Araştırmaya göre, küresel ölçekte yangınlar hem daha sık hem de daha pahalı hale geliyor. İncelenen en yıkıcı olayların neredeyse yarısı son 10 yılda yaşandı.
Yeni bir araştırmaya göre, iklim değişikliği doğal ortamları yangınlara karşı daha hassas hale getiriyor. Science dergisinde yayımlanan çalışma, son 44 yılda orman yangınlarının hem daha sık hem de daha yıkıcı hale geldiğini ortaya koydu.
Yangın doğanın bir parçası ve ekosistemlerin sağlığı için önemli bir süreç. Ancak iklim değişikliği, yanlış arazi yönetimi ve yanıcı alanlara insan yerleşimi, riskleri ciddi biçimde artırdı. Bu nedenle orman yangınları giderek daha ölümcül ve daha maliyetli oluyor.
Bu yaz Avrupa kıtasında şimdiye kadarki en büyük yangın tahribatı görüldü. Ancak tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmedi. İspanya ve Portekiz, iklim değişikliğinin beslediği 'benzeri görülmemiş şiddette' yangınlarla en ağır zararı kaydetti.
Araştırmada 1980–2023 yılları arasındaki küresel afet verileri incelendi. On ve üzeri can kaybına yol açan ya da ülke ekonomisi içinde en büyük 200 yangın zararı arasında yer alan felaketler analiz edildi. Sonuçlara göre, küresel ölçekte yangınlar hem daha sık hem de daha pahalı hale geliyor. İncelenen en yıkıcı olayların neredeyse yarısı son 10 yılda yaşandı. Bu artış, hassas ve yoğun nüfuslu bölgelerde giderek daha aşırı hale gelen 'yangın havası'yla ilişkilendiriliyor.
Avrupa nerede duruyor?
Küresel eğilimle uyumlu olarak, Avrupa’da da son 10 yılda hem yangın olayları hem de ekonomik kayıplar ciddi biçimde arttı.
Özellikle Akdeniz ormanları yangına en yatkın biyomlar (coğrafi bölge) arasında. Araştırmaya göre, Akdeniz biyomları nüfuslarına göre beklenenden 6,7 kat daha fazla felaket yaşadı.
Kuzey Amerika, toplam maliyetlerde en büyük artışı kaydederken, Avrupa’da da milyar dolarlık zararlar veren yangınlar görüldü.
Ülkeler nasıl hazırlanabilir?
Çalışma, özellikle varlıklı kentlerin çevresinde yangınların artmaya başlamasıyla birlikte uyum ve önleme stratejilerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.
AB, en riskli bölgelerde ekipler konuşlandırarak yangınla mücadele kapasitesini güçlendirme sözü verdi. Ancak bilim insanları ve aktivistler, hükümetlerin hâlâ önlemeye yeterince öncelik vermediğini savunuyor.
Araştırmacılar, yakıt yönetiminin kontrollü yangınlarla yapılmasının ve yangından etkilenen vatandaşlara yönelik destek programlarının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, tahliye süreçlerinin özellikle dezavantajlı gruplar için daha etkin hale getirilmesi ve “yangına dayanıklı yapılar” ile güvenli alanlar oluşturulması gerektiğini belirtiyor.