Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Amazon, milyonlarca yıldır görülmeyen ‘hipertropikal’ bir iklime sürükleniyor

Amazon havzası, hipertropikal bir iklime dönüşürken bilinmeyen bir döneme girebilir.
Amazonya, hipertropikal iklim koşullarına geçerek keşfedilmemiş bir alana adım atabilir ©  Felipe Dias / Unsplash
© Felipe Dias / Unsplash
By Craig Saueurs
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Araştırmacılar hipertropikal iklimi, tarihsel tropikal iklimlerin yüzde 99’undan daha sıcak ve çok daha sık ve şiddetli kuraklıklarla karakterize edilen bölgeler olarak tanımlıyor.

Amazon yağmur ormanları, dünyada on milyonlarca yıldır görülmeyen bir iklim türüne doğru sürükleniyor olabilir. Bu hafta Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre bilim insanları, bölgenin 'hipertropikal' olarak adlandırılan bir iklime yaklaşmakta olduğu görüşünde. Bu iklim daha sıcak, daha kuru ve daha oynak bir yapı anlamına geliyor ve geniş çaplı ağaç ölümlerini tetikleyerek gezegenin en önemli karbon yutaklarından birini zayıflatabilir.

Araştırmanın yazarları, sera gazı emisyonlarında keskin düşüşler sağlanmaması halinde Amazon’un 2100 yılına kadar her yıl 150 güne varan 'sıcak kuraklık' koşulları yaşayabileceği uyarısında bulunuyor. 'Sıcak kuraklık', aşırı sıcaklarla daha da ağırlaşan yoğun kuraklık dönemlerini ifade ediyor. Bu tür aşırılıkların, günümüzde neredeyse hiç görülmediği yağışlı sezonun zirve ayları olan mart, nisan ve mayıs aylarında dahi yaşanabileceği belirtiliyor.

Çalışmanın başyazarı, California Üniversitesi Berkeley kampüsünden Prof. Jeff Chambers, “Bu sıcak kuraklıklar yaşandığında, sözünü ettiğimiz iklim hipertropikal ormanlara özgü bir iklimdir. Bu, bugün tropikal orman olarak tanımladığımız sınırların ötesinde,” dedi.

Amazon’un kırılma noktasını bilim insanları nasıl ortaya koydu?

California Üniversitesi Berkeley’den araştırmacıların öncülük ettiği çalışma, Brezilya’nın orta kesiminde, Manaus’un kuzeyindeki araştırma alanlarından elde edilen 30 yılı aşkın sıcaklık, nem, toprak nemi ve ışık yoğunluğu verilerine dayanıyor. Ağaç gövdelerine yerleştirilen sensörler sayesinde ekip, artan sıcaklık ve azalan nem karşısında ağaçların nasıl tepki verdiğini gözlemledi.

El Niño kaynaklı son kuraklıklar sırasında araştırmacılar iki temel stres eşiği belirledi. Toprak nemi normal seviyelerin yaklaşık üçte birine düştüğünde, birçok ağaç su kaybını azaltmak için yaprak gözeneklerini kapattı. Bu durum, dokularını oluşturmak ve onarmak için ihtiyaç duydukları karbondioksiti emmelerini engelledi. Uzayan aşırı sıcaklar ise özsuda kabarcıklar oluşmasına yol açtı; bu da su taşınımını bozdu. Araştırmacılar bu süreci, kan damarındaki ani tıkanmanın felce yol açmasına benzetti.

Hızlı büyüyen ve odun yoğunluğu düşük türlerin özellikle kırılgan olduğu, bu ağaçların yüksek odun yoğunluğuna sahip türlere kıyasla daha fazla öldüğü belirtildi. Chambers, “Bu durum, ikincil ormanların daha savunmasız olabileceğini gösteriyor; çünkü bu ormanlarda bu tür ağaçların oranı daha yüksek,” dedi. İkincil ormanlar, insan faaliyetleri ya da doğal olaylar sonucu zarar gördükten sonra kendiliğinden yenilenen ormanları ifade ediyor.

Araştırmacılar, farklı bölgeler ve farklı kuraklık dönemlerinde de aynı uyarı işaretlerini gözlemledi. Bu da Amazon’un sıcaklık ve kuraklığa benzer ve öngörülebilir bir şekilde tepki verdiğini gösteriyor.

Amazon’da yıllık ağaç ölüm oranı şu anda yüzde 1’in biraz üzerinde. Ancak araştırmacılar, bu oranın 2100 yılına kadar yaklaşık yüzde 1,55’e çıkabileceğini tahmin ediyor. Chambers’a göre yarım puanlık bu artış küçük gibi görünse de Amazon büyüklüğünde bir orman için kaybedilen ağaç sayısı son derece büyük anlamına geliyor.

‘Hipertropikal’ iklim nedir ve neden önemli?

Araştırmacılar hipertropikal iklimi, tarihsel tropikal iklimlerin yüzde 99’undan daha sıcak ve çok daha sık ve şiddetli kuraklıklarla karakterize edilen bölgeler olarak tanımlıyor. Bu tür bir iklimin modern tarihte bir karşılığı bulunmuyor. Bilim insanlarına göre, Dünya’nın 10 ila 40 milyon yıl önce çok daha sıcak olduğu dönemlerde tropik bölgelerde görülüyordu.

Günümüz tropik kuşaklarında sıcaklıklar görece istikrarlı seyrederken ve yağış döngüleri yıl boyunca yoğun bitki örtüsünü desteklerken, hipertropikal bir iklim aşırı sıcaklar, uzun kurak mevsimler ve güçlü fırtınalar potansiyeli anlamına geliyor.

Bu dönüşümün etkileri Amazon’la sınırlı kalmayabilir. Tropikal ormanlar, dünyadaki diğer tüm ekosistemlerden daha fazla karbon emiyor. Ancak stres altına girdiklerinde bu kapasite ciddi biçimde düşüyor. Araştırmacılar, özellikle kurak yıllarda Amazon’un emdiğinden daha fazla karbon saldığı dönemler yaşandığını hatırlatıyor.

Küresel sıcaklıklar yükselmeye devam ettikçe Amazon’un karbon depolama kapasitesindeki her düşüş, dünya genelindeki ısınmayı daha da hızlandırabilir. Nitekim son yıllarda bazı yağmur ormanları, sıcaklık ve kuraklık kaynaklı şiddetli yangın sezonları yaşadı; bu da büyük miktarda karbon salımına ve ekosistemlerin zorlanmasına yol açtı.

Amazon’da yaşananların diğer ormanları da etkilemesi olası. Araştırmacılar, emisyonların azaltılma hızına ve ölçeğine bağlı olarak Batı Afrika ve Güneydoğu Asya’daki yağmur ormanlarının da benzer risklerle karşı karşıya kalabileceğini vurguluyor.

Chambers, “Her şey bizim ne yapacağımıza bağlı. Eğer sera gazlarını hiçbir kontrol olmadan salmaya devam edersek, bu hipertropikal iklimi çok daha erken yaratırız,” dedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Nike’tan H&M’e: Moda endüstrisinin 'yeşil planı' mikroplastik kirliliği nasıl daha da arttırıyor?

Avrupa Komisyonu, Polonya’da ilk nükleer santral inşasına yeşil ışık yaktı

ABD hükümetinin resmi sitesinde fosil yakıtlar küresel ısınma nedeni olmaktan çıkarıldı