Fosil yakıtlardan vazgeçiş için bir takvimin belirlenmesi, COP30’un en karmaşık gündemleri arasında yer alıyor.
Temiz enerjiye yatırımlar artsa da uzmanlar, fosilin olmadığı bir geleceğe yönelik ilerleyişin “yeterince hızlı olmadığını” ve küresel emisyonların hala arttığını söylüyor.
Fakat "enerji erişimi" ve "ekonomik bağımlılık" gibi konuları ele alarak fosil yakıtlardan geçişi adil bir şekilde yönetecek bir yol haritası hazırlamak büyük bir zorluk teşkil ediyor. COP30 bu yol haritasını nihayet oluşturabilecek mi?
Fosil yakıtların terk edilmesi
Dubai'deki COP28'de, yaklaşık 200 ülke 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan "adil, düzenli ve eşitlikçi bir şekilde" uzaklaşma konusunda anlaştı. Ancak bu konuda zorunlu bir adım dayatılmadı.
Bu metin, COP tarihinde ilk kez fosil yakıtlardan küresel çapta bir geçişten açıkça bahsediyordu. Ancak ilerleme, COP29'da tarafların bu geçişin uygulanma biçimine dair net ifadelere karar verememesi üzerine durdu.
Bu durum, fosil yakıtlara bağımlı ülkelerin önceki tartışmalarda "geri adım attığını" savunan çevreciler arasında büyük bir öfkeye yol açtı.
Bu, temiz enerji için bir yol haritası oluşturmayı COP30'un en tartışmalı gündemlerinden biri haline getiriyor ve Belem'de nihai bir anlaşma için zaman hızla daralıyor.
19 Kasım’da Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik bir yol haritasını yeniden iklim görüşmelerinin merkezine taşıdı.
“Topluma bunu istediğimizi göstermeliyiz. Hiçbir ülkeye bir şey dayatmadan, her ülkenin kendi zamanı ve kendi imkanları içinde ne yapabileceğini kendilerinin belirlemesine izin vererek,” dedi.
Silva, dünyanın sera gazı emisyonlarını azaltması gerektiğini savunmaya devam ederek, "Fosil yakıtlar olmadan nasıl yaşayacağımızı düşünmeye başlamalıyız," diye ekledi.
Fosil yakıtlardan aşamalı olarak vazgeçilmesi başlangıçta COP30'un resmi gündeminde yer almasa da, zirve ilerledikçe bu konu etrafında artan bir siyasi ivme oluştu.
18 Kasım’da Danimarka öncülüğünde 20’den fazla ülkenin bakanları bir basın toplantısı düzenleyerek fosil yakıtlardan uzaklaşmayı içeren bir yol haritasının nihai anlaşmaya konması çağrısında bulundu.
Bugüne kadar koalisyon, İngiltere, Almanya, Hollanda gibi sanayileşmiş ülkelerin yanı sıra Kolombiya, Kenya ve Pasifik ada devletleri gibi kırılgan ülkeler de dahil olmak üzere 80’den fazla ülkeye ulaştı.
Avrupa’nın tutumu ne?
Mevcut yol haritası destekçileri arasında Belçika, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hollanda, Portekiz, İspanya ve İsveç gibi birçok Avrupa ülkesi bulunuyor.
Çarşamba günü düzenlenen bir basın toplantısında AB İklim Komiseri Wopke Hoekstra, "yıkıcı dönüm noktalarına tehlikeli derecede yaklaşıldığını" söyleyerek tarafları iddialarını güçlendirmeye çağırdı.
Önerilen yol haritasını, "beğendiklerini" belirten Hoesktra, "Buna yol haritası diyecek miyiz yoksa farklı bir ifade mi kullanacağız, bu ikincil bir mesele," diye devam etti.
Henüz yol haritasını resmi olarak desteklememiş olsa da, AB, COP30'da fosil yakıtlardan geçişi de içeren daha geniş bir enerji yol haritasının başlatılması çağrısında bulunan bir öneri sundu.
Bu öneri, mevcut ve gelecek COP başkanlıklarının yol haritasını "sürekli olarak" geliştirmesini ve yıllık bir sentez raporu sunmasını talep ediyor.
Ayrıca tüm taraf ülkeleri, Paris Anlaşması doğrultusunda COP28 kararlarının uygulanmasını hızlandırmaya teşvik ediyor.
İngiltere de fosil yakıtlardan geçiş yol haritasını destekleme konusunda sesini yükseltti. Salı günü Belem'de, İngiltere Enerji ve İklim Değişikliği Bakanı Ed Miliband, bu konunun "halının altına süpürülemeyeceğini" savundu.
“COP30’u, COP28’de üzerinde anlaştığımız adımları ilerleteceğimiz bir yer haline getirme fırsatımız var,” diye ekledi.
"İngiltere'de yeni petrol ve gaz lisansları vermemek için attığımız adımlar iklim, enerji güvenliği ve maliyetlerle ilgilidir. Bizim için daha güvenli seçenek, ucuz, temiz yenilenebilir enerjidir."
Brezilya, Kolombiya, Şili ve Peru gibi birçok Güney Amerika ülkesi de yol haritasını destekliyor. Aynı şekilde Okyanusya ve Karayip ülkeleri de destekçiler arasında.
Kimler karşı çıkabilir?
Daha fazla destekçinin yol haritası çağrısına katılması beklenirken, her ulusun buna dahil olmayacağı açık. Anlaşmalar, BM iklim konferansında fikir birliğiyle yapılırken bu da yaklaşık 200 tarafın onayını hayati kılıyor.
Küresel sera gazı emisyonlarına tarihsel olarak en büyük katkıyı yapan ABD, COP30'da dikkat çekici bir şekilde yokken; fosil yakıtların genişletilmesini onaylamaya devam eden Kanada ise henüz destek göstermedi.
Orta Doğu’da, özellikle fosil yakıt zengini Suudi Arabistan gibi ülkelerin karşı çıkmasından endişe ediliyor. Asya’dan da yeterli destek gelmiyor. Japonya fosil yakıtları hidrojen ve amonyakla “karbonsuzlaştırma” yaklaşımına odaklanıyor.
Enerji analisti Paul Martin bu yaklaşımı şöyle eleştiriyor: “Bunu yapacağına parayı kömürle karıştırıp yak, adına da biyoyakıt de; aynı şey.”
Fosil yakıtlara son verme çağrısı artık sadece çevrecilerden gelmiyor. Milyonlarca sağlık çalışanını temsil eden doktorlar, hemşireler ve tıp öğrencileri de bu adımı bir “halk sağlığı zorunluluğu” olarak görüyor.
COP30'daki bir basın toplantısında uzmanlar, fosil yakıtlardan vazgeçmenin, kirliliğin neden olduğu sayısız hastalıktan hayat kurtarabilecek en hızlı halk sağlığı çözümü olduğunu savundu.
Küresel İklim ve Sağlık İttifakı’nın yeni bir raporuna göre, fosil yakıt kirliliğine maruz kalan hamile kadınlarda erken doğum ve doğumda anomali riski daha yüksek. Çocuklarda ise astım ve solunum yolu enfeksiyonları gibi hastalıklara daha sık rastlanıyor.
Kanada Çevre Hekimleri Derneği'nin (CAPE) eski Başkanı Dr. Joe Vipod, "Gecikilen her yıl; astım ataklarının, kardiyovasküler acil durumların, kanser vakalarının ve erken ölümlerin artması demektir. Bunların hepsi önlenebilir durumlardır," uyarısında bulunuyor.
"Fosil yakıtları terk etmek yalnızca iyi bir iklim politikası değil, aynı zamanda hayat kurtaran bir sağlık politikasıdır. Bu süreçteki her gecikme, önlenebilir hastalıkların ve kaçınılabilir ölümlerin artması anlamına gelecektir."