Avusturyalı müzik dehası Bruckner’in bitiremediği Dokuzuncu Senfoni, Viyana Musikverein sahnesinde seyirciyle buluşuyor. Bu eşsiz konserde Viyana Filarmoni Orkestrası’nı başka bir müzik dehası olan 41 yaşındaki Kanadalı maestro Yannick Nezet Seguin yönetiyor. Dünyadaki birçok prestijli konser salonu, bu genç müzisyenle çalışmak için adeta yarışıyor.
Yannick Nezet-Seguin: Müzisyen olarak benim görevim dünyaya güzellik katmak.. Elbette bütün müzisyenlerin amacı bu...
After an auspicious 1st concert in
Konzerthaus_DO</a> looking frwrd to concert nr2 <a href="https://twitter.com/koelnmusik">
koelnmusik tonight!Vienna_Phil</a> <a href="https://t.co/QF5WSMdqDp">pic.twitter.com/QF5WSMdqDp</a></p>— Yannick Nézet-Séguin (
nezetseguin) 11 juin 2016
Yannick Nezet-Seguin, Orkestra Şefi: ‘‘Bu konser salonunda bu orkestrayı yönetmek, sanırım hayatımda düşleyebileceğim en güzel şeydi… Bugünlerde stres yaşamamak için bunu düşünmemeye çalışıyorum. Bu gerçekten de büyük bir rüyanın gerçek olması…’‘
‘‘Bruckner, Beethoven ve Wagner gibi büyük ustalara saygısını gösterdi ve kendi özgün tarzını bulmaya çabalayarak müzik tarihinde kendine önemli bir yer edindi.’‘
‘‘Bana göre Bruckner’i özel kılan şey onun farklı ve özgün oluşuyla zamanının ötesinde besteler yapmasıydı. Bu sebeple anlaşılmakta zorlandı ve belki de olduğundan çok daha farklı ve özeldi.’‘
In Berlin with the
— Yannick Nézet-Séguin (@nezetseguin) 21 juin 2016BerlinPhil</a> and Lisa Batiashvili, rooting for <a href="https://twitter.com/DFB_Team">
DFB_Teampic.twitter.com/RY1aDPQGao
Yannick Nezet-Seguin, Orkestra Şefi: ‘‘Müzik dünyasında bu kadar uzun süre olan benim gibi biri için, iç gözlem yapmak kaçınılmaz. Beş yaşından beri bu işin içindeyim. Bir projeye kendimi fiziki ve ruhi olarak verebilmem için gerekli tüm enerjiye sahibim. Ancak bu durum müzikal hedeflerimi eleştirmemi engellemiyor. Her eserde ne tür mesaj vermek istiyorum? Ve tüm bunları etrafımda olan biteni rahatsız etmeden yapmalıyım.’‘
‘‘Müzisyen olarak bu benim görevim. Elbette bütün müzisyenlerin amacı bu… Dünyaya güzellik katmak… Özellikle biz orkestra şefleri insanlara güzellik ve mutluluk yaymalıyız… Raison d’etre yani sanatımızın ‘varolma amacı’ da bu zaten… Güzellik ve mutluluktan bahsederken sadece eğlence ve parti yapmayı kastetmiyorum. Elbette her konser eğlenceli geçmeli. Büyük ‘e’ harfiyle…’‘