Ağır su reaktörlerinden çıkan kullanılmış yakıtın, nükleer bomba yapımında kullanılmaya uygun plütonyum içerdiği söyleniyor.
İsrail uçakları, iki ülke arasındaki çatışmaların yedinci gününde gerçekleştirdiği hava saldırıları sırasında, İran'ın merkezinde inşa halindeki Arak ağır su reaktörünü bombaladı.
İsrail ordusu, Arak ağır su reaktörünün çekirdek contasını, 'nükleer silah geliştirme' amacıyla kullanılmasını engellemek amacıyla hedef aldığını savundu.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, reaktörün vurulduğunu ve reaktörde nükleer madde bulunmadığını doğruladı.
Ağır su reaktörlerinden çıkan kullanılmış yakıtın, nükleer bomba yapımında kullanılmaya uygun plütonyum içerdiği söyleniyor.
Nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu söyleyen İran ise 2015'te dünya güçleriyle yaptığı anlaşma kapsamında Arak'ın yeniden tasarlanıp inşa edilmesini ve böylece silah sınıfı plütonyum üretilmemesini kabul etmişti.
Ertesi yıl Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İran'ın Arak'taki reaktör çekirdeğini çıkardığını ve "çalışmaz" hale getirdiğini açıklamıştı.
İran reaktörün 2026'da faaliyete geçmesini bekliyordu.
BBC'ye göre, ordu tarafından yayınlanan saldırının havadan görüntülerinde, reaktör binasının kubbeli çatısına isabet eden bir bomba ve birkaç büyük patlama görülüyor. İran devlet televizyonunun gündüz yayınladığı videoda da tesisten yükselen iki büyük beyaz duman sütunu görüldü. Uydu görüntüleri de reaktör binasının çatısında büyük bir delik olduğunu gösteriyor.
Ağır su reaktörü nedir?
Ağır su reaktörü, nötron moderatörü ve bazen soğutucu olarak ağır su (D₂O) kullanan bir nükleer reaktör türü. Ağır su, döteryum adı verilen daha ağır bir hidrojen izotopu içeriyor. Bu sayede reaktördeki nötronları etkin biçimde yavaşlatıyor ve böylece zincirleme reaksiyonu sürdürebiliyor.
Bu da reaktörün yakıt olarak doğal uranyum (zenginleştirilmemiş uranyum) kullanmasına olanak tanıyor ve teknolojiyi uranyum zenginleştirme tesisleri olmayan ülkeler için daha erişilebilir hale getiriyor. Nitekim hafif su reaktörleri, tipik olarak zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç duyuyor.
Bu tür reaktörlerin avantajları arasında doğal uranyumun verimli kullanımı ve plütonyum üretme potansiyeli var. Dezavantajları ise ağır su üretiminin pahalı olması ve plütonyum üretiminden doğan endişeleri içeriyor.
Ağır su reaktörlerinin tasarımına yönelik ilk deneyler II. Dünya Savaşı sırasında başladı. 1944'te ABD'de CP‑3 ve bir yıl sonra Kanada'da ZEEP reaktörleri inşa edildi.
Arak (IR‑40) reaktörü
IR‑40 ve yaygın bilinen adıyla Arak, doğal uranyumla çalışacak ve yaklaşık 40 MW termal çıkış verecek şekilde tasarlanmış ağır su reaktörü. Bu raktör başlangıçta araştırma amacıyla tasarlanmıştı ama tasarımı, silah olarak kullanılabilen plütonyum üreteen reaktörlere çok benziyordu.
Tasarımın diğer ulusların plütonyum üretmek için kullandığı reaktörlere benzemesi, ABD, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve Batılı analistleri nükleer yayılma konusunda alarma geçirmişti.
2015'teki nükleer anlaşma uyarınca İran bu reaktörle ilgili şu şartları kabul etmişti:
- Orijinal çekirdeği çıkarmak ve devre dışı bırakmak (2016'da betonla doldurıldu).
- Reaktörü plütonyum çıktısını azaltacak şekilde yeniden tasarlamak ve doğal uranyum yerine düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum kullanmak.
- Tüm kullanılmış yakıtı (plütonyum) yurtdışına göndermek ve 15 yıl boyunca yeni ağır su reaktörleri inşa etmekten kaçınmak.
Reaktör şu anda çalışmıyor ve nükleer yakıttan yoksun. Ancak İsrail yine de plütonyum üretimini önlemek için çekirdek contasını ve temel bileşenleri hedef aldığını iddia ediyor.
İran'ın devlet medyası saldırıyı doğruladı, ancak radyasyona neden olmadığını ve sakinlerin güvenli bir şekilde tahliye edildiğini bildirdi.