Sosyal medyada boy göstererek kalpleri fetheden kedigiller, beyazperde de başrol oyuncularından rol çalıyor.
REKLAMTüylü dostlarımız oyunculuk kariyerlerinde kedi olalı bir fare tutmuş gibi görünüyor. Ancak sinefiller sektörde daha fazla görülmesi ve ödüllendirilmesi gereken kediler karşısında el pençe divan durulmasını talep ediyor.
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün
'Sessiz Bir Yer: Birinci Gün' (A Quiet Place: Day One) filminin en inanılmaz yanı, ultrasonik işitme duyularına sahip uzaylı yaratıkların dünyayı istila etmesi değil, bir kedinin bu olaylar sırasında masanın kenarında duran bir bardağı patisiyle devirerek, etrafındaki herkesin ani bir biçimde ölmesine neden olmayışı.
Çünkü her ne kadar onlara karşı büyük bir sevgi ve hayranlık beslesek de kediler pek de dahi sayılmaz. Zaten sırf bu nedenle videoları internette viral oluyor, bizleri kahkahalara boğmuyor mu?
Mesela bezelye görür görmez yerinden sıçrayan bir kedinin varlığı aslında ne kadar komik ve aptal olduklarını ortaya koyuyor.
Peki ya, bunca zaman onları kısa ve komik kliplerde oynatarak kedilerin yeteneklerini boşa harcamış olabilir miyiz?
Son zamanlarda beyazperde ve televizyon rolleri için işe alınan kedilerin sayısındaki artış, sektördeki algıların değiştiğini ve Hollywood’un artık hayvanlara yönelik önyargılar karşısında tabiri caizse kuyruğunu diktiğini gösteriyor.
Kediler, sektörü patisinin içine aldı
Matthew Vaughn’un Argylle filminde Scottish Fold türündeki Alfie ve Steven Zaillian’ın Ripley dizisinde Main Coon türündeki Lucio gibi kediler artık tüylü dostlarımızın da başrolleri ve kompleks karakterleri oynayabileceğini kanıtlıyor. Bu da artık onların, Doktor Pençe’nin kedisi ile Gargamel’in hain planlarına ortak olan Azman gibi tipik yardakçı rolleriyle veya korku filmlerinde seyircileri yerinden sıçratan klişe sahnelerle yetinmediklerini gösteriyor.
Yakın zamanda vizyona giren, Sessiz Bir Yer serisinin öncül filminde ölümcül bir hastalığa yakalanan ana karakter Samira'nın (Lupita Nyong’o) duygusal destek hayvanı Frodo rolünü paylaşan Nico ve Schnitzel adındaki smokin kedileri performanslarıyla büyük çıkış yakaladı.
Frodo, film boyunca Samira’ya en az bir köpek kadar sadık ve cesur olmasıyla dikkat çekiyor. Bazen yüksek sesli gürültülerden korkup kaçsa da her zaman geri dönüyor, sahibinin arkadaşı Eric’e (Joseph Quinn) yoldaşlık ederek Samira’nın ilacını bulmasına yardım ediyor ve her bakışıyla bizi duygulandırıp gözlerimizi doldurmayı başarıyor.
Bu arada kedilerin 276 farklı kedigil yüz ifadesine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Daniel Day Lewis bile bu rekoru kıramadı!
Her ne kadar 'Bir Düşüşün Anatomisi’ndeki (Anatomy of a Fall) köpek Messi kadar olmasa da kediler de kendi dublörlüklerini yapıyor gibi görünüyor ve bu şekilde dünya çapındaki sinemaseverlerin kalplerini kazanıyorlar.
Üstelik, “eğer Frodo Oscar adaylığı almazsa bundan sonra hiçbir ödül törenini izlemeyi düşünmüyorum" gibi tutkulu yorumların yüzlercesi sosyal medyanın gündeminde.
Beyazperdeye atılan pençelerin taşıdığı riskler
Sevimli bir kediyi başrole taşımak birçok açıdan zekice bir hareket sayılsa da – ve gişedeki tüm hayal kırıklıklarının aradığı çözüm gibi görünse de – daha önce de Pig (2021) filminde Brandy adında bir domuzla çalışan, filmin yönetmeni ve senaristi Michael Sarnoski için bu tercih büyük bir kumardı.
Mesafeli kişilikleri ve görünüşte katıksız bir tatmin duygusuyla kendilerinden istenenin tam tersini yapma tutkularından dolayı kedilerle birlikte çalışmanın zorlukları herkes tarafından kabul edilen bir gerçek.
1969 yapımı 'Kedilerin Gözü' (Eye of the Cats) filmi için düzinelerce kedinin eğitiminden sorumlu olan Ray Berwick, bir keresinde bu işin Hitchcock’un 'Kuşlar' (The Birds) filmindeki "tüylü şeytan sürüsüyle" çalışmaktan daha zor olduğunu itiraf ederken, 2019’da ise 'Taht Oyunları' (Game of Thrones) dizisinin başındaki yapımcılar David Benioff ve D.B. Weiss, setteki şımarık tavırlarından dolayı Ser Pounce adındaki sarman bir kedinin rolünü kesmek için senaryoda onu öldürdüklerini açıklamışlardı.
Weiss, Entertainment Weekly ile yaptığı bir röportajında, “Köpekler, zeki ve iyi eğitilmiş oldukları takdirde verdiğiniz tüm komutları yerine getirir. Kediler ise tamamen kendi planları doğrultusunda hareket eder,” diyerek işinde kedilerle yaşadığı zorlu tecrübeleri vurgulamıştı.
Neyse ki bilgisayarda üretilmiş görsel efektlerdeki (CGI) ilerlemeler kedilerin ekranda gösterilmesinde büyük kolaylıklar sağladı. Tabii, bu konuda neredeyse bütün kedigiller familyasının itibarına kara bir leke süren 'Cats' müzikalinin film uyarlaması gibi kötü şöhretli örnekler de mevcut.
Fakat önceki filmlerin gerilimli atmosferinin aksine serinin insani ilişkilere odaklanan bu halkasında Frodo’yu olabildiğince gerçekçi bir şekilde yansıtmak Sarnoski için çok önemliydi.
REKLAM
The Hollywood Reporter’e konuşan Sarnoski, “İnanılmaz kedi oyuncular ve en az onlar kadar inanılmaz olan eğitmenleri sayesinde bu işin altından başarıyla kalktık. Hiçkimse bu eski usul yöntemin üstesinden gelebileceğimize inanmamıştı ama bunun aksini kanıtlayabildiğimiz için son derece memnunum,” dedi.
Öte yandan, 100 yılı aşkın uzun süredir ekranları şenlendirmelerine rağmen kedilerin sinemaya olan katkıları karşılıksız bırakılmaya devam ediyor.
1912 yılında Kaliforniya’nın Keystone stüdyolarında doğan Pepper isimli kedi, kamera önüne geçen ilk kedi olarak kayıtlara geçti.
Köpekler, Cannes Film Festivali’nde 'Palmiye Köpek Ödülü'nü alıp Oscar törenlerine davet edilirken, kediler ise Antik Mısır dönemindeki en parlak günlerinin hasretini çekiyor.
Bu eksikliği kapatmak için kedilerin onuruna "Altın Pire Torbası" veya "Pisi Palmiye Ödülleri" düzenlenebilir mesela.
REKLAMAncak tüm emeklerinin karşılığında karton bir kutu ve biraz da kedi nanesini kabul etme ihtimalleri çok daha fazla.