Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

2026'da Avrupa'yı şekillendirecek hangi yerel ve genel seçimler var?

Bulgaristan'ın Bankya kasabasında bir seçmen oyunu kullanıyor, 02/10/2022
Bulgaristan'ın Bankya kasabasında bir seçmen oyunu kullanıyor, 02/10/2022 ©  AP Photo/Visar Kryeziu
© AP Photo/Visar Kryeziu
By Romane Armangau
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Kıtanın dört bir yanındaki seçmenleri önümüzdeki yıl sandıkta büyük seçimler bekliyor. Euronews, önümüzdeki yıl AB'yi ve ötesini bekleyen önemli seçim sınavlarına göz atıyor.

2025, Avrupa Birliği genelinde yüksek riskli seçimler açısından dönüm noktası bir yıl oldu.

Romanya, sosyal medyada yürütülen eşgüdümlü yabancı müdahale kampanyalarının odağına yerleşirken; Polonya’da Başbakan Donald Tusk, cumhurbaşkanlığı yarışında partisinin konumunu muhafazakârlar karşısında sağlamlaştıramadı.

Almanya’da Hristiyan Demokratlar yeniden iktidara dönerken, Çekya’da sağcı milyarder Andrej Babiš bir kez daha seçildi.

Avrupa Birliği ise 2026’ya, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının doğu sınırında sürmeye devam ettiği bir ortamda giriyor.

Üye ülkeler Kiev’e nasıl destek verileceği konusunda bölünmüşken ve AB ile ABD arasındaki gerilimler artarken, yıl içinde yapılacak kritik seçimlerin Avrupa’nın siyasi ve jeopolitik konumunu bir kez daha dönüştürmesi bekleniyor.

Euronews, önümüzdeki yıl AB’yi bekleyen başlıca seçim sınavlarını mercek altına alıyor.

Macaristan: Orban döneminin sonu mu?

Viktor Orban
Viktor Orban AP Photo

2026, Avrupa Birliği’nde en uzun süredir kesintisiz iktidarda kalan yönetimlerden birinin sona ermesine sahne olabilir.

Viktor Orban, Macaristan’da ilk kez 1998–2002 yılları arasında başbakanlık yaptı; 2010’da yeniden seçilmesinden bu yana ise iktidarda bulunuyor.

Altıncı dönem için yarışan Orban’ın karşısında bu kez ciddi bir rakip var: Eski bir Fidesz yöneticisi olan ve daha sonra muhalefetin liderliğine yükselen Peter Magyar.

Orban’ın partisi Fidesz ile Magyar’ın Tisza Partisi, LGBTQ+ hakları ya da göç gibi toplumsal konularda büyük farklılıklar göstermiyor.

Ancak Magyar, Avrupa’daki en düşük seviyelerden birinde bulunan Macarların alım gücünün artırılması ve Brüksel ile ilişkilerin iyileştirilmesi gerektiğini güçlü biçimde savunuyor.

Avrupa Birliği, Macaristan’a yönelik çok milyon euroluk uyum fonlarının ödenmesini hâlâ hukukun üstünlüğüne saygı şartına bağlı tutuyor.

Peter Magyar
Peter Magyar MTVA - Media Service Support and Asset Management Fund

Magyar'ın kampanyası giderek daha fazla karşılık buluyor gibi görünüyor: Son anketler, Tisza Partisi’ni 13 puan farkla önde gösteriyor. Ancak sonuç ne olursa olsun, bu seçim Macaristan sınırlarının çok ötesinde yankı uyandıracak.

Viktor Orban, Avrupa’daki ulusal-muhafazakâr kampın merkezinde yer alıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya görüşüyle yakın bir çizgide duran Orban, göç, demokratik standartlar ve özellikle Ukrayna savaşı konusunda AB’nin ana akım tutumlarına açıkça meydan okuyor.

Budapeşte’nin Moskova’ya yaptırım uygulamaya isteksiz yaklaşımı ve Kiev’e destek konusundaki çekingenliği, birlik içinde derin ayrışmalara yol açtı.

Liderlikte olası bir değişim, Ukrayna’nın geleceği açısından kritik bir dönemde Avrupa Konseyi içindeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir.

İspanya, Almanya, Fransa ve İtalya: Ulusal hükümetler için yerel sınavlar

AB’nin en büyük dört gücü, aşırı sağın ne kadar ivme kazandığını ve Madrid, Berlin, Paris ile Roma’da otoritelere yönelik artan güvensizliğin seviyesini gösterecek bölgesel ve belediye seçimlerine hazırlanıyor.

İspanya’da Başbakan Pedro Sánchez’in liderliğindeki sosyalist PSOE, 21 Aralık’ta Extremadura’da yapılan bölgesel seçimde aldığı yenilginin etkisini yaşıyor. Parti, geleneksel olarak güçlü olduğu bu bölgede tarihinin en kötü sonucunu elde etti.

Bu arada Madrid’de, Sánchez’in başında olduğu iktidar koalisyonu bir dizi yolsuzluk skandalının ardından baskı altında. Hükümet, üst üste üçüncü yıl bütçeyi geçirmekte zorlanıyor.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile görüşmek üzere 27 Kasım 2025 Perşembe günü İspanya'nın başkenti Madrid'deki Moncloa Sarayı'na geldi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 27 Kasım 2025 Perşembe günü İspanya'nın başkenti Madrid'deki Moncloa Sarayı'nda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile bir araya geliyor. AP Photo/Manu Fernandez

İspanya’da 8 Şubat’ta Aragon, 15 Mart’ta Kastilya ve Leon ve yüzölçümü ile nüfus bakımından ülkenin en büyük bölgesi olan Endülüs’te en geç 30 Haziran’da yapılacak bölgesel seçimler, yalnızca iktidardaki PSOE için değil, merkez sağ muhalefet Halk Partisi (PP) için de kritik sınavlar olacak.

Temel soru, PP’nin 2027 genel seçimleri öncesinde, aşırı sağ Vox partisinin desteğine ihtiyaç duymadan çoğunluk sağlayıp sağlayamayacağı.

Fransa’da ise seçmenler 15 ve 22 Mart’ta ülke genelinde belediye başkanlarını seçmek için sandık başına gidecek. İspanya’da olduğu gibi, bu yerel seçimler de 2027 cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde önemli bir gösterge niteliği taşıyacak.

Fransa hâlihazırda uzayan hükümet istikrarsızlığı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un rekor düzeyde düşük onay oranları ve lideri Marine Le Pen’in adaylıktan men edilmiş olmasına rağmen aşırı sağ Ulusal Birlik’in (RN) yükselişini sürdürmesiyle karakterize edilen bir siyasi kriz yaşıyor.

İtalya’da Roma, Milano, Bologna ve Torino gibi büyük kentlerde yapılması gereken belediye seçimleri pandemi sırasında ertelenmiş ve 2027 baharına alınmıştı.

Bu nedenle İtalyan seçmenler 2026’da yalnızca Venedik, Reggio Calabria, Arezzo, Andria ve Pistoia gibi daha sınırlı sayıdaki kentte sandık başına gidecek.

İtalyanlar ayrıca yargı sistemine ilişkin anayasal bir reform konusunda referandumda oy kullanacak. Referandumun gelecek baharda yapılması planlanıyor ancak tarihi henüz netleşmedi.

Bu oylama, 2027 genel seçimleri öncesinde Başbakan Giorgia Meloni’nin koalisyonuna yönelik kamuoyu desteğinin bir testi olarak görülecek.

Son olarak Almanya’da da birçok eyalet bölgesel seçimlere hazırlanıyor: Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz mart ayında; Saksonya-Anhalt, Berlin ve Mecklenburg-Vorpommern ise eylülde sandık başına gidecek.

Bu eyalet seçimleri, mayıs ayından bu yana görevde olan Başbakan Friedrich Merz’in popülerliğini sınayacak ve aşırı sağın yalnızca sanayisizleşmiş eski Doğu Almanya’da değil, daha zengin Batı eyaletlerinde de ne ölçüde yükseldiğini gösterecek.

İsveç: Yabancı müdahale gölgesi

Eylül ayında yapılması planlanan genel seçimlere yaklaşılırken, Başbakan Ulf Kristersson, X’te yaptığı paylaşımda, “İsveç gelecek yıl sandık başına gittiğinde, dikkate almamız gereken ciddi bir güvenlik ortamında bunu yapacağız,” ifadelerini kullandı.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson 15 Aralık 2025 Pazartesi günü Almanya'nın başkenti Berlin'deki Başbakanlık binasına geldi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson 15 Aralık 2025, Pazartesi günü Almanya'nın başkenti Berlin'deki Başbakanlık binasına geldi. AP Photo

Kristersson; merkezci, sosyal demokrat, liberal ve Hristiyan demokratlardan oluşan bir koalisyonu yönetiyor. Bu koalisyonun oy oranları, şu anda 2023 seçimlerinde aldığı sonuçlara yakın seviyelerde seyrediyor.

O tarihten bu yana İsveç, şiddet suçlarında artışla karşı karşıya. Bu durum, Avrupa genelinde duyulan ve göç karşıtı argümanları beslemek için sıkça kullanılan sağ popülist söylemleri de güçlendiriyor.

Ancak başbakanın işaret ettiği “ciddi güvenlik durumu”, esas olarak yabancı müdahale tehdidine işaret ediyor.

Savunma Bakanlığı kasım ayında yaptığı açıklamada, siber güvenlik kapasitesinin artırıldığını ve Almanya’da görülen türden seçimlere müdahale girişimlerine karşı teyakkuzda olunduğunu bildirdi.

Almanya, bu yıl Rusya’nın seçim altyapısına yönelik “hibrit saldırıları” nedeniyle "bedel ödeyeceğini" açıkça ifade etmişti.

Bu tür yabancı müdahale operasyonlarının, göçe eleştirel, AB bütünleşmesine mesafeli ve Moskova’ya yönelik tutumları daha muğlak olan partilerin işine yarayabileceği değerlendiriliyor. Bu eğilimin İsveç’teki en belirgin örneği ise İsveç Demokratları.

İsveç’teki seçimlerin, sosyal medyada seçimlere müdahaleyle mücadeleyi hedefleyen Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ile AB’nin önerdiği Demokrasi Kalkanının hayata geçirilmesinin ardından, Avrupa Birliği’nde demokratik dayanıklılığın önemli bir testi olması bekleniyor.

Danimarka: İçeride ve dışarıda baskı altında

1938’den bu yana ilk kez Kopenhag’ı kaybeden Mette Frederiksen ve Sosyal Demokratları, şimdi ulusal bir seçimle karşı karşıya.

Analistlere göre Frederiksen’in sert göç politikası beklenen karşılığı vermedi. Anketler, 2019’dan bu yana iktidarda olan başbakanın koltuğunu kaybedebileceğine işaret ediyor.

Merkez soldan merkez sağa uzanan partilerden oluşan iktidar koalisyonu ise giderek daha kırılgan bir görüntü sergiliyor.

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, 18 Kasım Salı günü Kopenhag'daki İşçi Müzesi'nde Sosyal Demokratların seçim partisi sırasında yaptığı konuşmanın ardından bir kapı eşiğini tutuyor
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, 18 Kasım Salı günü Kopenhag'daki İşçi Müzesi'nde Sosyal Demokratların seçim partisi sırasında yaptığı konuşmanın ardından bir kapı eşiğini tutuyor AP Photo

Danimarka, toprak bütünlüğü konusunda da endişeli. Bu ayın başlarında ABD Başkanı Donald Trump, Danimarka Krallığı’na bağlı özerk bir bölge olan Grönland ile ilgili genişlemeci niyetlerini bir kez daha yineledi.

Seçimin Ekim 2026’dan önce yapılması gerekiyor, ancak tarih henüz netleşmedi.

Bulgaristan: Hükümet yok, ama euro yakında geliyor

Bulgaristan, 1 Ocak 2026 itibarıyla resmen euroya geçecek. Ancak ülke, Kasım ayından bu yana ciddi bir siyasi istikrarsızlık yaşıyor.

Hükümet, yolsuzluk ve oligarşik etki iddialarına karşı düzenlenen büyük sokak protestolarının ardından istifa etmişti. Buna rağmen, euroya geçiş sürecinin planlandığı şekilde ilerlediği belirtiliyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 8 Kasım'da yapılması planlanıyor ve siyasi çıkmazı çözmek için bir parlamento oylaması da bekleniyor.

Bulgaristan'da on binlerce kişi başkent ve diğer büyük şehirlerin sokaklarını doldururken afişlerde görülen iktidar liderlerinin karikatürleri, 18/12/25
Bulgaristan'da on binlerce kişi başkent ve diğer büyük şehirlerin sokaklarını doldururken afişlerde görülen iktidar liderlerinin karikatürleri, 18/12/25 AP Photo

Letonya ve Slovenya: Olası yeni devlet başkanları

Slovenya ve Letonya, sırasıyla mart ve ekim aylarında parlamento seçimlerine gidecek.

Slovenya’da anketler, merkez sağ muhalefetteki Demokrat Parti’nin, Başbakan Robert Golob liderliğindeki merkez sol Özgürlük Hareketi’nin az farkla önünde olduğunu gösteriyor. Analistler, yarışa çok sayıda yeni ve küçük partinin katılması nedeniyle seçim sonrası hükümet kurmanın zorlaşabileceğini öngörüyor.

Letonya’da ise seçimler, Başbakan Evika Siliņa liderliğindeki mevcut merkez sağ koalisyonun yerini kimin alacağını belirleyecek. Siliņa’nın partisi anketlerde, muhafazakâr Ulusal İttifak’ın hemen ardından ikinci sırada yer alıyor.

2025’in başlarında yapılan yerel seçimler, oylama bilişim sisteminde bazı zayıflıkları ortaya koymuştu. Ancak Letonya Merkez Seçim Komisyonu, bu sorunların ekim ayındaki oylama öncesinde giderildiğini açıkladı.

ABD, Brezilya, İsrail ve Rusya: AB’yi etkileyen küresel seçimler

Avrupa Birliği yalnızca kendi seçmenlerinin tercihleriyle şekillenmiyor.

Kasım 2026’da ABD seçmenleri, Temsilciler Meclisi’nin tamamını ve Senato’nun üçte birini belirleyecek ara seçimler için sandık başına gidecek. Sonuçlar, Trump yönetiminin ülke içinde ve uluslararası alanda ne kadar etkili olabileceğini belirleyebilir.

Avrupalılar bu süreci yakından izliyor. ABD yönetimi bu ay yayımladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde, Avrupa’nın “medenî gerilemesini” durdurmak amacıyla, “Avrupa ülkeleri içinde mevcut Avrupa yönelimine karşı direnci besleme” sözü vermişti.

Brezilya da Ekim 2026’da sandık başına gidecek. Anketlerde önde görünen mevcut Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, yeniden seçilmek istiyor. Bu seçim, 20 yılı aşkın süredir müzakere edilen Mercosur serbest ticaret anlaşmasının geleceği açısından AB için büyük önem taşıyor.

İsrail de parlamento seçimleri yaparak başbakanını seçecek. Bu oylama, bölgedeki çatışmaları şekillendiren güç dengelerini değiştirebilir.

Son olarak Rusya, parlamento seçimlerine gidecek. Ancak muhalefetin büyük ölçüde susturulduğu ve basın özgürlüğünün giderek kısıtlandığı ülkede, sonucun Devlet Başkanı Vladimir Putin lehine önceden kurgulanmış olması bekleniyor.

2026 boyunca Avrupa Birliği ve ötesindeki gelişmeleri Euronews’ten takip edin.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kosova'da siyasi kriz: Hükümet yeniden kurulamadı, erken seçim kapıda

Macaristan seçimlerine geri sayım: Orban kapalı kapılar ardında, Magyar sokakta kampanyaya başladı

Almanya'dan Romanya'ya: 2025'te Avrupa'yı şekillendirecek seçimler