Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Euroverify, Trump’ın BM konuşmasındaki iddiaları mercek altına aldı

Başkan Donald Trump Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumunda konuşma yapıyor, 23 Eylül 2025, BM merkezinde
Başkan Donald Trump Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumunda konuşma yapıyor, 23 Eylül 2025, BM merkezinde ©  Angelina Katsanis/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
© Angelina Katsanis/Copyright 2025 The AP. All rights reserved.
By James Thomas & Estelle Nilsson-Julien
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırın Copy to clipboard Copied

Trump'ın konuşması Avrupa'daki göç, iklim krizi ve Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı ile ilgili iddialarla doluydu.

REKLAM

ABD Başkanı Donald Trump, 23 Eylül 2025 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği (AB) ve genel olarak Avrupa ülkelerini hedef alan bir dizi yanıltıcı ve yanlış iddiada bulundu.

Euroverify, gerçekleri ortaya çıkarmak için Trump'ın iddialarını mercek altına aldı.

Göç konusu

BM Genel Kurulu'nda konuşan Trump, "tam anlamıyla bir felaket" olarak nitelendirdiği göç konusu nedeniyle tüm Avrupa kıtasına saldırarak, "Başarısız açık sınırlar deneyini sona erdirmenin zamanı geldi. Buna şimdi son vermelisiniz. Size şunu söyleyebilirim, bu işte gerçekten iyiyim. Ülkeleriniz cehenneme gidiyor," dedi.

Eurostat verilerine göre, 2024 yılında 27 üye ülkenin tamamında AB vatandaşı olmayanların toplam AB nüfusuna oranı yüzde 6,4 olurken, nüfusun yüzde 9,9'u AB dışında doğdu.

Buna karşılık, ABD’de yabancı doğumlu ya da göçmen nüfusun toplam içindeki payı Ocak 2025 itibarıyla yüzde 15,8 olarak kaydedildi.

Trump özellikle yasadışı göçü hedef aldı ancak istatistikler bunun aslında AB'de azaldığını gösteriyor.

AB Üye Ülkelerinin Dış Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İşbirliği Ajansı Frontex, 2024 yılında 239 bin düzensiz sınır geçişi olduğunu ve bunun bir önceki yıla göre yüzde 25 azaldığını bildirdi. Rakamlar 2025 yılının ilk 7 ayında da düşmeye devam etti.

AB ayrıca, sınırlarını ve iltica prosedürlerini sıkılaştırmak üzere tasarlanmış ortak bir Göç ve İltica Paktı uyguluyor.

İstatistikler, yasal göçün kültürel ve ekonomik zenginleşmenin yanı sıra hedef ülkelerin kalkınma ve yenilikçiliği teşvik etmesine, işgücü piyasasındaki boşlukları doldurmasına ve yaşlanan nüfusun yarattığı zorlukları ele almasına yardımcı olabileceğini tekrar tekrar gösterirken, yasal göçü bütünüyle olumsuz göstermek samimiyetsizliktir.

'Londra şeriat hukukuna geçmek istiyor'

Avrupa’ya göç konusuna yönelik saldırılarına benzer şekilde Trump, Londra şehrinin “şeriat hukukuna geçmek istediği” yönünde iddialı –ve yanlış– bir açıklamada bulundu.

Trump’ın bu sözleri, İngiltere'nin başkenti Londra’nın ilk Müslüman Belediye Başkanı Sadiq Khan’ın şehri İslamcı bir düzene dönüştürmek istediğini öne süren, uzun süredir dolaşımda olan komplo teorilerini besliyor.

Arapçada doğru “yol” anlamına gelen şeriat, İslam kurallarının bütününü ifade ediyor.

Şeriat hukuku yoruma açık ve İngiltere'deki evlilik ve boşanma gibi konularda kararlar veren şeriat konseyleri bulunuyor. Bu konseyler şeriat mahkemeleri olarak adlandırılıyor.

Şeriat hukuku, modern seküler hukukla çatışabileceği için tartışmalı bir konu ancak şeriat konseylerinin aldığı kararlar İngiliz yasaları uyarınca yasal bağlayıcılığa sahip değil.

Öte yandan, dünyada Müslüman çoğunluğa sahip pek çok ülke, ulusal hukuk sistemlerine şeriat hukukunu dahil ediyor.

Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan, Trump'ın iddialarına şu sözlerle yanıt verdi: "İnsanlar liberal, çok kültürlü, ilerici ve başarılı bir şehri yöneten bu Müslüman belediye başkanı merak ediyor, bu da benim Donald Trump'ın kafasının içinde kira ödemeden yaşadığım anlamına geliyor."

Khan ayrıca, Trump'ın bu açıklamaları ile "ırkçı, cinsiyetçi, kadın düşmanı ve İslamofobik" olduğunu kanıtladığını söyledi.

Khan ve Londra'da İslam'ı destekleme -ve önceleme- planları hakkındaki yanlış iddialar daha önce de internette dile getirilmişti.

Örneğin, Londra Belediye Başkanı'nın camilere ve helal dükkanlara yakın olacak şekilde sadece Müslümanlara tahsis edilmiş 40 bin yeni konut inşa etmeyi planladığını iddia eden yanlış bir haber eylül ayında sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Gerçekte Khan, Müslüman yayın kuruluşu Islam Channel'a verdiği bir röportajda 40 bin yeni belediye konutu inşa etme sözü verdi ancak bunların Müslümanlara tahsis edileceğini söylemedi.

2020'de Khan'a atfedilen bir başka uydurma alıntıda ise Londra'nın 3 ilçede şeriat yasasını denediği iddia edildi.

Haftada kaç Ukraynalı asker öldürülüyor?

Trump, Rusya’nın saldırgan savaşı sürerken Rusya ve Ukrayna’nın “her hafta 5 bin ila 7 bin genç askeri –çoğunlukla her iki taraftan askerleri– öldürdüğünü” iddia etti.

Trump her hafta 5 bin askerin öldüğü iddiasını defalarca dile getirmiş olsa da, savaşın başlangıcından bu yana iki tarafta da kaç askerin hayatını kaybettiğini kesin olarak tespit etmek zor. Bunun başlıca nedeni, güvenilir veri ve ABD Başkanı’nın alıntıladığı rakamların dayandığı kaynakların bulunmaması.

Uzmanlara göre Trump’ın ortaya koyduğu 5 bin ila 7 bin aralığı, gerçek asker ölümlerinin sayısından daha yüksek. Birçok teyit kuruluşu, Rus ve Ukraynalı askeri kayıpların haftada yaklaşık bin 850 civarında olduğunu tahmin ediyor.

Bu rakam, Eylül 2024’e kadar 80 bin Ukraynalı askerin hayatını kaybettiğine dair tahminler ve 250 bin Rus askeri ölümü tahminleri üzerinden hesaplanıyor.

Euroverify, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı işgalini başlatmasından bu yana tam olarak kaç Rus ve Ukraynalı askerin öldüğünü bağımsız olarak doğrulayamasa da, eldeki verileri derleyerek mevcut tabloya ışık tutuyor.

ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi, 23 Eylül 2025.
ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi, 23 Eylül 2025. Evan Vucci/Copyright 2025 The AP. All rights reserved

Mevcut verilere göre, Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinden bu yana Ukraynalılardan daha fazla Rus askeri öldürüldü.

Nisan 2025'te BBC'nin Rusça servisi ve bağımsız Rus yayın kuruluşu Mediazona, Şubat 2022'den bu yana öldürülen 100 bin Rus askerinin ismini tespit etti.

BBC Rusya ve Mediazona bu sayıya kimliği tespit edilemeyen ölü askerleri de eklediğinde, Şubat 2022 ile Nisan 2025 arasında ölen Rus askerlerinin sayısı 158 bin ile 229 bin arasında değişiyor.

Öte yandan, haziran ayında Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi, Ukrayna'da tahminen 250 bin kadar Rus askerinin öldürüldüğünü açıkladı.

Ukrayna'da ise Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy Şubat 2025 itibarıyla 46 binden fazla Ukrayna askerinin çatışmalarda öldüğünü ve savaşın başlangıcından bu yana 390 bin askerin de yaralandığını açıkladı.

Eylül 2024'te Wall Street Journal, savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık 80 bin askerin öldürüldüğünü tahmin etmişti ancak bu tahmin Zelenskiy tarafından yalanlandı.

İklim değişikliği

ABD Başkanı küresel ısınmayla mücadele çabalarını, özellikle de Avrupa'dakileri eleştirdi ve iklim değişikliğini "dünya üzerinde yapılmış en büyük dolandırıcılık" olarak nitelendirdi.

Trump, "Avrupa'da her yıl 175 binden fazla kişi sıcak nedeniyle hayatını kaybediyor çünkü maliyetler o kadar pahalı ki klima açamıyorsunuz," dedi. "Bütün bunlar da neyin nesi? Bu Avrupa değil. Benim sevdiğim ve bildiğim Avrupa bu değil. Hepsi de küresel ısınma aldatmacasını durduruyormuş gibi yapmak adına."

Nature Medicine tıp dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, 2024 yılında Avrupa'da 62 bin 700'den fazla kişinin sıcaklığa bağlı nedenlerden öldüğü ve 2022 ile 2024 yılları arasındaki yaz aylarında 181 binden fazla kişinin sıcaklığa bağlı komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.

Araştırmaya göre, ölüm oranı 2024 yılının haziran ve eylül ayları arasında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23 oranında arttı.

Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) tarafından kısa süre önce yayınlanan bir raporda, Avrupa'nın küresel ortalamadan daha hızlı ısındığı, küresel ortalama sıcaklık artışının 1,28 santigrat dereceye, Avrupa'nın sıcaklık artışının ise 2,26 dereceye ulaştığı belirtildi.

Bu durum, aşırı klima kullanımı gibi yollarla sıcaklığa bağlı ölümleri arttıran küresel ısınmaya katkıda bulunmadan halkı serin tutmanın yollarını arayan Avrupa hükümetleri için bir ikilem yaratıyor.

Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne göre, Avrupa'da klimaya erişim oranı dünyadaki en düşük oranlar arasında yer alıyor. Avrupa'da 2022 yılında her 5 haneden sadece 1'inde (yüzde 19) klima ünitesi bulunuyordu ki bu oran Kuzey Amerika (yüzde 76) ve Asya-Pasifik (yüzde 47) ülkelerinin çok gerisinde, hatta dünya ortalaması olan yüzde 37'nin de çok altında.

Avrupa, ılıman iklimi ve ısı tutan binaları nedeniyle normalde çok az klimaya ihtiyaç duyuyordu ancak son raporlara göre artan sıcaklıklar yazları giderek daha katlanılmaz hale getirdi.

Avrupa'nın küresel ortalamadan 2 kat daha hızlı ısınmasıyla birlikte, klima talebi yeni ve acil bir gerçeklik haline geldi. Ayrıca küresel ısınmanın bir aldatmaca olmadığı, insanlığın neden olduğu ve dünya için önemli bir risk teşkil ettiği bilim camiası tarafından defalarca yalanlandı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Trump, BM'nin 'üçlü sabotaj' yaptığını iddia ettikten sonra soruşturma çağrısında bulundu

Trump ve Epstein'ın el ele tutuştuğu heykel Washington'da sergileniyor

Hollanda Antifa'yı yasakladı mı?