Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Hera Büyüktaşcıyan’dan 'Hayalet Kuartet': Arter’de bellek, kimlik ve doğa üzerine katmanlı bir sergi

Hera Büyüktaşçıyan
Hera Büyüktaşçıyan ©  Arter
© Arter
By Buse Keskin
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Küratörlüğünü Nilüfer Şaşmazer’in üstlendiği Hayalet Kuartet sergisi, 27 Kasım’dan itibaren Arter’in 3. kat galerisinde ziyaret edilebilir.

Hera Büyüktaşcıyan’ın Arter’de izleyiciyle buluşan kişisel sergisi 'Hayalet Kuartet,' sanatçının bu bağlamda ürettiği yeni eserlerini, bir bölümü Arter Koleksiyonu’nda yer alan daha erken tarihli yapıtlarıyla bir araya getiriyor.

Sergi, sanatçının pratiğinin bel kemiğini oluşturan görünmezlik, döngüsellik, bellek, mimari, şehir ve doğa kavramlarını, Arter binasının aralarında konumlandığı iki semtte, Kurtuluş ve Tarlabaşı’nda köklenen kişisel tarihi ve kent tarihindeki kırılmalar üzerinden ele alıyor.

Büyüktaşcıyan, bu kırılmaların izlerini, hafızasından süzülen fragmanlar, yankılar ve boşlukların yarattığı düşsel manzaralarla harmanlıyor. Sergi, böylelikle farklı zaman ve mekânların birbirlerine teyellendiği yeni anlatılar sunuyor.

Kaybın ardından süren varlık hissini tanımlayan ve aslen tıp alanında kullanılan ‘hayalet uzuv’ terimine gönderme yapan 'Hayalet Kuartet,' dış mekânı galeri içine taşıyan Nekropol, Avlu, Cadde ve Bakış adlı dört bölümden oluşuyor. Bu dörtlü yapı, eserlere farklı biçimlerde sızan ateş, hava, su ve toprak elementleri üzerinden yankılanıyor. Geçmiş, bugün, gelecek ve araf olmak üzere dört ayrı zamansallığı da birbirine dokuyan sergi, nesne, form, yüzey, ses ve renk gibi öğelerin içlerinde saklı hayaletlerin belirdiği bir duyumsama alanı yaratıyor.

Kullandığı malzemeler ve yapıbozumcu form diliyle bir tür yüzey gerilimine işaret eden Hera Büyüktaşcıyan, zamanın dönüştürdüğü farklı unsurların çarpışmalarını ve bir aradalıklarını inceliyor.

Sanatçının dokular, sesler ve kentsel manzaralarda hem bireysel hem de toplumsal hafızanın izini süren yapıtları, varlık ve yokluk, yaşam ve ölüm, beden ve ruh, silinme ve yeniden inşa gibi ikiliklerle örülü bir dünyanın tanıklığını üstleniyor.

Hâkim anlatılara ve görme biçimlerine meydan okuyan bu yaklaşım, yalnızca tarihsel belleği değil, insan-dışı olanı ve algılanan dünyanın ötesini de farklı boyutlarıyla düşünmeye olanak tanıyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

RTVE Başkanı İspanya'nın Eurovision'da İsrail'i veto ettiğini teyit etti

'Kara Cuma' tuzağı: Tüketim çılgınlığını ne tetikliyor?

Louvre, AB dışından gelen ziyaretçilere yüzde 45 zam yapıyor