Avrupa Komisyonu platformlara çocukları korumak için bağımlılık yaratan tasarımlar, siber zorbalık ve zararlı içeriklerle mücadeleyi içeren yeni rehberler sundu.
Danimarka, bu ay AB'ye üye devletlerin bakanlarının toplantılarına başkanlık etmeye başladı.
Bu süreçte, çocukları çevrim içi ortamda daha iyi korumak için yeni öneriler sunarken, AB Dijital Hizmetler Yasası'nın (DSA) daha sıkı uygulanmasını bekliyorlar.
Danimarka Dijital İşler Bakanı Caroline Stage Olsen, salı günü Avrupa Parlamentosu’nun İç Pazar ve Tüketicinin Korunması (IMCO) komitesine yaptığı açıklamada, ülkesinin dönem başkanlığı boyunca çocukların korunmasına yönelik birçok önlemi öncelikli gündem haline getirdiğini söyledi.
Stage Olsen, “Başkanlık sürecini bu konuyu gündemin en üstüne taşımak ve gelecekteki AB politikalarını şekillendirecek net bir siyasi hedef belirlemek için kullanacağım,” dedi.
“Dijital Adalet Yasası kapsamında çocukları çevrimiçi ortamda koruyacak daha güçlü bir yasal çerçeve oluşturmak adına tartışmaları kolaylaştırmaya çalışacağız,” diyerek yaş doğrulama araçlarının zorunlu hale gelmesini sağlayabilecek bir yapıdan söz etti.
Danimarka, ekim ayında yapılacak resmi olmayan bakanlar toplantısında, AB ülkelerinin çevrim içi platformlarda çocukları koruma konusunda ortak bir bildiri kabul etmesi için de çaba gösterecek.
Olsen, “Amacımız bu önemli konuda siyasi bir yön belirlemek,” dedi.
Yıl sonunda Brüksel’de yapılacak başka bir çalıştay ise bu siyasi yönlendirmeyi takip edecek ve Avrupa Komisyonu’nun çocukların çevrim içi güvenliği konusunda yürüttüğü çalışmalara katkı sağlayacak.
Pazartesi günü, Komisyon platformlara çocukları korumak için bağımlılık yaratan tasarımlar, siber zorbalık ve zararlı içeriklerle mücadeleyi içeren yeni rehberler sundu.
DSA kapsamındaki bu AB genel kuralları, AB Komisyonu’nun çocukların korunmasıyla ilgili olası ihlalleri incelemeye başlamasından sonra yayımlandı.
Geçen yıl Komisyon, Meta’nın Facebook ve Instagram platformlarını incelemeye başladı. Nedeni, bu platformlardaki algoritmaların çocuklarda bağımlılık yaratabileceği ve onları sürekli benzer içeriklere yönlendirerek "tavşan deliği etkisi"ne yol açabileceğinden şüphelenilmesiydi.