Taylor Swift'in Viyana konserlerine yönelik başarısız terör saldırısını planlayanların, IŞİD ve El Kaide'den esinlendiğine inanılıyor.
REKLAMAvusturya'nın İçişleri Bakanı Gerhard Karner, ABD'li şarkıcı Taylor Swift'in Viyana'da iptal edilen konserlerine yönelik terör saldırıyla bağlantılı olarak üçüncü bir kişinin daha tutuklandığını açıkladı.
Karner Viyana'da cuma günü düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, 18 yaşındaki bir gencin perşembe akşamı ana şüpheliyle irtibat halinde olduğu iddiasıyla gözaltına alındığını duyurdu.
Terör saldırısıyla bağlantıları nedeniyle salı günü 19 yaşındaki bir ana şüpheli ve 17 yaşındaki bir çocuğun yakalanmasının ardından, yetkililer başka şüpheli aramadıklarını söyleyerek, saldırı ile ilgili daha fazla ayrıntı vermedi.
Yetkililer, biletleri tükenen üç konserin iptal edilmesine yol açan terör saldırısı planında, IŞİD ve El Kaide'den esinlenildiğine inanıyor.
Yetkililer, şüphelilerden birinin evinde bomba yapımında kullanılan malzemeler bulurken, bir şüphelinin de "konser alanının dışında mümkün olduğunca çok sayıda insanı öldürmeyi" planladığını itiraf ettiği bildirdi.
Avrupa genelinde aşırılık yanlısı gençlerin artan tehdidi
Ancak güvenlik uzmanları bu olayın münferit olmaktan uzak olduğu konusunda uyarıda bulunarak Avrupa genelinde giderek artan ve derin endişe yaratan bir eğilimin altını çiziyor.
İnternet üzerinden radikalleşen yeni nesil genç radikallerin yükselişine işaret eden daha geniş bir aşırılıkçı faaliyet modeli ortaya çıktı.
Terörizm uzmanı Peter Neumann'a göre, tehditler tüm Batı Avrupa'da arttı.
"Bu, son on ay içinde çok hızlı bir şekilde gelişen ancak neredeyse rapor edilmeyen daha büyük bir modelin parçası," dedi.
"Batı Avrupa'da cihatçılar tarafından gerçekleştirilen altı başarılı saldırı, 21 saldırı girişimi ya da engellenen saldırı oldu. Yani Batı Avrupa'da gerçekleşmiş ya da planlanmış toplam 27 saldırı var" diyen Neumann, bu sayının "2022'dekinin dört katından daha fazla" olduğunu açıkladı.
Saldırı planlarındaki bu artış, aşırılık yanlısı grupların ideolojilerini yaymak ve terör örgütlerine yeni takipçiler kazandırmak için Telegram gibi dijital platformlardan yararlanıldığı çevrimiçi radikalleşmenin yükselişiyle yakından bağlantılı.
Radikalleşmeyi önlemeye adanmış bir sivil toplum örgütü olan DERAD'ın kurucusu Moussa Al Hassan, "Çeşitli kanallar, görevlerinin sadece bu şeylere ikna olmak değil, aynı zamanda bunları eyleme dönüştürmek, yani insanlara saldırmak, savaş açmak olduğunu söylüyor," dedi.
"Bu da radikalleşen ve bu farklı ideolojik hareketlerden gelen herkesin aynı zamanda potansiyel bir suikastçı olduğu anlamına geliyor" diyerek ekledi.
Uzmanlar bu ağların Avrupa'nın her yerine, özellikle de Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi Batı Avrupa ülkelerinde yayıldığına inanıyor.
Bazı durumlarda İsviçre, Almanya ve diğer ülkelerin yanı sıra Belçika ve Fransa arasında olduğu gibi ulusal sınırların ötesindeki ağlara bağlı daha küçük gruplar da oluşuyor.