Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Araştırma: Obeziteye bağlı kanser hem genç hem de yetişkinler arasında artıyor

Araştırma genç yetişkinler arasında kanser oranlarının arttığını ortaya koyuyor - ancak daha yaşlı nesiller de etkileniyor
Araştırma genç yetişkinler arasında kanser oranlarının arttığını ortaya koyuyor - ancak daha yaşlı nesiller de etkileniyor ©  Credit: Canva Images
© Credit: Canva Images
By Theo Farrant
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Tiroid, meme, kolorektal, böbrek ve endometriyal kanser teşhisleri dünya genelinde hızla artıyor. 50 yaş altındaki kişilerde en hızlı artış ise kolorektal kanserde görülüyor.

Yeni bir küresel araştırma, dünyanın büyük bölümünde genç nüfus arasında kanser vakalarının arttığını ortaya koydu. Bu artışın büyük kısmı obeziteyle ilişkilendiriliyor.

Artış yalnızca 50 yaş altıyla sınırlı değil; yaşlı kuşaklarda da benzer yükseliş trendleri görülüyor.

Bu hafta Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan araştırma, 2003 ile 2017 yılları arasında beş kıtada 42 ülkeden elde edilen kanser verilerini inceledi.

Bilim insanları, daha önce genç yetişkinlerde artış gösterdiği bildirilen 13 kanser türünü analiz etti.

Bulgular, 20 ila 49 yaş arası yetişkinlerde bazı kanser türlerinin gerçekten daha yaygın hale geldiğini doğruladı. Bunlar arasında tiroid, meme, kolorektal, böbrek, endometriyal kanser ve lösemi bulunuyor. Çalışmaya dahil edilen ülkelerin dörtte üçünden fazlasında bu kanserlerde artış görüldü.

En yüksek artış tiroid kanserinde kaydedildi: Yıllık ortalama medyan artış oranı yüzde 3,57. Onu böbrek kanseri (yüzde 2,21) ve endometriyal kanser (yüzde 1,66) izledi.

En çok tartışılan erken başlangıçlı kanserlerden biri olan kolorektal kanser, genç yetişkinlerde yılda ortalama yüzde 1,45 oranında arttı. Çoğu kanser türünde hem gençlerde hem yaşlılarda artış görülürken, kolorektal kanser bu açıdan istisna oluşturdu.

Ülkelerin yaklaşık yüzde 70’inde, yeni tanıların artışı genç yetişkinlerde yaşlı nüfusa kıyasla daha hızlı oldu.

Araştırma, birden fazla kanser türünde görülen bu yükseliş eğiliminin, artan obezite oranları, beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve antibiyotik kullanımı gibi ortak temel faktörlerle bağlantılı olabileceğini kaydetti.

Yaşlı yetişkinler hala en yüksek yükü taşıyor

Bulgular erken başlangıçlı kanserlere yönelik artan endişeyi vurgulasa da, araştırmacılar önleme çalışmalarının yalnızca genç yetişkinlere odaklanmaması gerektiği konusunda uyardı. 50 yaş altındaki kişilerde bazı kanser türlerinde hızlı artışlar görülmesine rağmen, toplam vaka sayısı hâlâ yaşlı nüfusta çok daha yüksek.

Örneğin, ABD'de 2022 yılında 50 yaş altı yaklaşık 50 bin kadına meme kanseri teşhisi konuldu. Bu sayı 50 yaş üzerindekilerde 210 bini aşıyor.

Araştırmacılar, bu artışların nedenlerine dair daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.

Rapor, son bulguların “gelecekteki araştırma önceliklerini ve klinik öncelikleri yönlendirmeye yardımcı olabileceğini; genç kanser hastaları için özel tedavi stratejileri ve destekleyici bakım gerekliliği gibi konulara işaret ettiğini” kaydetti.

Erken başlangıçlı kanserler gerçekten artıyor mu yoksa doktorlar sadece daha fazla vaka mı buluyor?

Geçen ay yayımlanan bir araştırma, erken başlangıçlı kanserlerdeki artışın büyük ölçüde hastalığın gerçek anlamda artışından ziyade aşırı tanıdan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

JAMA Internal Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, araştırmacılar 50 yaş altı yetişkinlerde en hızlı artış gösteren sekiz kanser türünü inceledi: Tiroid, anüs, böbrek, ince bağırsak, kolorektal, endometriyal, pankreas ve miyelom.

Araştırmacılar, bu kanserlerin teşhislerinin 1992’den bu yana kabaca iki katına çıkmasına rağmen, ölüm oranlarının dikkat çekici biçimde sabit kaldığını tespit etti.

Bu durum, bildirilen vaka artışlarının büyük ölçüde daha fazla tespit ve aşırı tanıyı yansıttığını, ölümcül hastalıkta gerçek bir patlama olmadığını gösteriyor.

Çalışmanın yazarları, erken başlangıçlı kanserleri bir “salgın” gibi çerçevelemenin sorunu abartma riski taşıdığını ve istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.

Örneğin gereksiz tanılar, hastalara ciddi duygusal, fiziksel ve finansal yükler bindirebilir; aslında sağlıklı olan genç yetişkinleri sağlıklarını gerçekte iyileştirmeyen invaziv tedavilere ve uzun süreli takiplere maruz bırakabilir.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Araştırma: Yer fıstığı erken yaşta yenirse alerji gelişimi önlenebilir

Meme kanseri: Erken teşhis ve riskler hakkında bilinmesi gerekenler

DSÖ: Alkol tüketimi kansere yol açan başlıca nedenlerden biri