.

Mann bir e-postasında "Eğer gerçekten 'serbest piyasanın' bunu belirlemesinden yana olunsaydı, fosil yakıtlar çok daha hızlı bir şekilde yok olurdu," diye yazdı.

Bununla bağlantılı olarak, Trump yanlış bir şekilde Avrupa'daki elektrik faturalarının şu anda "ABD'den iki ila üç kat daha yüksek olduğunu ve bizim faturalarımızın düşmekte olduğunu" iddia etti.

Oysa ABD Enerji Enformasyon İdaresi'ne göre, ABD'de perakende elektrik fiyatları 2022'den bu yana enflasyon oranından daha hızlı arttı. Ajans, fiyatların 2026 yılına kadar artmaya devam etmesini bekliyor.

İklimin uluslararası siyaseti, BM ve Paris Anlaşması üzerine

TRUMP NE DEDİ? Trump, Amerika'yı "sahte" Paris iklim anlaşmasından çektiğini çünkü "Amerika'nın her ülkeden çok daha fazla ödeme yaptığını, diğerlerinin ödeme yapmadığını" söyleyerek BM'nin iklim çabalarını eleştirdi.

ARKA PLAN: 2015 yılında uluslararası mutabakatla kararlaştırılan Paris Anlaşması, Dünya'yı ısıtan emisyonları azaltmak için her ülkenin kendi ulusal hedefini belirlemesini ve iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelere ne kadar katkıda bulunacağına karar vermesini isteyen gönüllü ancak bağlayıcı bir belge.

Karbondioksit atmosferde bir asırdan fazla kaldığı için, Çin şu anda dünyanın bir numaralı karbon kirleticisi olmasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri diğer tüm ülkelerden daha fazla ısı tutucu gaz salınımına neden oldu.

Küresel Karbon Projesi verilerine göre, ABD 1850'den bu yana havadaki insan kaynaklı karbondioksitin yüzde 24'üne katkıda bulundu. ABD'nin dört katı nüfusa sahip Afrika kıtasının tamamı, yaklaşık yüzde 3'lük bir orandan sorumlu.

Kömürün temiz olarak anılması üzerine

TRUMP NE DEDİ? "Beyaz Saray'da küçük bir emrim var. Asla 'kömür' kelimesini kullanmayın. Sadece 'temiz, güzel kömür' kelimelerini kullanın. Kulağa çok daha hoş geliyor, değil mi?"

ARKA PLAN: Kömür her yıl milyonlarca insanı öldürüyor. Stanford Üniversitesi iklim bilimcisi Rob Jackson, "Başkan kömür temizmiş gibi davranabilir ama gerçek insanlar bu yalan yüzünden ölecek," dedi.

Trump ayrıca karbon ayak izini "kötü niyetli insanlar tarafından uydurulmuş bir aldatmaca" olarak nitelendirdi ki bu iddiaya Texas A&M Üniversitesi iklim bilimcisi Andrew Dessler de katıldı. Dessler bu terimin petrol şirketleri tarafından ortaya atıldığını ve iklim değişikliğiyle mücadele sorumluluğunu şirketlerden bireylere kaydırmak için tasarlanmış olabileceğini söyledi.

İklim değişikliği bilimi 169 yıl önce Eunice Foote'un şişeler ve güneş ışığı ile yaptığı basit deneylerle karbondioksitin normal atmosferden daha fazla ısı hapsettiğini göstermesiyle başladı. Bu, evde tekrarlanabilen ve laboratuvarlarda yüzlerce kez ve dünyanın dört bir yanındaki seralarda her gün yapılan bir deney.

Bu alanda doktora yapmış yüzlerce bilim insanından oluşan IPCC'nin raporunda "İnsan etkisinin atmosferi, okyanusu ve karayı ısıttığı kesin" denilmektedir.

2018 yılında Trump'ın kendi hükümeti şöyle dedi: "Küresel iklim değişikliğinin etkileri Amerika Birleşik Devletleri'nde halihazırda hissedilmekte ve gelecekte daha da şiddetleneceği öngörülmektedir."

İnekler ve metan üzerine

TRUMP NE DEDİ? "Amerika Birleşik Devletleri'nde radikalleşmiş çevreciler var ve fabrikaların durmasını istiyorlar. Her şey durmalı. Artık inek yok. Artık inek istemiyoruz."

ARKA PLAN: İnekler güçlü bir sera gazı olan metan gazı çıkarırlar. Dünyanın dört bir yanında sığırlar genellikle ormanların kesildiği arazilerde yetiştiriliyor. Ormanlar karbondioksiti tuttuğundan, sığır yetiştirmek için onları kesmek çifte darbe ile sonuçlanır. Changing Markets Foundation CEO'su Nusa Urbancic, yine de kimsenin ineklerden kurtulmayı önermediğini söyledi.

Urbancic, "Bu kutuplaştırıcı ve bölücü dil çevreci mesajı yanlış yansıtıyor," diye yazdı.

"Ancak doğru olan, metan emisyonlarını azaltmanın küresel ısınmayı yavaşlatmak ve iklim hedeflerine ulaşmak için hızlı bir kazanım olduğudur."

Trump ayrıca uzaktan gelen kirli havayı, diğer ülkelerden gelen okyanusta yüzen çöpleri ve "radikalleşmiş çevrecileri" de suçladı.

Amerika Birleşik Devletleri gerçekten de on yıllardır olmadığı kadar temiz bir havaya sahip olsa da, toplumlara sızan kirliliğe diğer ülkeler değil, öncelikle yerel kirli enerji ve sanayi projeleri neden oluyor. Pek çok uzman, yerel hava ve su kalitesine vurulan en büyük darbenin, Trump yönetiminin ABD Çevre Koruma Ajansı'nın yetkilerini ve diğer temel çevre yasalarını geniş kapsamlı bir şekilde geri alması olduğunu söylüyor.

Exeter Üniversitesi'nde deniz koruma ve politikası alanında doçent olan Lucy Woodall, "Küresel çapta önemli bir konu olan deniz çöplerinin bu kadar yanlış tanıtıldığını görmek üzücü," dedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Trump: NATO üyeleri hava sahalarına giren Rus uçaklarını düşürmeli

Trump'tan BM'ye: 'Barış çabalarımı görmezden geliyorlar'

Rapor: Donald Trump kendi gündemini AB'ye dayatmaya çalışıyor