Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

'Kuantum Kıyamet Saati' başlatıldı: Bitcoin'in şifresinin kırılmasına ne kadar kaldı?

Arşiv görüntüsü
Arşiv görüntüsü ©  Unsplash
© Unsplash
By Cagla Uren
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Kuantum Kıyamet Saati, Bitcoin’in özel anahtarlarının kırılacağı o tarihi 2028 olarak belirledi.

Uzmanlar, geleneksel bilgisayarlardan çok farklı bir şekilde çalışan kuantum bilgisayarların, son derece gizli bilgileri korumak için kullanılan şifreleme standartlarını yakında yerle bir edebileceğine dair uyarıyor.

Son araştırmalar da teknolojinin böyle bir olasılığa doğru ilerleme kaydettiğini gösteriyor.

Halihazırda kullanılan tüm şifreleme sistemlerinin etkisiz kalabileceği bu olası geleceğe "kuantum kıyameti" adı veriliyor.

Böyle bir olasılık, sadece geleneksel şifreleme sistemlerini değil, kripto dünyasını da tehdit ediyor. Bir grup uzman bu ihtimale ne kadar yakın olduğumuza dikkat çekmek için Quantum Doomsday Clock (Kuantum Kıyamet Saati) adlı verilen çevrimiçi bir platform kurdu.

Bu platform, Atom Bilimcileri Bülteni adlı kar amacı gütmeyen kuruluşun, atom enerjisi kaynaklı küresel felaket olasılığına dikkat çekmek için kurduğu ünlü "Kıyamet Saati"nden ilham alıyor.

2028'e işaret etti

Atom bilimcilerin bu sembolik "Kıyamet Saati", şu anda "gece yarısın" 89 saniye kaldığını gösteriyor.

Kuantum Kıyamet Saati ise Bitcoin’in özel anahtarlarının kırılacağı o tarihi 2028 olarak belirledi. Araca göre kritik tam tarih 8 Mart 2028.

Öte yandan bazı uzmanlar 2028 tahminini “iddialı” buluyor. Finbold'un aktardığına göre, NIST ve Global Risk Institute (GRI) gibi büyük kuruluşlar ise 2028-2035 döneminin "gerçekçi bir zaman dilimi” olacağını belirtiyor.

Bugün itibarıyla sayaç, kuantum kıyametine 2 yıl 4 ay kaldığını gösteriyor. Bu tarihte, “kripto açısından anlamlı bir kuantum bilgisayarın” Shor algoritmasını çalıştırarak Bitcoin’in güvenliğini sağlayan ECDSA secp256k1 eliptik eğri şifrelemesini çözebileceği öngörülüyor.

Shor algoritması nedir?

Shor algoritması, kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarlara göre neden çok daha güçlü olabileceğini gösteren en ünlü algoritmalardan biri. 1994’te matematikçi Peter Shor tarafından geliştirilen algoritma, normalde bilgisayarların çok uzun yıllarda çözebileceği bir hesaplamayı çok kısa sürede yapabiliyor.

Bugün kullanılan birçok şifreleme sistemi (örneğin Bitcoin’in güvenliğini sağlayan ECDSA ya da internet bankacılığında kullanılan RSA) tam da bu işlemin zorluğuna dayanıyor. Yani klasik bilgisayarlar büyük sayıları kolayca çarpabilir ama aynı sayıyı “Hangi iki sayı çarpıldı da bu çıktı?” diye çözmeleri neredeyse imkânsız.

Shor algoritması, kuantum bilgisayarların “birçok olasılığı aynı anda deneme” yeteneğini kullanarak bu gizli çarpanları çok hızlı bulabiliyor. Kısacası, bu algoritma çalışır hale gelirse, bugün güvenli sandığımız kripto sistemlerin çoğu çözülebilir. Ancak bunun için milyonlarca küçük hatayı tolere edebilen, çok güçlü bir kuantum bilgisayara ihtiyaç var. Bu konudaki çalışmalar da hızla devam ediyor.

Kuantum kıyamet saati neye göre çalışıyor?

Kuantum kıyamet saati projesi, kriptografi araştırmacısı ve xx network’ün kurucu ortağı Dr. Richard Carback ile kripto girişimcisi Colton Dillion tarafından, Postquant Labs ve Hadamard Gate Inc. bünyesinde geliştirildi.

Model, son akademik çalışmalara ve IBM ile Google gibi devlerin paylaştığı kuantum donanım yol haritalarına dayanarak çalışıyor. Yaklaşık 1673 mantıksal kübitin Bitcoin’in özel anahtarlarını makul bir sürede çözmek için yeterli olacağını öngörüyor.

Bu senaryo gerçekleşirse, bugüne dek işlem yapmış, yani açık anahtarı ortaya çıkmış Bitcoin adresleri (özellikle eski tip P2PK ve sık kullanılan P2PKH adresleri) anında savunmasız hale gelecek.

Öte yandan şu anda Shor algoritması gibi büyük ölçekli kuantum algoritmaları çalıştırmak için gereken 1673 mantıksal kübitlik eşiğe hâlâ uzaktayız. Mantıksal kübit sayısındaki güncel en iyi ilerlemeler 50 mantıksal kübit düzeyinde. Örneğin Quantinuum bu yıl mayıs ayında 50 mantıksal kübit dolanıklık başarısı bildirdi.

Mantıksal kübit, hata yapmayan “ideal” bir kübit oluşturmak için birden fazla fiziksel kübitin birlikte kullanılmasıyla elde edilen yapay bir kübit anlamına geliyor. Kuantum bilgisayarlar çok hassas; fiziksel kübitler ısı, titreşim veya manyetik alan gibi nedenlerle kolayca hata yapıyor. Bu yüzden bilim insanları, birçok fiziksel kübiti bir araya getirip hata düzeltme kodlarıyla koruma altına alarak daha kararlı bir “mantıksal kübit” oluşturuyor.

Bitler ve kübitler: Kuantum hesaplama nasıl çalışır?

Bu noktada akla şu soru geliyor: tüm bu karmaşık özellikler bilgisayarlarda nasıl kullanılıyor?

Günümüzdeki bilgisayarlar dijital bilgiyi temsil eden en küçük birim olan "bit"ler üzerinden işliyor. Bir bit, yalnızca iki farklı değerden birine sahip olabiliyor: 0 veya 1. Tüm veri, bu 0 ve 1'lerin kombinasyonlarıyla ifade ediliyor. Örneğin, metin, resim ve ses gibi dosyalardaki bilgiler, bitlerin belirli şekillerde düzenlenmesiyle saklanıp işleniyor.

Bu bit'leri, gündelik ihtiyaçlar için elektriği açıp kapatmaya yarayan anahtarlar gibi düşünmek de mümkün. "0" kapatma, "1" ise açma işlevini yerine getiriyor olsun. Bilgisayarlardaki tüm veriler de belirli örüntüler halinde "açılıp kapanarak" çalışıyor.

Kuantum bilgisayarlar ise "kuantum bit"lerini, yani "kübit"leri kullanıyor. Kuantum mekaniğinin süperpozisyon özelliği sayesinde kübitler hem 0 hem de 1 değerini aynı anda taşıyabiliyor. Yani kübitler, elektriğin hem açık hem de kapalı olmasına benziyor. Süperpozisyon prensibi, kübitlerin aynı anda birçok hesaplamayı yapabilmesini sağlıyor.

Üstelik bu kübitler dolanık hale geldiğinde, birinin durumu anında diğerinin durumunu da etkiliyor. Bu da yine kuantum bilgisayarlarının klasik hesaplamanın aksine, karmaşık bilgileri inanılmaz hızlarda işleyebileceği anlamına geliyor.

Bu iki özellik bir araya gelince kuantum bilgisayarlara günümüzün cihazları için imkansız olanı başarma potansiyeli sunuyor. Klasik bilgisayarlar görevleri adım adım yerine getirip, sorunlara doğrusal yaklaşırken, kuantum bilgisayarlar aynı anda birçok çözümü değerlendiriyor. Bu durum, genellikle bir kütüphanedeki her kitabı aynı anda okumaya benzetiliyor.

Kuantum yarışında yeni dönem

Kuantum alanındaki ilerlemeler de tüm bu endişeleri büyütüyor. IBM, 2029 yılına kadar dünyanın ilk hataya dayanıklı kuantum bilgisayarını, “Quantum Starling” adıyla piyasaya sürmeyi planlıyor.

Bu hamle, Google’ın kısa süre önce 105 kübitlik Willow çipinde ulaştığı başarıyı izliyor. Teknoloji devi kısa süre önce en yeni kuantum işlemcisi Willow’un dünyanın en hızlı klasik süper bilgisayarlarından 13 bin kat daha hızlı çalıştığını açıklamıştı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar