Hollanda, aşırı sağın kazanabileceği ancak hükümet kurma yolunun açık olmadığı bir seçim için sandık başına gidiyor.
Hollanda, son beş yıldaki üçüncü erken genel seçim için çarşamba günü sandık başına gidiyor.
Seçim öncesi anketler, göçmen karşıtı ve milliyetçi söylemleriyle bilinen aşırı sağcı Geert Wilders’in Özgürlük Partisi’nin (PVV) yarışı önde götürdüğünü gösteriyor.
Ancak son kamuoyu yoklamaları, merkez sol GroenLinks-PvdA ittifakının 24, merkez sağ Hristiyan Demokratlar (CDA)’nın ise 22 sandalyeye ulaşarak PVV’nin 29 sandalyesine yaklaştığını gösteriyor. Bu da seçimin oldukça başabaş geçeceğine ve Wilders kazansa bile tek başına hükümet kuramayacağına işaret ediyor.
Üstelik seçmenlerin üçte ikisi hâlâ kararını vermiş değil. Bu da seçimi son ana kadar belirsiz kılıyor.
1. Küçük partiler hükümet kurmada kilit rol oynayabilir
2023 seçimlerinde yarış, Wilders liderliğindeki PVV (37 sandalye) ile Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın eski komiseri Frans Timmermans’ın başında olduğu GroenLinks-PvdA (25 sandalye) arasında geçmişti.
Hollanda’nın çok partili sisteminde küçük partiler genellikle hükümet kurma sürecinde belirleyici oluyor. Ancak geçen yılki seçimlerde seçmenler büyük oranda sağ ve sol bloklara yönelmiş, bu da ülke siyasetinde keskin bir ideolojik bölünme yaratmıştı.
Bu kez anketler, merkez partilerin oy oranlarının yükseldiğini ve bu durumun mecliste çoğunluk oluşturmayı daha da zorlaştırabileceğini gösteriyor.
Hollanda’da tek başına hükümet kurmak için 76 sandalye gerekiyor.
Son anketlere göre PVV ve GroenLinks-PvdA’yı CDA 22 sandalye ile yakından izliyor.
Onları VVD (20 sandalye), liberal D66 (17 sandalye), aşırı sağ JA21 (9 sandalye) ve Demokrasi Forumu – FvD (6 sandalye) takip ediyor.
Yani hükümetin kurulabilmesi için en az beş partinin bir araya gelmesi gerekecek.
2. CDA’nın 'nezaket' siyaseti yükselişte
CDA’nın yeni lideri, 42 yaşındaki enerji ve sürdürülebilirlik uzmanı Henri Bontenbal, başbakanlık için güçlü bir aday olarak öne çıkıyor.
2023’te partinin başına geçen Bontenbal, hem sağ hem sol partiler tarafından uzlaşı adayı olarak görülüyor.
“Nezaket ve saygı” ile “yeniden işe koyulmak” temalı kampanyası, geçen yıl göç politikaları yüzünden çöken hükümetin ardından seçmenlerde istikrar ve sorumluluk arzusuna hitap ediyor.
Eski istihbarat başkanı Dick Schoof’un liderliğindeki mevcut geçici hükümet, sert göç politikaları ve çevre düzenlemeleri konusunda derin iç çekişmeler yaşamıştı.
Wilders ise 2023 seçimlerinde birinci olmasına rağmen, koalisyon kurulabilmesi için başbakanlıktan feragat etmişti.
Ancak bu seçimde de koalisyon ortaklarının, “bölücü” bir figür olarak görülen 62 yaşındaki Wilders’ı başbakan olarak kabul etmesi beklenmiyor.
3. Aşırı sağın yükselişi sürüyor
2023’te aşırı sağ ve milliyetçi partiler PVV, FvD, JA21 ve çiftçilerin desteklediği BBB toplamda 48 sandalye kazanmıştı.
Yeni anketler, bu bloğun sandalye sayısının yine benzer olacağını ama daha farklı dağılacağını gösteriyor.
PVV sekiz sandalye kaybederken, JA21 sekiz sandalye kazanarak 9’a, FvD ise 6’ya yükseliyor.
Araştırma kuruluşu Ipsos, aşırı sağa desteğin ülke genelinde sistematik olarak arttığını ve bu eğilimin “izole bir olgu olmadığını” belirtiyor.
Ipsos’un verilerine göre 2003’te 10 sandalye olan muhafazakâr sağ, bugün 56 sandalyeye (yüzde 37) ulaşmış durumda.
Buna karşılık merkez sağ partiler 2023’teki 70 sandalyeden 41’e, ilerici sol partiler ise 2003’teki 65 sandalyeden 53’e geriledi.
Ipsos ayrıca, PVV’ye oy veren seçmenlerin yalnızca politik görüşleri nedeniyle değil, aynı zamanda “geleneksel partilere tepki” olarak bu tercihi yaptıklarını belirtiyor.
2021’de PVV seçmeni çoğunlukla yaşlı, düşük gelirli ve orta eğitimli erkeklerden oluşurken, bu seçimde kadınlar ve gençler arasında da desteğin arttığı görülüyor.
4. Avrupa’daki etkisi zayıflayan Hollanda
Geçici Başbakan Dick Schoof yönetimindeki Hollanda, uzun yıllar boyunca AB politikalarında etkili bir ülkeyken, son bir yılda bu konumunu büyük ölçüde kaybetti.
Schoof’un selefi Mark Rutte —şu anda NATO Genel Sekreteri— 14 yıl boyunca Hollanda’yı Avrupa Birliği’nin bütçe, savunma ve göç politikalarında merkezi bir oyuncu haline getirmişti.
Ancak Schoof hükümeti döneminde sık kabine değişiklikleri, özellikle göç dosyasında eylemsizlik doğurdu.
2023 seçimlerinden sonra hükümetin kurulması 6 aydan fazla sürmüş, bu da Brüksel’de Hollanda’nın müzakere gücünü zayıflatmıştı.
Yeni seçimlerin ardından hükümetin ne kadar sürede kurulacağı ve ne kadar dayanacağı, ülkenin AB’deki rolü açısından kritik olacak.
5. 'Yapay zekâdan oy tavsiyesi' uyarısı
Diğer yandan seçimlerde öne çıkan bir diğer olgu, yapay zekâ oldu. Çünkü birçok kişinin oy konusunda bu araçlara soru sorduğu öğrenildi. Hollanda Kişisel Verileri Koruma Kurumu (AP), seçmenleri oy tavsiyesi veren yapay zekâ araçlarını kullanmamaları konusunda uyardı.
Yapılan incelemelerde bu araçların sonuçlarının “güvenilmez ve açıkça taraflı” olduğu tespit edildi.
AP’nin araştırmasına göre, dört popüler sohbet robotu test edildiğinde, bu sistemler kullanıcıların sorularından bağımsız olarak sürekli PVV veya GroenLinks-PvdA’yı önerdi.
Bazı durumlarda bu oran yüzde 80’e kadar çıktı.
Bu nedenle D66, VVD ve Sosyalist Parti (SP) gibi küçük partiler, bu yapay zekâ sistemlerinde neredeyse hiç önerilmedi.
RTL’nin anketine göre kararsız seçmenlerin yaklaşık yüzde 1’i (yaklaşık 700 bin kişi) oy tercihi için bu tür chatbotlardan yardım almayı planlıyor.