AB kurumları vatandaşlarla iletişimini nasıl artırabilir?

AB kurumları vatandaşlarla iletişimini nasıl artırabilir?
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Brüksel’deki yetkililer Avrupa Birliği ile vatandaşlar arasındaki iletişim sorununun farkında. Birlik vatandaşlarıyla arasındaki mesafeyi nasıl aşacak? Ekonomik açıdan zorlu bir dönemden geçilirken, halkın kendisini Avrupalı hissedip haklarından haberdar olması için bir takım kilit konulara eğilmek gerekiyor.

Kamu oyu yoklamaları çoğunluğun vatandaşlık hakları konusunda bilgi sahibi olmadığını ve son birkaç yıldır Avrupa kurumlarına karşı güveninin azaldığını gösteriyor.Brüksel’in Avrupa konusunda şiddetli tartışmaların yaşandığı İrlanda gibi ülkelerde, halkın güvenini yeniden kazanması için daha sert bir mücadele vermesi şart.

Durumun ne tür bir risk yarattığı konusunda kafa yoran isimlerden biri de Bilgisayar Mühendisliği’nden yeni mezun olan ve henüz iş bulamayan, 23 yaşındaki Declan Meenagh. Meenagh, Avrupa Birliği’nin halk ile dayanışma içinde olması gerektiğini şu sözlerle savunuyor: “Avrupa Birliği, dayanışma üzerine kuruldu ve bu dayanışmanın devam etmesi çok önemli. Birçok kişinin işsizlikle kıvrandığı bir birliğimiz olmamalı. Avrupa genelinde insan hakları alanını nasıl geliştirebileceğimize de bakmamız gerek. Her şey internet üzerinden gelişmeye devam ederken ve dijital dünya iyice ilerlerken Avrupa Birliği vatandaşların hakkını internet üzerinden nasıl koruyabilir, buna bakmalıyız.”

Declan, Avrupa Komisyonu’nun birlik ile vatandaş arası ilişkileri geliştirmek amacıyla halka açık olarak düzenlediği bir toplantıya katılmaya karar verdi. “Vatandaşla Diyalog” adlı toplantılar ise Avrupa Vatandaşlar Yılı kapsamında bu yıl Avrupa genelinde gerçekleşecek. Meenagh, diğer yandan birliğin halka hitap etmesinin önünde bir takım zorlukların yattığını da kabul ettiğini ifade ediyor: “Avrupa Komisyonu Başkanı’nın burada aramızda olması çok olumlu bir durum. Ancak bence halkın içinde daha sık çıkmaları gerek. Bu tabii ki zor olabilir. Avrupa Birliği sonuçta çok büyük, çok teknik ve uğraştığı bir çok konu var. Olayın bir boyutu şu ki, tüm bu konuları insanlara hitap edecek şekilde nasıl birleştirebilirsiniz? Bence işin zorlu yanı bu.”

Beethoven’ın “Neşeye Övgü” adlı senfonisi Avrupa Birliği Marşı olarak seçilirken hedef vatandaşlarda gurur uyandırmaktı. Ancak vatandaşlara Avrupa kurumlarının önemli isimlerinin fotoğraflarını gösterdiğimizde birçoğunun kişileri tanımakta zorlandığına tanık olduk. Dublin sokaklarında görüştüğümüz ve Avrupa kurumlarının önemli isimlerinin fotoğraflarını gösterdiğimiz vatandaşlardan bazıları, bu kişileri daha önce hiç görmediklerini dile getirdi.

Brüksel’deki yetkilileri tanımayan yalnızca İrlandalılar değil.. Portekiz’de de benzer bir sonuçla karşılaşıyoruz. Ancak yine de Portekizlİ Avrupa Komisyonu Başkanı, Jose Manuel Barroso’yu kolayca tanıdıklarına şahit oluyoruz.

Brüksel’deki yetkililer, Avrupa Birliği ile vatandaşları arasındaki iletişim kopukluğunun gelecek için hedeflenen uyumu etkilediği konusunda hemfikir. Avrupa Komisyonu’nun Adalet ve İnsan Hakları’ndan sorumlu üyesi Viviane Reding, komisyon olarak yayınladıkları vatandaşlık konulu anketten olumlu sonuçlar aldıklarını dile getiriyor: “Vatandaşlarla iletişime geçme imkanımız var. Vatandaşlığa yönelik ilk anketi yayınladım. Çoğunluğu gençlerden oluşan binlerce kişi anketi yanıtladı. İşin en iyi yanı da bu, çünkü geleceğin Avrupa’sını kurma yolunda yeni neslin desteğine ihtiyacımız var. Ayrıca Avrupa’nın neredeyse her yerinde vatandaşların başvurabileceği, sorularını sorup yanıtlar alabileceği doğrudan temas noktaları var.

Reding, vatandaşlarla diyaloğun gelişmesinde ileriki süreçte belirlenen toplantıların yanı sıra üye ülkelerdeki kilit aktörlerin halkı bilgilendirmelerinin de önemli rol oynadığını altını çiziyor.

Vatandaşlarla diyalog toplantılarının bir sonraki ayağı 22 Şubat 2013’de Portekiz’in Coimbra şehrinde gerçekleşecek. Avrupa’nın en eski üniversitelerine ev sahipliği yapan bu öğrenci kentinde Avrupa’da eğitime dair konular yakında takip ediliyor. Birliğin geleceği konusu da ilgi alanlarından birini oluşturuyor. Buradaki toplantılarda ekonomi kuşkusuz en temel gündem maddelerinden biri olacak gibi görünüyor.

Coimbra’da, Avrupa’nın önde gelen sosyoloji profesörlerinden Sousa Santos ile Avrupa’nın geleceği konusunda görüştük. Santos, insanların Avrupa Birliği’ni benimsemeleri için kurum yöneticilerini doğrudan seçebilmeleri gerektiğini savundu: “Avrupa’da demokrasi açığından söz ediyoruz. Birliğe üye ülkeler nezdinde demokrasinin varlığından söz etsek de Avrupa için bu söz konusu değil. Avrupa Parlamentosu, sahip olması gereken güce sahip değil. Yürütme organı olan Avrupa Komisyonu ise vatandaşlar tarafından seçilmiyor.”

Sosyoloji uzmanı Santos, eğitimde Avrupalı değerler temel alınırken diğer kıtalardan da öğrenilecek çok şey olduğunu sözlerine ekliyor. Coimbra Üniversitesi öğrencilerinden Simao Cabral de, halk arasında yaygın olan, Avrupa Birliği’nde dayanışmanın gerekli ve öncelikli olduğunu görüşünü destekliyor: “Gerçek şu ki, Avrupa Birliği’nden söz ediyoruz ama gerçek bir birlik yok. Ne yazık ki Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeleri parlamentoda temsil eden vekiller, yalnızca kendi ülkelerinin çıkarlarını koruyup, birlik için önemli diğer ülkeleri unutma eğilimine devam ediyor. Halbuki onları unutmamak herkesin yararına.” Bir diğer öğrenci Miguel Martins ise halkın Avrupa’da yaşananlara karşı ilgisiz olduğunu doğruluyor: “Yasa çıkarmakla farklı ülkelerde yürürlüğe sokmak arasında çok büyük fark var. Çünkü Avrupalılar ilgisiz. Portekiz’de kimse, son kriz dönemi dışında, gündemle ilgilenmedi. Ne olup bittiğini öğrenmek istemiyorlar.”

Avrupa’nın geleceğini tartışırken çok sesliliğin gerektiği bir gerçek. Zor olan ise insanları seslerini duyurmaya teşvik etmek.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa seçimlerinde gençler değişimden yana

İnternette özel hayat ve kişisel verilerin korunması

Mutlu bir tüketici olun