The Cube’ün analizine göre, Avrupa’daki havalimanlarında insansız hava aracı (drone) kaynaklı aksaklıklarda keskin bir artış görüldü. Peki, yolcuları mağdur eden bu drone olaylarının arkasında kimler var?
Euronews’ün teyit birimi The Cube tarafından kamuya açık raporlar incelenerek yapılan analiz, Avrupa havalimanlarındaki drone kaynaklı aksaklıkların Ocak 2024 ile Kasım 2025 arasında 4 kat arttığını ortaya koydu.
12 ülkedeki 24’ten fazla havalimanını kapsayan inceleme, net bir kırılma noktasına işaret ediyor: 2024 ve 2025’in başında zaman zaman görülen vakalar, eylül ayında aniden sıçrama gösterdi ve sonraki ay en yüksek seviyesine ulaştı.
En fazla etkilenen ülke Belçika oldu. Ülke, hava sahasında dolaşan dronelara bağlanan ve havaalanı operasyonlarını aksatan 10 olay bildirdi.
Bu olayların tamamı sadece 8 gün içinde, 2–9 Kasım arasında meydana geldi. Bu benzeri görülmemiş bir haftalık dalgada Brüksel Havalimanı durma noktasına geldi ve onlarca uçuş iptal edildi.
Resmî veriler genel drone faaliyetinin de kademeli olarak arttığını gösteriyor. Almanya'nın hava navigasyon hizmeti sağlayıcısı DFS, 2025’te 192 drone kaynaklı havalimanı aksaklığı kaydetti; bu sayı bir önceki yıl 141 idi.
İsveç’in LFV kurumu da 2024–2025 arasında dronelar nedeniyle hava trafiğinin durduğu ya da geciktiği 5 vaka doğruladı.
Daha sık ve daha yıkıcı
Avrupa havalimanları yakınlarında uçan dronelar yeni bir fenomen değil. Ancak son yıllarda görülen artışın yanında olayların niteliği de değişti — daha uzun süreli kapanmalara ve ciddi aksamalara neden oluyor.
Danimarka Sivil Havacılık ve Demiryolu İdaresi’nden The Cube’e sağlanan veriler, hava trafik kontrolörlerinin 2025’te Danimarka havalimanları yakınlarında 107 yasa dışı drone uçuşu bildirdiğini gösteriyor; bu sayı 2024’te 92 idi.
Ancak bunların yalnızca birkaçı medyada geniş yer buldu ve hava trafiğini önemli ölçüde etkiledi. Aralık 2024’te Kopenhag Polisi, havalimanındaki bir drone görmesi sebebiyle 10 dakikalık kısa bir kesinti yaşandığını, iptal olmadığını duyurdu.
Fakat 2025’te tablo dramatik biçimde değişti. 22–23 Eylül 2025’te Kopenhag Havalimanı’nın üstünde görülen dronelar nedeniyle uçuşlar 4 saat durduruldu; en az 109 uçuş iptal edildi, 51 uçuş başka havalimanlarına yönlendirildi.
Aynı saatlerde Norveç’teki Oslo Havalimanı’nda da iddia edilen bir drone vakası yaşandı. Birlikte ele alındığında bu iki olay 20 binden fazla yolcuyu etkiledi — 2025'in şimdiye kadarki en büyük drone kaynaklı havalimanı aksaklığı.
Ertesi gün, Danimarka Hava Kuvvetleri ile pisti paylaşan Aalborg Havalimanı'nda yine drone görüldü ve yetkililer saatler süren gecikmeler ile yönlendirmeler olduğunu doğruladı.
Sonderborg, Esbjerg ve Skrydstrup (askeri üs) bölgelerinde de tanıklar drone gördüklerini bildirdi.
Bu model sadece Danimarka’ya özgü değil. 2025’te Almanya, İsveç ve Belçika da 2024’e kıyasla çok daha uzun süreli havalimanı kapanmaları ve geniş çaplı aksaklıkların haberlerde arttığını gördü.
Uzmanlar, ucuz ve erişilebilir hobi dronelarının yaygınlaşmasının, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı geniş çaplı işgaliyle hızlanan drone teknolojisi gelişimiyle birleştiğini söylüyor.
Ancak bu olayların birçoğunda sorumlular hâlâ araştırılıyor.
Bazı analistlere göre ise birçok vakada Rusya’nın hibrit savaş yöntemlerinin izleri görülüyor — halkı huzursuz etmeyi amaçlayan, doğrudan askeri çatışmaya varmayan gri alan taktikleri.
Olayların arkasında kim var?
Drone kaynaklı havalimanı kapanmalarına ilişkin raporların sayısı, 9 Eylül’de yaklaşık 23 drone'nin Polonya hava sahasına girmesi ve ülkede dört havalimanının kapanmasına yol açmasıyla arttı.
Polonyalı yetkililer doğrudan Rusya’yı suçladı. Ekim ayında Polonya Dışişleri Bakanı Radosław Sikorski, The Guardian’a verdiği demeçte, droneların tek bir noktadan fırlatıldığını ve silahsız olduğunu söyledi — bunun kasıtlı bir provokasyon olabileceğini, Ukrayna’ya yönelik saldırıların taşması olmadığını ima etti.
Kasım ayında Polonyalı General Maciej Klisz, soruşturmanın bir kısmında bazı droneların patlayıcı taşıdığının, bazıların ise hava savunmasını şaşırtmak için kullanılan “sahte hedefler” olduğunun doğrulandığını açıkladı.
Norveç’teki Oslo Havalimanı olayına dair polis soruşturması ise sonuçsuz kaldı; 23 Eylül gecesi gerçekten drone görülüp görülmediğinin teyit edilemediği belirtildi.
Almanya’da Münih Havalimanı yakınlarında ekim ayında art arda drone ihbar edilmesi üzerine geniş çaplı operasyon düzenlendi ancak fail bulunamadı. Kasım başında Berlin Havalimanı da benzer bir nedenle yaklaşık 2 saatliğine kapanmak zorunda kaldı.
Buna rağmen birçok Avrupa lideri Rusya’yı işaret etti. Eylül ayında Kopenhag Havalimanı’nı kapanmaya zorlayan olay sonrası Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Rusya bağlantısının “göz ardı edilemeyeceğini” söyledi.
Danimarka polisi ise havaalanına yaklaşırken drone’un ışıklarını açıp kapattığını, bunun “yetenekli bir operatöre işaret ettiğini” belirtti.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, ekim ayının başlarında drone gözlemleri hakkında yorum yaparken, şu ana kadar “silahlı bir insansız hava aracı” içeren bir olay olmamasına rağmen, Almanya'nın şüphesinin “bu drone uçuşlarının çoğunun arkasında Rusya'nın olduğu” olduğunu söyledi. Bunları “nüfusu rahatsız etmeyi” amaçlayan “casusluk girişimleri” olarak nitelendirdi.
Belçika Savunma Bakanı Theo Francken ise 2–9 Kasım arasında neredeyse her gün yaşanan dronelarla ilgili tehdidin “ciddi” olduğunu ve örüntünün “diğer ülkelerde görülen hibrit tekniklerle uyumlu” olduğunu dile getirdi.
Bakanlık sözcüsü, The Cube'a yaptığı açıklamada, Rus müdahalesinin “makul” olduğunu, ancak tüm senaryoların dikkate alındığını söyledi.
Öte yandan, Rusya tüm iddiaları reddediyor. Soçi’de bir etkinlikte konu hakkında sorulan soruya gülerek yanıt veren Putin, "Artık göndermem," dedi. "Ne Fransa’ya, ne Danimarka’ya, ne de Kopenhag’a."
'Gelişmiş dronelar'
Avrupa’daki soruşturmaların çoğunda şüpheliler tespit edilemedi. Uzmanlara göre, bunun nedeni kısmen teknolojik sınırlamalar.
Oxford Thermofluids Institute’tan Dr. David Bacci şöyle dedi: “Pek çok drone o kadar küçük ve hafif ki standart radarlar onları tespit etmeye uygun değil.”
Yüksek çözünürlüklü ısı kameraları ve akustik sensörler gibi yeni denetim araçları test ediliyor. Ancak Bacci’ye göre sorun, çözümlerden daha hızlı büyüyor.
Ayrıca droneları kontrol eden kişinin havaalanı çevresinin çok dışından hatta birkaç kilometre öteden kumanda etmiş olabileceğini belirtiyor.
“Her şeyi doğrudan Rusya’ya bağlamak kolay değil,” diyor. Bazı olaylar Rusya tarafından finanse edilen veya Rusya sempatizanı kişilerce yapılmış olabilir, bazıları ise tamamen amatör “taklitçiler” olabilir.
Ancak diğer vakalar daha organize bir stratejiye işaret ediyor. UCLouvain’den uluslararası ilişkiler profesörü Michel Liegeois, özellikle Belçika’daki vakalarda kullanılan cihazların ucuz çevrimiçi dronelar değil, daha gelişmiş ve standart karıştırma (jamming) sistemlerine dayanıklı modeller olduğuna dikkat çekiyor.
Havalimanları ve askeri üslerin seçilmesinin tesadüf olmadığını, bunun koordinasyon gösterdiğini belirtiyor: “Bu kadar kısa sürede bu kadar çok benzer olay yaşanması tamamen rastlantı olamaz.”
Liegeois, mesajın Avrupa’nın Ukrayna’ya artan desteğine yönelik olabileceğini söylüyor:
“Verilen mesaj şu: Ukrayna’yı destekleyerek bir anlamda ortak savaşçı haline geliyorsunuz ve misillemeye açık hale geliyorsunuz… Şimdilik birkaç silahsız drone uçuruyoruz; ama daha fazlasını yapabilecek kapasitedeyiz.”