OpenAI, artık bir sohbet botu üreticisi olmaktan çıkarak kendi uygulamaları olan bir ekosistem haline gelmeye çalışıyor.
Popüler sohbet botu ChatGPT'yi geliştiren OpenAI'ın bu hafta yazılımcılar ve geliştiriciler için düzenlediği "Dev Day" etkinliği büyük ses getirdi.
6 Ekim'de gerçekleşen etkinlikteki duyurular, OpenAI'ın artık bir sohbet botu üreticisi olmaktan çıkarak, kendi uygulamaları olan bir ekosistem haline geleceği yorumlarını beraberinde getirdi.
Şirketin uygulama mağazası (app store) hamlesi ve bunları ChatGPT içine uygulamaları getirmesinin yanı sıra çip firması AMD ile ortaklık kurarak bunun altyapısını hazırladığı da duyuruldu.
Geliştiricilere yönelik yapay zeka ajanları geliştirme seti AgentKit'i de tanıtan şirket, insanların kendileri için yeni yapay zekalar oluşturması için kullanılacak ve neredeyse hiç kod bilgisi gerektirmediği iddia edilen Agent Builder aracı da Zapier, n8n gibi otomasyon araçlarına rakip oluyor.
Etkinlikte duyurulan bu yeni hizmetler OpenAI'ın binlerce teknoloji girişiminin (startup) sonunu getireceği ve yazılımcıların işsiz kalacağı yönündeki tahminlerin fitilini ateşledi.
Peki gerçekte durum ne?
Google ve Apple'ın karşısında: ChatGPT artık bir uygulama mağazası
OpenAI yeni hamlelerle artık sadece büyük dil modelleri geliştiren bir şirket değil; kendi ekosistemini, yani bir uygulama mağazası, bir "no-code" (kodsuz) otomasyon platformu ve devasa bir altyapı ağı kuran küresel bir teknoloji platformuna dönüşmek istiyor.
Bu dönüşüm; Apple ve Google gibi geleneksel teknoloji devlerini, Zapier ve n8n gibi otomasyon startuplarını, hatta Amazon’un Alexa’sı ile Google Assistant’ı doğrudan karşısına alıyor.
DevDay’in en dikkat çekici duyurularından biri, OpenAI’ın ChatGPT’yi adeta bir “uygulama mağazasına” dönüştürme hamlesiydi. Şirketin CEO'su Sam Altman, ChatGPT’nin artık “uygulamalarla konuşabilen bir arayüz” haline geldiğini açıkladı.
'Yeni bir uygulama nesli': Nasıl kullanılır?
Yeni sistem sayesinde kullanıcılar, sohbet penceresi üzerinden doğrudan Spotify, Expedia, Canva, Coursera veya Zillow gibi popüler uygulamalarla etkileşime girebilecek. Örneğin “Spotify, sakinleştirici bir müzik listesi oluştur” komutu yazıldığında, sonuçları doğrudan ChatGPT ekranında alabileceksiniz.
Altman’ın ifadesiyle, bu “etkileşimli, uyarlanabilir ve kişiselleştirilmiş yeni bir uygulama nesli”nin başlangıcı. OpenAI’ın vizyonu, kullanıcıların artık uygulamaları ayrı ayrı açmak yerine tek bir sohbet arayüzünden tüm dijital hayatlarını yönetmeleri.
Yani ChatGPT artık hem bir sohbet aracı hem de kullanıcı-veri arayüzü olarak çalışıyor.
ChatGPT yeni bir ticaret yeri
Altman, bu değişimin yalnızca kullanıcı deneyimini değil, geliştirici / yazılımcı ekonomisini de dönüştüreceğini vurguladı:
“Geliştiricilerin ürünlerini hızla ölçeklendirebilmeleri için bu adımın büyük fark yaratacağını düşünüyoruz.”
OpenAI, bu yıl içinde uygulama geliştiricilerinden “inceleme ve yayınlama” için başvurular almaya başlayacak. Aynı zamanda geliştiricilerin uygulamalarını paraya çevirmesine (monetize etmesine) olanak verecek yeni bir ticaret altyapısı da kullanıma sunulacak.
Bu da ChatGPT üzerinden doğrudan alışveriş yapılabileceği anlamına geliyor.
Bu, Apple’ın App Store’u ve Google Play’in gelir modelini hatırlatan bir yapı: OpenAI, tıpkı bu dev firmalar gibi, geliştiricilerin gelirlerinden pay alarak kendi “uygulama ekonomisini” kuruyor.
Uygulama mağazasında öne çıkmak ise kolay olmayacak. Altman, yalnızca “tasarım ve işlevsellik açısından yüksek standartları karşılayan” uygulamaların hem ChatGPT içinde hem de yeni oluşturulan uygulama dizininde (directory) öne çıkarılacağını söyledi.
İlk iş ortakları arasında Booking.com, Canva, Coursera, Figma, Expedia, Spotify ve Zillow yer alıyor. Yıl sonuna kadar AllTrails, Khan Academy, Instacart, Peloton, Target, Tripadvisor ve Uber gibi devlerin de ekleneceği açıklandı.
AgentKit: Yapay zeka ajanlarının yeni temeli
OpenAI’ın ekosistem vizyonunun bir ayağını da geliştiriciler için tanıtılan AgentKit oluşturuyor.
Altman’ın sözleriyle, AgentKit “prototipten üretime kadar ajan geliştirme sürecini hızlandıran” eksiksiz bir araç seti. Kısaca, yazılım geliştiricilerin kendi yapay zeka ajanlarını -yani belirli görevleri kendi başına yerine getirebilen akıllı sistemleri- çok daha hızlı biçimde inşa etmesini sağlayacak.
Agent Builder: 'No-code' otomasyonun yeni sahibi
AgentKit belirli ana bileşenlerden oluşuyor. Bunların başında Agent Builder geliyor.
Etkinlikte yapılan bir canlı demoda, OpenAI mühendisi Christina Huang, sekiz dakika içinde sıfırdan iki ayrı ajan ve bir tam otomasyon süreci oluşturdu. Bu gösteri, AgentKit’in yalnızca profesyonel geliştiriciler için değil, teknik bilgi seviyesi daha düşük ekipler için de erişilebilir olduğunu gösteriyor.
Altman, "İlk ajanlarımızı oluştururken keşke elimizde bu araçlar olsaydı. Artık herkesin kendi ajanını üretmesi saniyeler sürecek," dedi.
Agent Builder’da kullanıcılar hazır şablonlarla müşteri destek botları, veri zenginleştirme araçları, soru-cevap asistanları veya belge karşılaştırma ajanları oluşturabiliyor. Sistem, “logic node”, “data connector”, “file search”, “user approval” gibi bileşenlerle tam bir otomasyon platformu gibi çalışıyor.
Kullanıcılar ayrıca, "ChatKit" aracı sayesinde, geliştirdikleri herhangi bir uygulamaya ChatGPT tarzı sohbet arayüzü gömebiliyor. "Evals for Agents" aracı ise ajan performansını ölçmek için geliştirilmiş testleri içeriyor.
"Connector Registry" adlı bir diğer araç, ajanların güvenli biçimde iç sistemlere ve üçüncü parti uygulamalara bağlanmasını sağlayan bir yönetim paneli.
Zapier, n8n ve Make gibi yazılım platformların sunduğu akış mantığına çok benzeyen bu hizmet; OpenAI’ın ekosistemini doğrudan iş dünyasına, startup’lara ve geliştiricilere açan bir hamle olarak yorumlanıyor.
Güvenlik odaklı tasarım
OpenAI, Agent Builder’ı yalnızca hızlı değil, güvenli hale getirmek için de önemli adımlar atmış.
Sistemde “guardrail” adı verilen güvenlik önlemleri bulunuyor: Prompt enjeksiyonu veya jailbreak gibi saldırı biçimlerine karşı koruma sağlanıyor.
Ayrıca, geliştiriciler akışlara “onay adımları (approval steps)” ekleyebiliyor. Böylece ajanlar kritik eylemleri yalnızca yetkilendirme sonrasında gerçekleştirebiliyor.
Veri bağlantı modülleri ise kurum içi sistemlerle güvenli entegrasyon sağlıyor; bu da Agent Builder’ı kurumsal ortamlar için cazip hale getiriyor.
Yeni dijital arayüz: Her şeyi ChatGPT ile konuşarak mı yapacağız?
Birçok analist, bu yeniliklerin toplamının yalnızca bir ürün lansmanı değil, yeni bir platform kayması anlamına geldiği görüşünde.
Amazon’un Alexa’sı, Apple’ın Siri’si ve Google Assistant yıllardır “akıllı asistan” pazarında yer alıyor. Ancak bu sistemler sınırlı becerileri nedeniyle hiçbir zaman “dijital yaşamın evrensel arayüzü” haline gelemedi.
OpenAI ise ChatGPT ile bunu mümkün kılmak istiyor. Eğer uygulamalar doğrudan ChatGPT içinde çalışabilir hale gelirse, kullanıcılar birçok işlemi artık tarayıcıya ihtiyaç duymadan gerçekleştirebilecek. Spotify listesi oluşturmak, otel rezervasyonu yapmak, belge özetletmek veya yemek siparişi vermek gibi eylemlerin hepsi tek bir konuşma penceresinden yapılacak.
Binlerce girişimi öldürecek mi?
2022'de ChatGPT'nin çıkışıyla birlikte yapay zeka sektörüne yatırımcılardan ciddi bir para akmaya başladı. Her yeni teknolojide olduğu gibi burada da girişimciler, ChatGPT gibi sohbet botlarını başka uygulamalara bağlamak veya şirketlerin çeşitli ihtiyaçlarını görebilecek şekilde optimize etmek için bir dizi girişim kurdu.
Sektörde bu yatırımların halihazırda bir balon oluşturduğu, girişimlerin kar etmediği ve balonun yakında patlayacağı yönünde tahminler var. Tam da bu tartışmaların arttığı bir dönemde OpenAI, ChatGPT'yi bir uygulama mağazasına dönüştürebilecek bu özellikleri açıkladı.
Reddit gibi topluluk tartışmalarında “OpenAI an itibarıyla çok sayıda otomasyon startup'ını öldürdü. İnsanlar bunu şimdiden 'n8n'in yapay zeka versiyonu' olarak görüyor," gibi yorumlar yapılıyor.
Bir dizi kullanıcı ve analist benzer görüşleri paylaşsa da buna karşı yükselen sesler de az değil. Yeni platformun "tüm niş araçları öldüreceği" görüşüne itiraz eden ve daha dengeli bakmaya çalışan çok sayıda teknoloji yorumcusu, kurucu ve uzman da var.
Buna göre, AgentKit gibi eklenti platformları genelde doğrudan geliştirici ve uygulama arasında çalışıyor. Oysa n8n, Zapier, Make gibi araçlar genellikle “arka plan iş akışları”, entegrasyon zincirleri, şirket içi süreç otomasyonu gibi daha karmaşık senaryolara yöneliyor. Bu tür senaryolarda hâlâ bağımsız, model-agnostik, çok aracı destekleyen platformlara ihtiyaç olabilir.
En önemlisi de ChatGPT bugün sektördeki tek iyi yapay zeka modeli değil. Bağımsız otomasyon araçları genellikle farklı dil modeli (LLM) sağlayıcılarını -OpenAI, Anthropic, Google gibi- destekleme potansiyeline sahip. Kullanıcılar model bağımsızlığı isteyebilir. Örneğin, OpenAI fiyatı yükseldiğinde veya özellikleri yetmediğinde özellikle yazılımcılar başka modeller arasında geçiş yapmayı tercih edebiliyor.
Bu nedenle "ChatGPT eklentisinin tüm entegrasyon ihtiyacını karşılayacağını" söylemek abartılı olabilir.
Yine de bu tablo karşısında bazı girişimciler "OpenAI tarafından öldürülmemek için" şirketle işbirliği içinde büyümek isteyebiliyor. Bu startup'ların hayatta kalmak için bu tür stratejilere başvurabileceği düşüncesini akla getiriyor.
'O kadar da diyalogsal değil' mi?
OpenAI'ın yeni ürünlerinde en büyük iddialarından biri, "no-code" (kodsuz) otomasyon platformu haline gelmek. Ancak bazı yazılımcılara göre yeni kurulan sistem, yazılımdaki mantığı aslında basitleştirmiyor ve sadece görsel dünyaya taşıyor. Yani yazılım bilmeyen son kullanıcı için işler halen zor olabilir.
Son olarak X platformunda yazılım paylaşımlarıyla tanınan "sengpt" adlı bir kullanıcı, OpenAI'ın tanıttığı Agent Builder'ın yazılımdaki "if-else" mantığını görsel dünyaya taşıdığını yazdı.
Yazılımda if-else mantığı, programın koşullara göre farklı yollar izlemesini sağlayan temel bir kontrol yapısı. Yani yazılımcı, programı “Eğer (if) şu koşul doğruysa bunu yap, değilse (else) başka bir şeyi yap” şeklinde kurguluyor.
sengpt'ye göre Agent Builder bunun görseller üzerinden işleyen hali. Yani bu sistemde modelin değil, kullanıcının akışı tanımlaması gerekiyor. Kullanıcı yapay zekaya "ne yapacağını" değil, "nasıl yapacağını" söylemek zorunda kalıyor.
Bu da yapay zekayı “otomatik karar veren zeki sistem” olmaktan çıkarıp, “kullanıcı tarafından yönetilen akış motoruna” dönüştürüyor.
OpenAI'dan böylesi 'geri adım' sayılabilecek ilkel bir konseptle gelmesini beklemiyordum," diyen X kullanıcısı, şöyle ekliyor:
"Son kullanıcının, yani ister mühendis olsun ister sıradan bir kullanıcı olsun, yapay zeka ile olan etkileşimi diyalogdan öte olmamalı."