Yeni bir uluslararası çalışma, orta riskli erken evre meme kanserli kadınlarda radyoterapinin 10 yıllık sağkalım oranlarını etkilemediğini buldu.
Radyoterapi 20. yüzyılın başlarından beri meme kanseri hastaları için standart bir tedavi olsa da yeni bir çalışma, erken evre meme kanseri olan ve risk düzeyi orta seviye olarak belirlenen kadınlarda sağkalımı anlamlı biçimde artırmadığını gösteriyor.
İleri aşamadaki uluslararası bir çalışma, mastektomi, lenf nodu cerrahisi ve kemoterapi dahil sistemik tedavi geçiren 1600’den fazla meme kanseri hastasının 10 yıllık sağkalım oranlarına baktı.
Araştırmacılar, “nüks için orta risk” taşıyan katılımcıların (ikinci evre kanseri olup bir ila üç lenf nodunda tutulum bulunanlar ya da lenf nodu tutulumu olmayan agresif tümörlü hastalar) göğüs duvarına radyoterapi uygulanıp uygulanmamasına bakılmaksızın neredeyse aynı sağkalım oranlarına sahip olduğunu buldu.
Medyan 9,6 yıl izlemden sonra, araştırmacılar radyoterapi uygulanan hastalarda sağkalım oranının yüzde 81,4 ve radyoterapi uygulanmayanlarda yüzde 81,9 olduğunu tespit etti.
Toplamda yalnızca 29 hastada nüks bildirildi: Bunların 9'u (yüzde 1,1) radyoterapi grubunda, 20'si (yüzde 2,5) ise radyoterapi uygulanmayan gruptaydı.
İngiliz hükümetinin klinik denemeleri değerlendiren grubunun başkanı John Simpson, “Bulgular, hastaların gereksiz tedavilerden kaçınmasına olanak tanıyarak sağlık ve bakım kaynaklarının daha etkili ve verimli kullanımını sağlayabilir,” dedi.
Denemenin sonuçları çarşamba günü, önde gelen tıp dergisi New England Journal of Medicine’da yayımlandı. Çalışma, İngiltere, kıta Avrupası’ndaki yedi ülke, İsrail ve Türkiye’den hastaları kapsıyordu.
Tedavi önerileri değişiyor
Yazarlara göre, bulgular mastektomi sonrası tedavinin temel bir parçası olarak radyoterapinin sürmesi gerektiği görüşünü sorguluyor. Bunun yerine, daha düşük riskli hastalarda radyoterapiden uzaklaşma eğilimini güçlendiriyor.
Yazarlar, deneme başladığından bu yana meme kanserine bağlı ölümlerin belirgin biçimde düştüğünü ve kanserin sistemik tedavisindeki tıbbi gelişmelerin daha yüksek sağkalım oranına katkıda bulunduğunu kaydetti.
Bu yıl için yapılan tahminler, Avrupa’da meme kanseri ölüm oranlarının 80 yaş üzeri kadınlar dışında tüm yaş gruplarında düşeceğini; 80 yaş üzeri kadınlarda ise ölüm oranlarının yalnızca İngiltere ve İspanya’da azalacağını gösteriyor.
Radyoterapi, düşük riskli kanser hastalarında başvurulan bir seçenek olmaktan zaten uzaklaştı, ancak bu yeni bulgular orta risk düzeyindeki kadınlara yönelik önerileri de tartışmaya açıyor.
Radyoterapinin önemli yan etkileri var; bunlardan bazıları tedavi bittikten aylar, hatta yıllar sonra gelişebilir.
Radyoterapinin kısa vadeli yan etkileri arasında saç dökülmesi, hassasiyet, şişlik ve güneş yanığı gibi hissedilebilen cilt tahrişleri bulunuyor. Nadir durumlarda akciğer iltihabı görülebilir; omuz ve kollardaki sinir hasarı ise uyuşma, karıncalanma, ağrı ve güçsüzlüğe yol açabilir.
Çalışmanın yazarlarından ve Hollanda Kanser Enstitüsü’nde radyasyon onkoloğu olan Dr Nicola Russell, bu yan etkilerden kaçınmanın meme kanseri hastalarının iyileşmesini kolaylaştırabileceğini söyledi.
“Gereksiz ışınlamadan kaçınmak, bu mastektomi hastaları için hem tedavi yükünü hem de örneğin meme rekonstrüksiyonu üzerindeki olumsuz etkileri azaltacaktır.”