Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

AB'nin 'geri dönüş merkezlerini' hayata geçirmek için ne yapması gerekiyor?

AB, reddedilen sığınmacılar için 'geri dönüş merkezleri' kurma fikrini araştırmayı planlıyor.
AB, reddedilen sığınmacılar için 'geri dönüş merkezleri' kurma fikrini araştırmayı planlıyor. ©  Cecilia Fabiano/LaPresse
© Cecilia Fabiano/LaPresse
By Jorge Liboreiro & Video by Gregoire Lory
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Reddedilen sığınmacılar için "geri gönderme merkezleri" kurma projesi, uluslararası hukukla potansiyel çatışmalar da dahil olmak üzere sayısız zorlukla karşı karşıya.

REKLAM

"Avrupa Birliği (AB) göç politikasının bazı bölümlerini dışarıdan temin etmeli ya da en azından denemeli."

Geçen hafta Brüksel'de bir araya gelen ve düzensiz göçü engellemek için "yeni yollar" keşfetme konusunda anlaşan 27 AB liderinin ana mesajı buydu.

Alınan onay kararının detayları mümkün olduğunca fazla manevra alanı sağlaması için kasıtlı olarak belirsiz bırakıldı. Yine de Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de dahil olmak üzere herkesi düşündüren ve konuşturan özel bir fikir vardı: "geri dönüş merkezleri."

Von der Leyen, "önemsiz değil ama bu tartışılan bir konu" diyerek "merkezlerin" resmen masada olduğunu doğruladı.

Henüz detaylandırılmamış olan plan, başvuruları reddedilen ve bu nedenle blokta kalma hakkı bulunmayan sığınmacıları kapsayacak.

Suriye, Eritre, Ukrayna, Mali ve Afganistan vatandaşlarının koruma alma şansı yüksekken, Pakistan, Bangladeş, Senegal, Nijerya ve Venezuela gibi diğer ülkelerin vatandaşları yüzde 20'nin altında bir kabul edilme oranına sahip ve çoğu durumda geri çevriliyorlar.

Bugün reddedilen bir başvuru sahibi, sınır dışı işlemi gerçekleştirilinceye kadar bir üye devlette kalıyor. Ancak yeni plan kapsamında bu göçmenlerin bir kısmı (hatta tamamı) nihai sınır dışı edilmelerini beklemek üzere AB toprakları dışında bulunan tesislere nakledilebilecek.

Proje kağıt üstünde oldukça basit görünse de liderlerin öngördüğü başarı hikayesine dönüşmesini imkansız kılabilecek sayısız yasal, ekonomik ve operasyonel zorluklar olabileceği tahmin ediliyor

İşte proje kapsamında AB'nin yanıtlaması gereken bazı sorular.

Geri dönüş merkezleri nerede konumlandırılacak?

Henüz denenmemiş olan bu planın hayata geçirilebilmesi için Brüksel'in AB üyesi olmayan ve geri dönüş merkezine kendi topraklarında ev sahipliği yapmaya istekli bir ülke bulması gerekecek.

Dış kaynak kullanımına yönelik önceki girişimler düşük gelirli ülkelerin tercih edildiğini gösteriyor. Birleşik Krallık ve Danimarka, Ruanda ile sonuca varılmayan tartışmalı geri gönderme planları üzerinde çalıştı.

İtalya, Balkan ülkesinde iki merkez kurmak ve yönetmek üzere Arnavutluk ile uzun vadeli bir protokol imzaladı.

Geçtiğimiz hafta Hollanda, tüm yasal yolları tükettikten sonra sığınmacıları Uganda'ya gönderecek bir projeyi gündeme getirdi.

Bunların hepsi ikili anlaşmalar ve hangi ülkenin AB düzeyinde bir merkeze ev sahipliği yapmaya açık olacağı belli değil ki bu da 27 üye ülkeden herhangi birinden reddedilen sığınmacıları kabul etmeyi gerektirecek. Arnavutluk yönetimi, yapılan anlaşmanın İtalya'ya 'özel' olduğu uyarısında bulundu bile.

Danimarka Mülteci Konseyi'nin iltica departmanı direktörü Eva Singer, "AB ülkeleri sanki AB dışında ne olacağına siz karar verebilirmişsiniz gibi konuşuyor ama burada kendi çıkarları olan bağımsız ülkelerden bahsediyoruz" dedi.

Singer, "Bu ülkelerin sorumluluğu Avrupa'dan devralmayı neden kabul edeceklerini anlamıyorum. Ayrıca, eğer bu gerçekleşirse, reddedilen sığınmacıları bu ülkelere giden uçaklara bindirmek için aşırı güç kullanılacağını öngörüyorum," diye konuştu.

Grafik: AB ülkelerine gelen sığınma başvuruları (2010-2023)

AB ülkelerine gelen sığınma başvuruları (2010-2023)

Merkezlerin maliyeti ne kadar olacak?

"Geri gönderme merkezlerinin" inşası ve idaresi için tüm faturanın AB tarafından karşılanacağı ve ev sahibi ülkenin herhangi bir mali yükten muaf tutulacağı tahmin ediliyor.

Operasyonun potansiyel maliyetini herkes tahmin edebilir. İtalya'nın Arnavutluk'ta açtığı iki merkezin önümüzdeki beş yıl için tahmini bütçesi 670 milyon euro.

Roma'nın hedefi yılda 36.000 sığınma başvurusunu işleme koymak.

Öte yandan, İtalya örneğini AB düzeyine uyarlamak yanıltıcı olacaktır zira İtalya'daki merkezler her şeyden önce başvuruları hızlı bir şekilde işleme koymak ve kimin uluslararası korumaya hak kazandığına karar vermek için bulunuyor.

Söz konusu merkezler, reddedilen sığınmacılara uzun süreli barınma sağlamak üzere tasarlandı ve bu amaç daha fazla zamanın ve kaynağın tüketilmesini gerektiriyor.

Ortak ülkeden gelen talepler de masrafları arttıracak. AB, Tunus ve Mısır ile göçmen gemilerinin yola çıkmasını engellemek için büyük anlaşmalar imzaladı ve karşılığında milyonlarca dolarlık mali yardım ve yatırım sözü verdi.

Benzer bir düzenleme, "geri dönüş merkezlerine" ev sahipliği yapan ülkeye tazminat ödemek için de tasarlanabilir.

Her halükarda yüklü bir fatura çıkması olası görülüyor. Brüksel'in bu plan doğrultusunda somut bir adım atması halinde, 2028'den 2032'ye kadar sürecek olan bir sonraki AB bütçesine bu faturalandırmaları dahil etmesi gerekecek.

Göçmenler merkezlerde ne kadar tutulacak?

Göçmenlerin bir "geri gönderme merkezine" nakledilmeleri alıkonulma anlamına gelecek çünkü sınır dışı işlemleri tamamlanana kadar binadan ayrılmalarına izin verilmeyecek.

Mevcut AB hukuku uyarınca üye devletler, göçmenin kaçma riski varsa (yani, kolluk kuvvetlerinden kaçıyorsa) veya sınır dışı etme sürecini engelliyorsa, reddedilen sığınmacıları gözaltında tutabilecek.

Geri Dönüş Yönetmeliği gözaltı süresini en fazla bir yıl olarak belirlerken, süreç boyunca yargı denetiminin sağlanmasına yönelik hükümler de içeriyor.

Avrupa Komisyonu, gözaltı sürelerinin uzatılmasının önünü açabilecek yeni bir direktif revizyonunu masaya yatırma sözü verdi (önceki girişim Avrupa Parlamentosu'nda takıldı).

Uluslararası Af Örgütü'nden göç uzmanı Olivia Sundberg Diez, göçmenler ne kadar uzun süre dış tesislerde tutulursa, insan hakları ihlallerine maruz kalma riskinin de o kadar artacağını söylüyor. Ayrıca dış kaynak kullanımının göçmenleri "dayanılmaz bir yasal belirsizlik içinde" bırakabileceği uyarısında bulunuyor.

Sundberg Diez, "'Geri gönderme merkezlerinden' bahsettiğimizde, bu genellikle sığınmacıların AB'den hiçbir bağlantılarının olmadığı, hiç ayak basmadıkları ve muhtemelen gözaltında kalabilecekleri ülkelere gönderilmesi anlamına geliyor," dedi.

Grafik: Avrupa Birliği genelinde geri dönüş oranı

Avrupa Birliği genelinde geri dönüş oranı

Sınır dışı etme başarısız olursa ne olacak?

Bir önceki soruyla yakından bağlantılı olan bu soru, liderlerin ilk etapta "geri gönderme merkezlerinden" bahsetmelerinin nedeni olarak öne çıkıyor.

AB, mevzuat (farklı yaklaşımlar), idare (iade emirleri üye ülkeler arasında tanınmıyor), kolluk kuvvetleri (yetkililer göçmenleri gözden kaybediyor) ve diplomasi (menşe ülkeler vatandaşlarını geri almayı reddediyor) gibi karmaşık faktörler nedeniyle yıllardır başarılı sınır dışı işlemleri gerçekleştirmekte zorlanıyor.

Bu durum, bloğu yüzde 20 ile yüzde 30 arasında değişen durgun bir oranla baş başa bıraktı: yani her üç ayda bir verilen 100.000 iade emrinin büyük çoğunluğu sınır dışı edilmeyle sonuçlanmıyor.

Sürekli başarısızlık liderleri hayal kırıklığına uğratırken, liderlerin "yenilikçi çözümler" çağrılarını körükledi. Ancak "geri gönderme merkezleri" kurmak, sınır dışı işlemlerinin daha etkin hale geleceği anlamına değil, sadece reddedilen sığınmacıların AB dışında ve dolayısıyla kamuoyunun gözünden uzak tutulacağı anlamına geliyor.

Göçmenlerin bu merkezlere gönderilmeleri ve kendi ülkeleri onları geri istemediği ya da koşullar güvenli ve onurlu bir sınır dışı edilmeye izin vermediği için orada kalmaları tamamen olası görülüyor.

Bu nedenle Avrupa Komisyonu, merkezlere paralel olarak "güvenli üçüncü ülkeler" kavramını gözden geçirme ve ülkeleri işbirliğine ikna etmek için ek araçlar (vize verilmesi, ticaret politikası, kalkınma yardımı) kullanma sözü verdi.

Merkezler yasal olacak mı?

Dış kaynak göçünün yasallığı büyük ölçüde tartışmalı hale geldi. İngiltere-Ruanda planı, iptal edilmeden önce İngiliz Yüksek Mahkemesi'ne taşınmıştı.

Son olarak, İtalya-Arnavutluk protokolü kapsamındaki ilk göçmen transferi, Bangladeş ve Mısır'ın yeterince "güvenli" sayılamayacağını savunan Roma'daki hakimler tarafından iptal edildi.

Brüksel'in "geri gönderme merkezleri" önerisinin, Avrupa Adalet Divanı'na takılmaması için bu öneriyi kusursuz ve "kurşun geçirmez" hale getirmesi gerekecek.

2018 tarihli bir belgede Avrupa Komisyonu, AB yasalarının göçmenlerin gelmedikleri ya da geçmedikleri bir ülkeye "kendi istekleri dışında" gönderilmesini engellediği için "dışarıda konumlandırılmış geri dönüş merkezlerinin" hukuka aykırı olacağını belirtiyor.

Belgede, AB kendi kurallarını revize etse bile, yetkililerin göçmenleri zulüm, işkence veya başka herhangi bir kötü muameleyle karşılaşabilecekleri ülkelere sınır dışı etmelerini yasaklayan geri göndermeme ilkesini ihlal etme riskinin devam edeceği belirtildi.

Belgede "Bu senaryonun AB değerleriyle uyumlu olup olmadığı tartışmalıdır," deniliyor.

Brüksel muhtemelen bir başka engelle daha karşılaşacaktır: uluslararası hukuk.

AB anlaşmaları 1951 Mülteci Sözleşmesi ile açık bir bağlantı kurarak mültecilerin sadece sığınma talebinde bulundukları için "cezalandırılmamaları" gerektiğini söylerken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) de insani muamelenin sağlanması için gözaltı uygulamasına katı sınırlamalar getiriyor.

Brüksel Yönetişim Okulu dekanı Florian Trauner, "Geri gönderme merkezleri gibi bir kavram, yasal süreç ve iltica prosedürlerine erişim gibi belirli insan hakları standartlarını potansiyel olarak zayıflatır" yorumunu yaptı.

AB'nin en azından Avrupa Adalet Divanı'nın denetiminden kaçmak için ev sahibi ülkeyle "bağlayıcı olmayan bir siyasi taahhüt" imzalayabileceğini belirten Trauner, "Her şey konseptin nasıl uygulanacağına bağlı," dedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

AB liderleri göç politikasında 'dış kaynak kullanımını' onayladı

Von der Leyen, reddedilen sığınmacılar için 'geri gönderme merkezlerini' destekliyor

Avrupa Komisyonu, Grönland'a yönelik mali desteği iki katına çıkardı