İklim psikologları ve eğitimciler, iklim değişikliği kaygısıyla nasıl mücadele edileceğine ve sıkıntının nasıl eyleme dönüştürüleceğine dair ipuçları sunuyor.
Kaygı, keder, öfke, korku ve çaresizlik… İklim değişikliğinin yarattığı duygusal yük, özellikle gençler üzerinde derin etkiler bırakıyor. Pek çoğu geleceğin ne getireceğinden endişe duyuyor; bu kaygı, uyku sorunlarından odaklanma güçlüğüne, hatta daha ciddi ruhsal sıkıntılara kadar uzanabiliyor. Kimileri dünyaya çocuk getirmenin ahlaki olup olmadığını sorgularken, birçok insan da doğanın kaybı karşısında yas tutuyor.
İklim aktivistleri, psikologlar ve bu mücadelede yer alan uzmanlar ise dayanıklılığı artırmak ve duygusal yükü hafifletmek adına çeşitli yöntemler öneriyor. Bunlardan bazıları:
Topluluğunuzda aktif olun
Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? ABD merkezli iklim psikoloğu Laura Robinson, benzer düşünen insanlarla bağlantı kurmanın ve doğaya yardım etmenin yollarını bulun diyor.
İklim krizinin duygusal etkileriyle başa çıkmanın yollarından biri, somut ve yerel düzeyde harekete geçmek. Örneğin, yaşadığınız çevrede daha fazla insanı çim alanlardan vazgeçmeye ve yerli bitkilerle biyoçeşitliliği artırmaya teşvik edebilirsiniz. Yeni yeşil alanların oluşturulmasına katkı sağlamak, su koruma projelerine katılmak ya da kurbağaları, böcekleri ve kuşları korumak için pestisit kullanımını azaltmak gibi eylemler, hem doğa hem de ruh sağlığı açısından güçlü bir etki yaratabilir.
Ayrıca kuşlar ve yıldırım böcekleri gibi canlıların korunması için gece ışık kirliliğinin azaltılmasına dair farkındalık çalışmaları yapmak da doğrudan etkili ve anlamlı bir adım olabilir.
İklim psikoloğu Robinson, “Her yaştan insanın bu duygularla mücadele ettiğini görüyorum,” diyor. “Özellikle çocuklarının geleceği için endişelenen ve bu duygularla baş etmekte zorlanan ebeveynlerle sık sık çalışıyorum.”
Robinson, iklimle ilgili zor duyguları paylaşırken "pozitif sandviç" yöntemini öneriyor: Önce iyi bir haberle başlayın, ardından zorlayıcı bir bilgiyi verin ve konuşmayı umut veren bir başka örnekle bitirin. Bu yaklaşım, hem konuşan kişiyi hem de dinleyeni psikolojik olarak daha dengede tutmaya yardımcı olabilir.
Çocuklarınız için örnek davranışlar sergileyin
39 yaşındaki Phoebe Yu, sürdürülebilirlik odaklı bir MBA üzerinde çalışmak için sağlık teknolojisi alanındaki rahat işini bıraktı. Luffa kabağından yapılan süngerleri satan bir iş kurdu. Ve tüm bunları Kaliforniya'da kocasıyla birlikte 6 yaşındaki oğlunu büyütürken yapıyor.
"Genelde çok mutlu bir insanım ve çok iyimserim... ama bazen bunu yönetmek çok zor oluyor" diyor.
Kendi duygularını yönetmenin bir parçası da oğlu için sürdürülebilir davranışlar modellemeye çalışmak ve onu çevreye yardım etmenin önemi konusunda eğitmek.
Aile elektrikli bir araç kullanıyor. Et yemiyorlar ve geniş ailelerini de aynı şeyi yapmaları için teşvik ediyorlar. Geri dönüşüm yapıyorlar, kompost yapıyorlar ve hava yoluyla seyahati sınırlıyorlar.
Yu, "Oğluma bir şeyler anlatmaya çalışıyorum ki en azından dünyanın ve ekosistemin bir bütün olarak nasıl işlediğini biraz olsun anlayabilsin," dedi. "Çocukların bunu özümseyebileceğini ve belli bir düzeyde eyleme dönüştürebileceğini düşünüyorum."
Unutmayın: Hepimiz birbirimize bağlıyız
Britnee Reid, ABD’de sanal bir devlet okulunda ortaokul fen bilgisi öğretmeni. Reid, iklim değişikliğinin duygusal etkileri üzerine çalışan sivil toplum kuruluşlarının geliştirdiği ücretsiz bir öğretmen araç setinin pilot uygulamasına katıldı.
Bu araç seti, öğretmenlerin öğrencilerin iklimle ilgili duygularını tanımalarına ve ruh sağlıklarını desteklemelerine yardımcı olacak etkinlikler sunuyor. Uygulamalardan biri, öğrencilerin doğayla etkileşimlerini bir çevresel zaman çizelgesi üzerinde belgelemelerini içeriyor.
Reid, duyguların açıkça ifade edilmesinin çoğu zaman eyleme geçmeyi tetiklediğini söylüyor: “Endişeli olabilirler, kızgın ya da korkmuş hissedebilirler ama sonunda 'Bu dünyada bir fark yaratacağım' diyenler hâline geliyorlar,” diyor.
İklim bilimci Kate Marvel, bir fizikçi ve "İnsan Doğası" adlı yeni kitabın yazarı: Değişen Gezegenimiz Hakkında Hissetmenin Dokuz Yolu" kitabının yazarı olan fizik bilimci Kate Marvel, insanları çevreyi korumadaki yerleri konusunda farklı düşünmeye çağırıyor.
"Kaygı ve umutsuzluk çoğu zaman güçsüzlük hissinden kaynaklanıyor. Ve ben hiçbirimizin güçsüz olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Marvel, "Toplu olarak inanılmaz derecede güçlüyüz," dedi.** "Kendinizi kolektifin bir parçası olarak görürseniz çok daha fazla etki yaratabileceğinizi düşünüyorum."