Haftalar süren yoğun müzakerelerin ardından Kiev ve Washington, Ukrayna'nın doğal kaynaklarını ortaklaşa geliştirmek üzere bir anlaşma üzerinde uzlaştı. Nihai anlaşmanın önünde hala uzun bir yol olsa da anlaşmanın kendisi kadar etrafındaki diplomasi de önemli.
Kiev ve Washington'un, Ukrayna'nın nadir toprak minerallerine erişimi de içeren geniş kapsamlı bir ekonomik anlaşmanın çerçevesi üzerinde uzlaşması, bu iki ülke arasında büyük bir gerilimin azalması anlamına da geliyor.
Kiev Ekonomi Okulu Yaptırımlar Programı Yöneticisi Yuliya Pavytska'ya göre bu daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın ilk adımı olsa da diplomatik önemini küçümsememek gerekiyor.
Pavytska, Euronews'e yaptığı açıklamada ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin güç yoluyla barışa ulaşmak istediğini söylediğinde Kiev'in bu yaklaşımın Moskova yerine Kiev üzerinde güce dönüşeceğini beklemediğini söyledi.
"Aslında hiç kimse bu anlaşmanın boyutlarını, işlerin nasıl sonuçlanacağını ve imzalanmak üzere elimize ulaşan anlaşmanın Ukrayna'yı kaynaklarını vermeye zorlayan ve daha önce hibe olarak sağlanan tüm yardımı beklenmedik bir şekilde krediye dönüştüren tamamen barbarca bir anlaşma olacağını öngöremedi. İlk taslak Ukrayna'nın çıkarlarına uygun değildi ve Ukrayna'nın egemenliğini sorguluyordu."
Pavytska, Kiev'in 'Ukrayna'nın çıkarlarına daha iyi hizmet etmek' ve daha fazla 'denge' sağlamak amacıyla anlaşmayı mümkün olduğunca değiştirmek için 'muazzam ilerleme' kaydettiğini söylüyor.
Ukrayna için bu dengeleme hareketi, Kiev'in Avrupa Birliği'ne karşı taahhütlerini de içerdiği için daha da karmaşık hale geliyor.
Pavytska ABD ile imzalanacak üst düzey anlaşmanın "AB ile daha önce imzalanmış olan herhangi bir anlaşmayla çelişmemesinin ya da bu anlaşmayı ihlal etmemesinin" önemli olduğunu söylüyor.
Uzman, Euronews'e "Avrupa Birliği bizim kilit ortaklarımızdan, stratejik ortaklarımızdan biridir. Öyleydi, öyle ve öyle olacak," dedi. Ayrıca Ukrayna hükümetinin, Brüksel'e Kiev'in 'AB entegrasyon sürecinde ilerleme kaydetmeye kararlı olduğunu' göstermek amacıyla AB ile iş birliğini güçlendirmek için çalıştığını da sözlerine ekledi.
Anlaşmanın tamamının parlamentoda onaylanması gerekliliğinin de Ukrayna için 'bir tür güvenlik miğferi' olduğunu bu sayede diğer anlaşmaların Kiev'in AB ile yaptığı anlaşmalarla çelişmediğinden emin olunabileceğini belirtti.
Bu hafta başında Euronews, Trump yönetiminin Ukrayna'nın maden zenginliğinden pay alma karşılığında güvenliğini garanti altına alan anlaşmanın, Kiev'in AB de dahil olmak üzere diğer müttefiklerine karşı sahip olabileceği yükümlülüklerden öncelikli olmasını sağlamayı amaçladığını bildirmişti.
'Nadir toprak elementleri' ifadesi, benzersiz manyetik ve elektro-kimyasal özelliklere sahip 17 elementlik bir grubu ifade ediyor. Bu elementler akıllı telefonlardan elektrikli araç pillerine, kanser tedavisi ilaçlarına kadar birçok modern üründe kullanılıyor.
Nadir toprak elementleri nedir ve gerçekten nadirler mi?
Disprosiyum, neodimyum ve seryum gibi isimlere sahip olan bu metaller, aslında yer kabuğunda bol miktarda bulunmalarına rağmen 17 elementten oluşan bir grup ve genellikle ağır metaller kategorisindeler.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) 2024 değerlendirmesine göre dünya genelinde 110 milyon ton nadir toprak metali rezervi bulunduğu tahmin ediliyor. Bunların 44 milyon tonu dünyanın en büyük üreticisi olan Çin’de yer alıyor.
Brezilya'da 22 milyon ton, Vietnam'da 21 milyon ton, Rusya’da 10 milyon ton ve Hindistan’da 7 milyon ton rezerv olduğu belirtiliyor.
Ancak bu metallerin madenciliği büyük miktarda toksik atık üreten ağır kimyasal işlemler gerektiriyor ve bu durum çevresel felaketlere yol açabiliyor. Bu nedenle birçok ülke bu maliyetli üretim sürecine mesafeli yaklaşıyor.
Ayrıca bu metaller genellikle düşük cevher konsantrasyonlarında bulunduğundan, rafine ürünü elde etmek için büyük miktarda kaya işlenmesi gerekiyor.
Bu metallerin önemi ne?
Nadir toprak metallerinin her biri sanayide kullanılıyor ve gündelik ya da ileri teknoloji cihazlarında yer alıyor. Ampullerden güdümlü füzelere kadar pek çok alanda kullanımları mevcut.
Örneğin, europium, floresan lambalarda ve radar sistemlerinde; seryum cam cilalamada ve otomobil katalitik konvertörlerinde; lantanum tuzları petrol rafinajında kullanılıyor. Lantanum alaşımları ise hibrit ve hidrojen gazlı araçların güç sistemlerinde yer alıyor.
Neodimyum ve disprosiyum ise neredeyse kalıcı, son derece güçlü mıknatısların üretimini sağlıyor. Bu mıknatıslar, sahil şeridinden uzakta elektrik üreten deniz rüzgar türbinlerinin yerleştirilmesini mümkün hale getiriyor.
Trump, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin geçen yıl önerdiği bu fikir doğrultusunda, ABD yardımı karşılığında Kiev’in nadir toprak metalleri teminatı vermesi üzerine bir anlaşma yapmak istediğini açıkladı.
Çin'in rolü ne?
On yıllardır Çin, nadir toprak rezervlerini büyük rafinasyon yatırımlarıyla değerlendirdi. Bu işlemler genellikle Batılı ülkelerdeki sıkı çevre denetimlerinden yoksun olarak gerçekleştirildi.
Çin ayrıca bu üretim süreçleri üzerine büyük miktarda patent aldı ve bu durum, diğer ülkelerdeki şirketlerin büyük ölçekli işleme girişimlerini zorlaştırdı.
Bu sebeple nadir toprak metali rezervleri başka yerlerde de bol olmasına rağmen birçok firma, işlenmemiş cevherlerini Çin'e göndererek rafinasyon işlemlerini daha ucuza yaptırmayı tercih ediyor.
ABD ve Avrupa Birliği, ihtiyaçlarının büyük kısmını Çin'den karşılıyor ancak her ikisi de kendi üretimlerini artırmaya ve kullandıklarını geri dönüştürmeye çalışarak Pekin'e bağımlılığı azaltmaya çalışıyor.
2019'da ABD-Çin ticaret anlaşmazlığının zirveye ulaştığı dönemde, Çin devlet medyası, nadir toprak ihracatının Amerikan yaptırımlarına misilleme olarak kesilebileceğini öne sürmüştü.
Japonya ise 2010'da yaşanan bir toprak ihtilafı nedeniyle Çin’in ihracatı durdurmasıyla bu acıyı ilk elden deneyimlemişti. Bu olaydan sonra Tokyo, tedarik çeşitliliğini artırmak için Malezya üzerinden Avustralya merkezli Lynas firmasıyla anlaşmalar yaptı.
Nadir toprak elementlerinin 'kritik mineraller'den farkı ne?
Nadir toprak elementleri, ABD tarafından kritik mineraller listesine alınmış unsurlar arasında yer alsa da liste tamamen bu metallerden oluşmuyor.
Çin, Amerikan mallarına yönelik yeni vergilere yanıt olarak tungsten, tellür, bizmut, molibden ve indiyum gibi bazı kritik minerallerin ihracatına kısıtlamalar getirdiğini duyurdu.
Bu mineraller, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu tarafından gelişmiş teknolojiler, temiz enerji ve ulusal güvenlik için hayati öneme sahip kritik mineraller arasında gösteriliyor.