Eurovision 2024 kazananı Nemo, İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin trans kadınları, Eşitlik Yasası kapsamında yasal olarak kadın saymama kararına tepki gösterdi.
REKLAM
2024 Eurovision birincisi Nemo, İngiltere Yüksek Mahkemesi'nin trans kadınları, Eşitlik Yasası kapsamında yasal olarak kadın saymama kararının ardından, trans hakları için güçlü bir duruş sergiledi.
Eurovision'un ilk nonbinary (ikilik dışı cinsiyet) kazananı olan İsviçreli sanatçı, sosyal medyada, İngiltere'deki insanlara Yüksek Mahkeme'nin trans kadınları kadın tuvaletlerinden, hastane koğuşlarından ve spor takımlarından dışlama kararına karşı nasıl protesto düzenleyeceklerini anlatan bilgiler paylaştı.
Bu ayın başında alınan karar, cinsiyet tanıma sertifikasına (Gender recognition certificate - GRC) sahip trans kadınların tek cinsiyetli alanlardan dışlanabileceğini gösteriyor.
Associated Press'e (AP) verdiği röportajda, "Müziğim aracılığıyla eş cinsellik (queer) deneyimimi anlatmak benim için çok önemli, ama bunu sadece inandığım şey için durarak bağlamsallaştırmak da o kadar değerli. Konuşmaktan korkmamak ve başkalarını da cesaretlendirmek," diyerek, bu mücadelenin kendisi için anlamını vurguladı.
Nemo, İngiltere'nin en yüksek mahkemesinin kararını "tüm toplumu etkileyecek" bir "trans+ haklarına saldırı" olarak değerlendirdi.
"Bir trans birey olarak duygusal açıdan çok zor bir dönemden geçiyoruz," diyen Nemo, şunları ekledi: "Bir konuda bu kadar geri adım atıldığında ve tek isteğiniz sadece yaşayabilmek, kendiniz olabilmek, endişelenmeden ve saklanmadan hayatınızı sürdürmekse, bu çok zor. Eğer bu temel haklar bize verilmezse, nasıl ilerleyebiliriz? Ne yapabiliriz?"
Nemo, trans haklarının geriye gitmediğini düşündüklerini ve bazen işler daha iyiye gitmeden önce kötüye gitse de, bunun bir mücadele süreci olduğunu kabul ettiklerini vurguladı.
"İşlerin genel olarak ileriye doğru gittiğine dair çok fazla umudum var," diyen sanatçı, "Bence insanlar birbirlerine empati kurmaya ve anlamaya daha yakınlar."
İngiltere'nin yüksek mahkemesi, kadını biyolojik olarak kadın doğmuş kişi olarak tanımlarken, ayrımcılıkla mücadele amacıyla trans bireylerin ayrımcılıktan korunmaya devam ettiklerini belirtti.
Ancak trans gruplar, mahkemenin kararının haklarını zedeleyeceğini savundu.
LGBT+ topluluğunun önde gelen isimleri, hayır kurumlarını karar hakkında konuşmaya çağırırken, İngiliz Tabipler Birliği'ndeki doktorlar kararı "biyolojik açıdan saçma" ve "bilimsel açıdan cahilce" olarak değerlendirerek kınadılar.
Doktorlar, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki basit ikili ayrımın "bilimde ya da tıpta hiçbir temeli olmadığını ve transseksüel ve toplumsal cinsiyet çeşitliliğine sahip bireyler için aktif olarak zararlı olduğunu," ileri sürdüler.
Buna ek olarak, İngiltere'de transseksüel olduğunu açıklayan ilk yargıç, karar nedeniyle İngiliz hükümetini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımayı planlıyor.
Geçtiğimiz yıl mahkemeden istifa eden Dr. Victoria McCloud, kararın insan haklarını ihlal ettiğini ve kendisini "hapsedilmiş ve ayrıştırılmış" hissettiğini belirtti.
Mahkemenin, trans bireyler tarafından ileri sürülebilecek insan hakları argümanlarını ve kararı dikkate almadığını vurguladı.
The Guardian'a konuşan Dr. McCloud, açtığı davanın temelinin "Yüksek Mahkeme'nin beni ya da kanıtlarımı dinlemeyi reddetmesi, karardan etkilenen trans bireyler üzerindeki etkisi hakkında bilgi vermemesi ve herhangi bir gerekçe sunmaması," olduğunu söyledi.
Dr. McCloud, "Bunlar normal adaletin iki temel öncülüdür. Bu davada kadınlar adına konuşan protesto grupları vardı, ancak sıradan kadınlar aslında bir bütün olarak temsil edilmedi," diyerek durumu eleştirdi.
"Engelliler temsil edilmedi ve şimdi Muhafazakârların transların engelli tuvaletini kullanması gerektiğini söylediğini görüyoruz, bu da engelli insanların hayatlarını etkiliyor. Tüm bunların etkileri ele alınmadı," diyerek kararın toplumsal etkilerine dikkat çekti.
Kararın açıklık getirmek yerine "kaos getirdiğini" de sözlerine ekledi.