Viyana’da karnaval, aynı zamanda gece boyu süren büyüleyici bir baloda dans etmek anlamına geliyor. Ünlü Filarmoni Orkestrası’nın kendi evi Musikverein’de düzenlediği balo ise içlerinde en prestijli olanı.
Orkestrada görev alan arp ustası Anneleen Lenaerts, bu geleneksel balonun atmosferini şu sözlerle tanımlıyor: “Müzik ve vals… Herkes iki dirhem bir çekirdek giyinmiş ve mutlu! Bu bir peri masalı gibi. Güzellik ve tüm bu atmosfer sizi alıp götürüyor. Heyecan verici!” Perküsyon sanatçısı Benjamin Schmidinger ise bu gecenin Viyanalılar için önemine dikkat çekiyor: “Yılın bu dönemi, Avusturya’nın ve özellikle de Viyana kültürünün dönemi. Karnaval ve balo sezonu.!”
Bu muhteşem koreografiyi oluşturmak için işi şansa bırakmak mümkün değil. Bir dans ustası provalarda ekibe danışmanlık yapıyor. Başlangıç seviyesinde olan katılımcılar salona ilk giriş yapanlar arasında. Her yaştan yaklaşık 3000 kişi bu geniş salonu dolduruyor.
Her yıl ünlü bir orkestra şefinin davetli olarak yönettiği Filarmoni Orkestrası, repertuvarından özel bir parçayla performans sergiliyor. Bu yılın onur konuğu Gustavo Dudamel, Viyana Filarmoni Balosu’nda hiç yabancılık çekmediğinden söz ediyor: “Kendinizi aileden biri gibi hissediyorsunuz. Bunun aile arası bir etkinlik gibi olması hem orkestradan hem de Viyana ruhundan kaynaklanıyor. Buraya geldiğinizde bu ailenin bir parçası oluyorsunuz.”
Alton Salon’da ise Viyana usulü klasik valsler ve polkalar çağdaş ritimlere karışıyor. Lenaert, bu ortamda en etkilendiği şeyin Viyanalıların kültürlerine sahip çıkmaları olduğunu dile getiriyor: “Avusturyalı olmayan biri olarak, Viyanalıların en sevdiğim yanı, sahip oldukları, başardıkları şeylerle, kültürleri ve kimlikleriyle gurur duymaları. Gerçekten mükemmel bir deneyim!” Schimidinger, Viyana’nın geleneksel eğlence anlayışını yansıtan balonun kalıcılığını şu sözlerle vurguluyor: “Bu çok hoş ve eskilere dayanan bir gelenek. Sanırım ve umarım bizden daha uzun yaşayacak.”
