Alman istihbarat şefi Bruno Kahl, Moskova'nın Batılı hedeflere yönelik sabotaj eylemlerinin NATO'nun 5. maddesine başvurmaya teşvik edebileceğini belirtti.
Almanya Federal İstihbarat Servisi Başkanı Bruno Kahl, Rusya'nın Batı'ya karşı hibrid savaş taktiklerinin eninde sonunda NATO'nun ittifakın karşılıklı savunma maddesine başvurmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.
Almanya'da Başbakanlığa bağlı dış istihbarattan sorumlu Federal Haberalma Servisi'nin Başkanı (BND) Kahl çarşamba günü yaptığı açıklamada, Rusya'nın kundaklama gibi sabotaj eylemlerinden siber saldırılara ve dezenformasyon kampanyalarına kadar uzanabilen hibrid saldırılarını arttırmasını beklediğini belirtti.
Kahl, Berlin'deki DGAP düşünce kuruluşunda düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, "Rusya'nın hibrid önlemleri yaygın bir şekilde kullanması, NATO'nun eninde sonunda 5. madde karşılıklı savunma hükmüne başvurmayı düşünmesi riskini arttırıyor" dedi. 5. madde, egemenliği ya da toprakları saldırıya uğrayan herhangi bir üyenin yardımına koşmak için tüm NATO üyesi ülkelerin verdiği siyasi taahhüdü içeriyor.
"Aynı zamanda, Rus askeri potansiyelinin giderek artması, NATO ile doğrudan bir askeri çatışmanın Kremlin için olası bir seçenek haline geldiği anlamına geliyor," diye ekledi.
Kahl, Alman istihbaratı tarafından yapılan bir analizin, Rus Savunma Bakanlığı şeflerinin bir üyeye saldırı durumunda 5. maddenin gerçekten devreye girip girmeyeceğinden şüphe duyduklarını gösterdiğini söyledi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte bu ayın başlarında Moskova'nın Batılı hedeflere yönelik "yoğunlaşan bir hibrid saldırı kampanyası" yürüttüğü uyarısında bulunmuş ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının cephe hattının Baltık bölgesine ve Avrupa'ya kadar uzandığını söylemişti.
Baltık Denizi'nde Almanya ve Finlandiya arasında uzanan iki denizaltı veri kablosu geçtiğimiz hafta kesildi. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius bunun bir sabotaj eylemi ve "hibrit bir eylem" gibi göründüğünü ancak failin bilinmediğini açıkladı.
Son aylarda Avrupa genelinde çok sayıda kundaklama saldırısı ve Rus aktörlerin sorumlu olduğuna inanılan siber saldırılarda da artış yaşandı. Kremlin bu tür olayların sorumluluğunu defalarca reddetti.
Kahl, Rus ordusunun 2030 yılına kadar NATO'ya saldırma kapasitesine sahip olacağını, ancak bir ya da birkaç üye devleti vurması halinde bunu toprak ele geçirmek için yapmayacağını söyledi. Bunun yerine Moskova'nın Batı'nın birliğini ve bir ittifak olarak NATO'yu zayıflatmaya çalışacağını söyledi.
Kahl, "Batıya tank orduları göndermenize gerek yok, tehdit altında olduğu iddia edilen Rus azınlıkları korumak için Baltık ülkelerine küçük yeşil adamlar göndermeniz ya da Svalbard'daki sınırları ayarlamanız yeterli," dedi.
Küresel bir güvenlik düşünce kuruluşu olan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) bu hafta yaptığı açıklamada, Batılı hükümetlerin Moskova'nın daha sık ve daha az gizli hibrid operasyonlarına karşı savunmak için sınırlı koordineli araçlara sahip olduğunu söyledi.
IISS'in kıdemli danışmanlarından Charlie Edwards, "NATO ve Avrupalı üye devletler Kremlin'in hibrid savaşına nasıl daha iddialı bir şekilde karşılık verecekleri konusunda anlaşamadıkları sürece Avrupa savunmasız kalmaya devam edecek," diye yazdı.
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen Temmuz ayındaki NATO zirvesi sırasında Rusya'nın hibrid savaş taktikleriyle "[Avrupa ülkelerine] her gün saldırdığını" söyledi.
"Bence bunu çok daha ciddiye almalıyız ... sadece çok kibar davranıyoruz," dedi.