NewsletterHaber BülteniEventsEtkinliklerPodcasts
Loader
Bize Ulaşın
REKLAM

Orban 'Barış Misyonu 5.0' kapsamında Trump ile görüştü

Başkan Donald Trump, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ı 13 Mayıs 2019 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da ağırladı.
Başkan Donald Trump, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ı 13 Mayıs 2019 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da ağırladı. © AP
© AP
By Euronews
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İngilizce

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Rusya ve Çin ziyaretlerinin ardından Ukrayna hakkında 'barış misyonu' görüşmeleri kapsamında Donald Trump ile bir araya geldi.

REKLAM

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Washington'da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi'nin hemen ardından kendi insiyatifi ile başlattığı Ukrayna hakkında "barış misyonu" görüşmeleri kapsamında perşembe akşamı eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin baikan adayı Donald Trump ile bir araya geldi.

Orban, Trump'ın Palm Beach Mar-a-Lago'daki evinde gerçekleşen ikili görüşmeyi, "Barış Misyonu 5.0" olarak nitelendirdi.

Sosyal medya platformu X'te ziyaret ile ilgili yayınladığı açıklamada, Trump'ın Ukrayna'daki krizi çözeceğini belirten Orban, "#Barışı sağlamanın yollarını tartıştık. Günün iyi haberi: çözecek!" ifadelerini kullandı.

Orban, Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçimlerinde, Cumhuriyetçi aday Trump'ın yeniden seçilme hedefini kamuoyu önünde destekledi ve Başkan Joe Biden'ın seçimi kaybetme ihtimalinin "çok çok yüksek" olduğunu söyledi.

Orban'ın Trump ile ikili görüşmesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’i ülkelerinde ziyaret etmesinin hemen ardından geldi.

1 Temmuz itibariyle Avrupa Birliği (AB) Konseyi dönem başkanlığını devralan Orban, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 2 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştü. Hemen ardından 5 Temmuz’da Moskova’da Putin ve 8 Temmuz’da da Pekin’de Şi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Bu ziyaretlerinin hemen sonra 9 Temmuz'da başlayan Washington'daki NATO 75. Yıl Zirvesi’ne katıldı.

Orban'dan NATO'nun Ukrayna planına red

Orban, NATO Liderler Zirvesi'nde ülkesinin NATO-Ukrayna misyonuna katılmayacağını açıklayarak, Macaristan'ın ittifakın “savunma yeteneklerini geliştirme hedeflerini karşılamaya devam edeceğini" belirtti.

Zirvede gelecek yıl içinde Ukrayna'ya asgari 40 milyar euro askeri yardım finansmanı da kabul edildi.

AB'den Orban'a eleştiri

Orban, Ukrayna konusunda başlattığı “barış misyonu” girişimi ile AB ve NATO’nun tepkilerini üzerine çekti.

AB liderleri, Orban'ın "barış misyonunun" birliğin görüşlerini temsil etmediğinden emin olmak istiyor.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Macaristan'ın dönem başkanlığını yürütmesine rağmen Orban'ın Trump ile görüşmesinin AB adına yapılmadığını vurguladı.

"Dönem başkanlığı, AB'yi dış ilişkiler düzeyinde temsil etmez. Açık ve net bir pozisyon vardır. Macaristan Başbakanı tarafından gerçekleştirilen bu ziyaret de AB adına yapılmış bir ziyaret değil," dedi.

"Diğer üye devletler tarafından dile getirilen ciddi uyarıları biliyorsunuz ve biz her dönem başkanlığının dürüst bir arabulucu olarak rol oynayacağına, Avrupa'nın birliğini savunacağına ve uzlaşmamıza yardımcı olacağına güveniyoruz."

NATO zirvesi sırasında Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, yakın gelecekte AB üye ülkelerinin Macaristan Başbakanını disipline etmek için harekete geçeceğini belirtti.

"Bildiğiniz gibi Lizbon Antlaşması'ndan sonra ulusal başkanlığın dış ilişkilerde yetkisi kalmadı. Burada dönem başkanlığının Ukrayna'daki savaşta arabuluculuk yaptığı izlenimi verildi. AB üyelerinin AB Konseyi Başkanı tarafından, dış politikanın ise Yüksek Temsilci tarafından temsil edildiğini biliyoruz. Biz onları bunun için seçtik, dolayısıyla bu durum büyük şaşkınlık yarattı," dedi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Von der Leyen'in geleceği Avrupa Parlamentosu'nda yapılacak oylama ile belirlenecek

Cem Uzan’dan saldırıya uğrayan Trump’a geçmiş olsun mesajı: ‘Hüngür hüngür ağladım’

ABD'nin eski NATO temsilcisi, Orban'ın Batı'nın güvenliğine etki edecek önemde olmadığını savundu