Dünya'dan yaklaşık 39 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve Dünya büyüklüğünde 7 gezegene ev sahipliği yapan TRAPPIST-1 sistemi, uzun süredir bilim insanlarının dikkatini çekiyor.
NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, yaşam barındırma potansiyeli en yüksek gezegenlerden biri olan TRAPPIST-1e'yi mercek altına aldı.
Verilerde heyecan verici "metan" sinyalleri görülse de bilim insanları "Henüz kutlama yapmak için erken," diyor.
Dünya'dan yaklaşık 39 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve yedi adet Dünya büyüklüğünde gezegene ev sahipliği yapan TRAPPIST-1 sistemi, uzun süredir bilim insanlarının dikkatini çekiyor.
Bu sistemdeki gezegenlerden biri olan TRAPPIST-1e, yıldızına tam "Goldilocks Bölgesi"nde (ne çok sıcak ne çok soğuk, suyun sıvı halde kalabileceği kuşak) yer almasıyla öne çıkıyor.
Ancak suyun ve dolayısıyla yaşamın var olabilmesi için temel bir şart var: Bir atmosfer.
James Webb 'metan' izi yakaladı
Arizona Üniversitesi Ay ve Gezegen Laboratuvarı'ndan Sukrit Ranjan ve ekibi, hakemli bilimsel dergi Astrophysical Journal Letters'da yayımlanan çalışmalarında James Webb Teleskobu'nun verilerini analiz etti. Teleskobun NIRSpec (Yakın Kızılötesi Spektrograf) cihazı, gezegen yıldızının önünden geçerken atmosferik ipuçları aradı.
İlk veriler, yaşamın önemli yapı taşlarından biri olabilecek metan gazına dair silik izler ortaya koydu. Ancak araştırmacılar bu noktada frene basıyor. Çünkü sorunun kaynağı, sistemin merkezindeki yıldızın ta kendisi.
Kızıl cücenin yarattığı yanılsama
Güneş gibi parlak ve sıcak yıldızların aksine, TRAPPIST-1 bir "ultrasoğuk kızıl cüce". Bu yıldız o kadar soğuk ve sönük ki, kendi atmosferinde gaz molekülleri barındırabiliyor.
SciTechDaily'ye konuşan Dr. Ranjan durumu şöyle özetliyor:
"Metan izlerine rastladık, evet. Ancak asıl soru şu: Bu metan gezegenin atmosferinden mi geliyor, yoksa ev sahibi yıldızın kendisinden mi?"
Yapılan simülasyonlar, ne yazık ki ibrenin "yıldız kirliliğine" işaret ettiğini gösteriyor. En olası senaryoya göre, tespit edilen sinyaller gezegenin Satürn'ün uydusu Titan gibi kalın bir atmosfere sahip olmasından ziyade, yıldızdan gelen "gürültüden" (yanıltıcı sinyallerden) ibaret olabilir.
Umutlar tükenmiş değil
Bilim insanları, "Bu sonuç, gezegenin atmosferi olmadığı anlamına gelmiyor; sadece elimizdeki verinin bunu kanıtlamaya yetmediğini gösteriyor," diyerek çalışmaların süreceğini belirtiyor.