Emekliye ayrılan savaş başlıklarının sökülme hızı yavaşlıyor ve kısa süre içinde stoklara giren yeni savaş başlıklarının hızına yetişemeyebilir. Bu da onlarca yıllık azalma trendini tersine çevirebilir.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) pazartesi günü yaptığı açıklamada, nükleer silahsızlanma döneminin sona ermekte olduğu ve yeni teknolojilerin nükleer çatışma riskini arttırdığı uyarısında bulundu.
SIPRI, silahlanma, silahsızlanma ve uluslararası güvenliğe ilişkin yıllık değerlendirmesinde, dünyadaki nükleer savaş başlığı sayısının geçen yıl ABD ve Rusya’nın emekliye ayırdığı başlıkları sökmesi sayesinde azalmaya devam ettiğini ancak bu söküm sürecinin yavaşladığını vurguladı.
SIPRI, nükleer devletler modernizasyon programlarını sürdürdükçe yeni savaş başlıklarının küresel stoklara girme hızının yakında sökümleri geride bırakabileceğini belirtti.
SIPRI Kitle İmha Silahları Programı Kıdemli Araştırmacısı Hans M. Kristensen yaptığı açıklamada, "Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana devam eden dünyadaki nükleer silah sayısının azaltılması dönemi sona eriyor," dedi.
"Bunun yerine, nükleer cephaneliklerin büyümesi, nükleer retoriğin keskinleşmesi ve silah kontrol anlaşmalarının terk edilmesi yönünde açık bir eğilim görüyoruz," diye ekledi.
9 ülkenin - ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) ve İsrail - cephaneliklerinde nükleer savaş başlıkları bulunuyor. 9614'ü potansiyel kullanım için askeri stoklarda olmak üzere, tahmini küresel envanter 12 bin 241 savaş başlığından oluşuyor.
Neredeyse tamamı ABD ve Rusya'ya ait olan konuşlandırılmış savaş başlıklarının 2000'den biraz fazlası balistik füzeler üzerinde yüksek operasyonel alarm durumunda tutuluyordu.
İki ülke geçtiğimiz yıl modernizasyon programlarında zorluklarla karşılaştı, ancak SIPRI önümüzdeki yıllarda nükleer silah konuşlandırmalarının artacağını tahmin ediyor.
Halihazırda en az 600 savaş başlığına sahip olan Çin'in nükleer cephaneliği, 2023'ten bu yana yılda yaklaşık 100 yeni savaş başlığı ile diğer tüm ülkelerden daha hızlı büyüyor. SIPRI, Çin'in on yılın sonuna kadar en az Rusya ya da ABD kadar Kıtalararası Balistik Füzeye (ICBM) sahip olabileceğini tahmin ediyor.
Uluslararası güvenlik enstitüsü ayrıca 2024 yılında büyük riskler taşıdığını belirttiği nükleer paylaşım düzenlemelerine yeniden dikkat çekti. Bunlar arasında Rusya ve Belarus'un Rusya'nın Belarus topraklarında nükleer silah konuşlandırdığı iddiaları, Avrupalı NATO müttefiklerinin ABD nükleer silahlarına kendi topraklarında ev sahipliği yapmaya istekli olduklarını ifade etmeleri ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkenin nükleer caydırıcılığının bir "Avrupa boyutu" olabileceğine dair açıklamaları yer alıyor.
SIPRI'nin Kitle İmha Silahları Programı'nda kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Matt Korda, "Nükleer silahların güvenliği garanti etmediğini unutmamak çok önemlidir," dedi.
"Hindistan ve Pakistan'da son dönemde alevlenen çatışmaların da gösterdiği gibi, nükleer silahlar çatışmaları önlemez. Ayrıca, özellikle de dezenformasyonun yaygın olduğu durumlarda, büyük tırmanma ve yıkıcı yanlış hesaplama risklerini de beraberinde getirir ve bir ülkenin nüfusunu daha fazla değil daha az güvenli hale getirebilir."
SIPRI'ye göre, krizlerde karar alma sürecini hızlandırmak için Yapay Zeka (AI) ve diğer teknolojilerin artan kullanımı, iletişimsizlik, yanlış anlama veya teknik kaza sonucu nükleer bir çatışmanın patlak verme riskini de arttırmakta.
Genel silahlanma tablosunu inceleyen yıllık rapor, küresel askeri harcamaların Rusya'nın Ukrayna'da devam eden geniş çaplı işgalinin de etkisiyle 2024 yılında üst üste 10. kez artarak 2,7 trilyon dolara (yaklaşık 106,4 trilyon Türk Lirası) yükseldiğini ortaya koydu.
Ancak Washington, 2024 yılında 997 milyar dolar (yaklaşık 39,29 trilyon TL) harcama ile dünyanın en büyük askeri harcamacısı olmaya devam etti ve bu rakam bir sonraki en büyük harcamacı olan Çin'in harcadığı miktarın üç katından fazla. Avrupa'nın toplam harcamaları yüzde 17 oranında artarken, Malta dışındaki tüm ülkeler askeri harcamalarını arttırdı.
Sadece beş ülke - ABD, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya - tüm askeri ihracatın yüzde 71'ini gerçekleştirirken, ABD 10 yılın başında yüzde 35 olan payını yüzde 43'e çıkarttı.
Ukrayna, Hindistan, Katar, Suudi Arabistan ve Pakistan birlikte toplam silah ithalatının yüzde 35'ini gerçekleştirdi.