Topkapı’dan Palermo’ya: Venedik Sarayı’nda 'kaftan' buluşması

REKLAM

Osmanlı döneminden itibaren yalnızca bir giysi değil, aynı zamanda iktidarın, aidiyetin ve prestijin sembolü olarak görülen kaftan, Topkapı Sarayı’nda hükümdarların ayırt edici saray kıyafeti olarak tarih sahnesine çıktı.

İnce işçilikle elde dokunan kumaşları, zengin bezemeleri ve sembolik anlamlar taşıyan detaylarıyla bir geleneğe dönüşen kaftan; Irak, Suriye ve Anadolu’dan yayılarak Akdeniz’in dört bir yanında ortak bir kültürel mirasın simgesi haline geldi.

Bu köklü geleneğin günümüzle buluştuğu son adres ise İstanbul’daki Venedik Sarayı oldu. İtalyan Büyükelçiliği’nin “MeeTürkItaly” programı kapsamında düzenlenen “Kaftan. Sicilya ve Türkiye Arasında Akdeniz İplikleri” başlıklı etkinlikte, İtalya’nın Türkiye Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, Siciliyalı moda tasarımcısı Elio Ferraro’yu ağırladı.

Geçtiğimiz haftalarda hayatını kaybeden İtalyan moda devi Giorgio Armani'yi anarak sözlerine başlayan Marrapodi, İtalyan modasının özgün stili ve kalitesinin dünyada “Made in Italy” markasının en önemli taşıyıcısı olduğunu vurgularken, köklerini zanaatkârlıktan alan İtalyan inovasyonunun tarih, kültür, sanat ve modayı bir araya getirdiğini söyledi. Bu yaklaşımın en güçlü örneklerinden biri olarak da Ferraro’yu gösterdi.

Ferraro ise konuşmasında kaftanın Osmanlı saraylarından Sicilya’ya uzanan yolculuğunu anlattı.

Tarih boyunca kaftanın kıyafetin ötesindeki misyonuna dikkat çeken Ferraro, kaftanı aynı zamanda "bir kimliğin tezahürü" olarak nitelendirdi.

Kaftanın Akdeniz kültürel mirasının ortak bir sembolüne dönüştüğünü belirten tasarımcı, hazırladığı 25 eseri konukların beğenisine sundu. Tasarımcı, ilham kaynakları arasında 19. yüzyıldan kalma kumaşlara da dikkat çekti.

Daha önce Palermo’da ünlüleri giydiren Ferraro’nun tasarımları, kaftanın unisex formatını vurgulayarak, hem geçmişin saray ihtişamını hem de günümüzün küresel moda anlayışını yansıttı. Kumaş üzerinden Sicilya ile Türkiye arasındaki kültürel bağı kutlayan kaftanlar, adeta birer sanat eseri olarak sergilendi.

Kaftan geleneği, köklerini koruyarak günümüzün yaratıcı dünyasına uyum sağlıyor. Böylece Doğu’ya özgü bir mirastan çıkıp, küresel moda sahnesinde kendini gösteren evrensel bir değere dönüşüyor.