Fransa'da mahkumlardaki yüksek intihar oranı

Avrupa Komisyonu istatistiklerine göre Fransa cezaevlerinde sadece bir yıl içinde her 10 bin mahkumdan yüzde 12.4’ü intihar ediyor. Bu oran diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında neredeyse ortalamanın iki katı.
Peki neden Fransa’da bu kadar çok mahkum kendi hayatına son veriyor?
Bu soru bizi Fransa’nın kuzeyindeki Lille kentine kadar götürüyor. Burada Rahme ile buluşuyoruz. Kardeşi Maubeuge cezaevinde iki ay kaldıktan sonra psikotopik ilaçlar alarak hayatına son vermiş.
Hikaye 31 yaşındaki Morad Zennati’nin 2009 yılında 100 gram marihuana ile yakalanması sonrası 2 yıl hapis cezasına çarptırılmasıyla başlıyor.
Klostrofobiden muzdarip ve gündüzleri kapısı açık olan hücrede kalmayı talep eden Zennati’nin zor günleri cezaevine girdiği daha ilk dakikalarda kendini hissettirmiş. Ablası Rahma Zennati yaşadıklarını anlatıyor:
Rahma cezaevinde tehlikeli ilaçların kontrolünün yeteri kadar yapılmadığını savunuyor.
İlaçların mahkumlara nasıl verildiğini ve dağıtıldığını görmek üzere Longuenesse Cezaevine gidiyoruz.
Hapların hastaları verilmesinde iki metot uygulanıyor. Her mahkum yerleşkeye girmeden önce bir psikiyatrist tarafından kontrol ediliyor. İntihar riski tespit edilenler için her gün reçete yazılıp hemşireye teslim ediliyor. Mahkum ise uygun görülen tedaviyi almak zorunda.
Bu riski taşımayanlar içinse haftada iki gün bir hemşire Rahma’nın bize bahsettiği meşhur beyaz küçük kese kağıtlarıyla hücreleri dolaşıyor. Bu küçük paketlerde her mahkum için 3 gün yetecek ilaç bulunuyor.
Görüştüğümüz psikiyatristler farklı bir noktaya dikkatleri çekiyor. O da cezaevinde görev alan doktorların çalışma ve hasta takip aralıklarındaki sorun. Caroline Penet “doktorların bir yıldan az sürelerde sürekli değiştiğini” belirtirken, Rabah Farhi ise “bu sürenin bazen 2 haftaya kadar düştüğüne” dikkat çekiyor. Penet cümlesine şu şekilde devam ediyor:
Son dönemde ortaya çıkan başka bir sorunu ise isminin açıklanmasını istemeyen bir mahkum işaret ediyor:
“Zihinsel olarak daha kırılgan insanları hapishanede daha fazla görmeye başladığım doğru. Bu durumda, zihinsel olarak kırılganlıkla ilgili suçlara karışmış çok fazla insan görmüyorduk. Onların psikiyatri hastanesinde olması gerekirken cezaevine gönderiyorlar. Fakat birini hastaneye göndermek cezaevine göndermekten daha masraflı. Yani evet daha fazla görüyorum ve inanıyorum daha da fazla böyle kişi olacak.”
Hemşirelere bize cezaevlerine şizofreni gibi ağır hastalıkları bulunan çok sayıda kişinin konduğunu söylüyor.
Fransa bu konuda iyi iş çıkartmıyor diyen Psikiyatrist Cyrille Canetti, “Bence Fransa bu konuda iyi iş çıkartmıyor. Biz gerçekten sözde ‘can sıkıcı’ insanları görmemek için onları cezaevine koyuyoruz. Ve bence özellikle akıl hastalarını. Akli rahatsızlıkları olanların toplumdan dışlanması nedeniyle mahkum sayıları çok hızlı artıyor. Bu insanlar acı çekenler olarak görülmektense daha çok tehlikeli kişiler olarak algılanıyor. Yani burada onları cezaevine göndermek gibi bir eğilim var ki oraya ait değiller.” diyor.
Morad cezaevinden çıkmasına sadece birkaç ay kala hayatına son verdi ve istatistikler gösteriyor ki buna hiç de azımsanmayacak kadar sıklıkla rastlanıyor.