Yazar, Cezayir iç savaşı sırasında katliamdan kurtulan bir kişinin hikayesini rızası olmadan kullanmakla suçlanıyor.
Fransız-Cezayirli yazar Kamel Daoud, 2024'te Fransa'nın prestijli Goncourt Ödülü'nü kazanan "Houris" adlı romanıyla ilgili tartışmalar nedeniyle Cezayir makamları tarafından çıkarılan iki uluslararası tutuklama emrinin hedefi oldu.
Daoud, Fransız edebiyatının en prestijli ödülü olan Goncourt Ödülü'nü kazanan ilk Cezayir kökenli yazar unvanını elde etmişti.
Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Fransa'nın tutuklama kararlarından haberdar olduğunu bildirdi. Avrupa ve Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Christophe Lemoine, "Bu konudaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz" dedi ve Fransa'nın ifade özgürlüğüne bağlı olduğunu vurguladı.
Fransız vatandaşı olan ve Fransa'da ikamet eden yazar, Cezayir iç savaşı sırasında bir katliamdan kurtulan Saâda Arbane adlı bir kişinin hikayesini rızası olmadan kullanmakla suçlanıyor ve bu suçlamayı reddediyor.
Daoud ve Arbane'yi tedavi eden psikiyatrist eşine karşı iki başvuru yapıldı.
Şikayetlerden biri, Cezayir'deki iç savaş sırasında (1992-2002) katliamdan kurtulan Arbane'den geldi. Arbane çifti hikayesini rızası olmadan kullanmakla suçladı.
Diğeri ise Ulusal Terörizm Mağdurları Örgütü'nden geldi.
Hakkında tutuklama emri çıkarıldığını öğrenen yazarın avukatı Jacqueline Laffont-Haïk, Daoud'un Interpol nezdinde itirazda bulunacağını söyledi.
Laffont-Haïk, "Cezayir'in bu tutuklama kararlarının arkasındaki nedenler ancak siyasi olabilir. Son romanı Cezayir'deki kara on yılın katliamlarını hatırlatan bir yazarı susturmayı amaçlayan bir dizi prosedürün parçası," dedi.
"Houris", 31 Aralık 1999'da bir İslamcının boğazını kesmesinden bu yana dilsiz kalan genç bir kadını konu alan karanlık bir roman.
Kitap Cezayir'de yasaklandı, zira ülkede bu iç savaş dönemini çağrıştıran her türlü eser yasak.
Daoud daha önce hikayenin Arbane'nin "hayatını anlatmadığını" savunmuştu.
Aralık ayında Fransız yayın organı Le Point için kaleme aldığı bir makalede yazar, "Bu talihsiz genç kadın bunun kendi hikayesi olduğunu iddia ediyor. Yaşadığı trajediyi anlayabilsem de cevabım net: bu tamamen yanlış," ifadelerini kullanmıştı.
"Görünürdeki yara dışında, bu kadının dayanılmaz trajedisi ile Aube karakteri arasında hiçbir ortak nokta yok. Yara benzersiz değil. Ne yazık ki diğer pek çok kurban tarafından paylaşılıyor," diyen Daoud, davacıyı "manipüle edilerek, bir yazarı öldürmek ve (ailesini) karalamakla" suçlamıştı.
Daoud'un yayıncısı Gallimard da, "rejime yakın medya tarafından (yazara karşı) düzenlenen şiddetli karalama kampanyalarını" kınamıştı.