Polonya Başbakanı Donald Tusk geçen hafta Strazburg'da yaptığı açıklamada, 'Eğer iflas edersek, çevre kimsenin umurunda olmayacak,' demişti.
Avrupa Halk Partisi'nden (European People Party - EPP) Salı günü yapılan açıklamada, Fransız Ulusal Birlik (RN) partisinin lideri Jordan Bardella'nın, Yeşil Mutabakat'ı geçici süreliğine askıya alma önerisinin reddedildiği, Bardella'nın da bağlı olduğu Avrupa için Vatanseverler (Patriots for Europe - PfE) grubuyla 'güçlerini birleştirmeyecekleri' vurgulandı.
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Alman üyesi Peter Liese, "Bardella'ya sadece 'hayır' diyoruz. Bizim Yeşil Mutabakat konusunda tamamen farklı bir vizyonumuz var," diye konuştu.
Basın toplantısında konuşan Liese, sera gazı emisyonlarını azaltma stratejisinin EPP'nin politikalarının "merkezinde yer aldığını" vurguladı.
PfE'nin ve Ulusal Birlik partisinin lideri olan Jordan Bardella, AP'de grupları bulunan EPP, Avrupa Muhafazakarları ve Reformcular Grubu (European Conservatives and Reformists Group - ECR) ve Egemen Milletler Grubu'na (L'Europe des Nations Souveraines - ESN) 28 Ocak'ta bir mektup göndermişti.
Mektupta, AB'yi 2050'ye kadar iklim hedeflerinde nötr hale getirmeyi amaçlayan tedbirlerin azaltılmasında sola karşı alternatif bir ittifak kurulması çağrısında bulunmuştu.
Parlamentodaki sağ gruplara seslenen Bardella, "Şirketlerimizin, vatandaşlarımızın geleceğini korumada hızlı, kitlesel ve somut adımlar atılması zorunludur," diye yazdı. Yeşil Mutabakat'ın askıya alınmasının, "kıtanın refah beklentileri yok edilmeden, hedeflerinin yeniden değerlendirilmesine olanak sağlayacağını" savundu.
PfE grubunun Yeşil Mutabakat'a karşı çıkışı, uzunca süredir takip ettikleri politik tutumla bağlantılı. Fakat Bardella, Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın Strazburg'daki genel kurulda yaptığı, Yeşil Mutabakat'a "eleştirel" bakış sunan açıklamalarından faydalanmaya çalışıyor gibi görünüyor.
EPP üyesi Tusk geçen hafta yaptığı açıklamada, "Eğer iflas edersek artık kimse çevreyi umursamayacak," demiş ve Yeşil Mutabakat kapsamında alınmış tedbirler de dahil, tüm mevzuatın "dürüst" bir şekilde gözden geçirilmesini savunmuştu.