NewsletterHaber BülteniEventsEtkinliklerPodcasts
Loader
Bize Ulaşın
REKLAM

AB, Gazze'deki savaş nedeniyle güvenilirliğini mi kaybediyor?

Bir protestocu Brüksel'deki AB zirvesi dışında Gazze'de ateşkes çağrısı yapan bir gösteri sırasında bir pankart tutuyor.
Bir protestocu Brüksel'deki AB zirvesi dışında Gazze'de ateşkes çağrısı yapan bir gösteri sırasında bir pankart tutuyor. © AP Photo/Virginia Mayo
© AP Photo/Virginia Mayo
By Shona Murray
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İngilizce

Avrupalı liderler, Gazze'de aylardır devam eden savaş konusunda ortak bir tutum belirleyemedi ve hatta bazıları uluslararası hukuki süreçlerde İsrail'in lehine müdahil oldu.

REKLAM

İsrail'in 7 Ekim'deki sürpriz Hamas saldırılarına cevaben başlattığı Gazze'ye yönelik operasyonun üzerinden neredeyse 10 ay geçti. Bu saldırılar sonucunda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 40,000 Filistinli hayatını kaybetti. Ancak bu sayı artmaya devam ederken ve binlerce kişi kayıp veya tonlarca molozun altında mahsur kalmışken, Avrupa Birliği (AB) henüz uluslararası insancıl hukuku açıkça ihlal ettiği için İsrail'i kınamadı.

Hem Uluslararası Adalet Divanı (International Court of Justice - ICJ) hem de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail'i soykırım, imha ve aç bırakma gibi insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle soruşturuyor.

UCM, Hamas'ın üç üst düzey komutanının yanı sıra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında da tutuklama emri çıkarılması için başvuruda bulundu.

Şu ana kadar AB, bu soruşturmaları destekleme konusunda nispeten sessiz kaldı ki bu tutum, Ukrayna'yı acımasızca işgal eden Rusya'yı tutarlı bir şekilde kınaması ve yaptırım uygulaması ile belirgin bir tezat oluşturuyor.

İrlandalı insan hakları avukatı Blinne Ni Ghralaigh, geçtiğimiz ocak ayında UAD'ye yaptığı başvurular sırasında durumu şu şekilde ortaya koymuştu: "Mevcut rakamlara göre, her gün ortalama 247 Filistinli öldürülüyor ve öldürülme riski altında, birçoğu kelimenin tam anlamıyla paramparça oluyor. Bunların arasında her gün 48, her saat iki anne ve her gün 117'den fazla çocuk bulunuyor ki bu da UNICEF'in İsrail'in eylemlerini 'çocuklara karşı bir savaş' olarak nitelendirmesine yol açıyor. Çok kuşaklı ailelerin tamamı yok olacak ve daha fazla çocuk WCNSF (yaralı çocuk, hayatta kalan aile yok) olacak," dedi.

"Wounded child, no surviving family," kısaca WCNSF, İsrail'in Gazze'deki Filistin nüfusuna yönelik soykırım saldırısından doğan korkunç, yeni bir kısaltma.

İsrail'in yeterli gıda, yakıt, su ve tıbbi malzemeye yönelik ablukası nedeniyle günde en az 10 çocuğun uzuvlarının anestezi yapılmadan kesildiğini de içeren bu kanıtlara rağmen AB, en azından Gazze'deki eylemlerini onaylamadığını göstermek için İsrail üzerinde sahip olduğu kozu kullanmayı reddetti.

UAD'nin Gazze'de yaşanan felaket boyutundaki insani acılara ilişkin saatlerce süren tartışmaları ve tanıklıkları dinlemesinden sadece birkaç gün sonra Almanya'nın İsrail adına UAD'ye müdahale edeceğini açıklaması durumu daha da kötüleştirdi.

Bir sözcü, "Alman hükümeti, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'e yöneltilen soykırım suçlamasını kesin ve açık bir dille reddediyor," dedi.

Bu arada, sadece dört AB üyesi ülke - İrlanda, İspanya, Malta ve Slovenya - İsrail-AB Ortaklık Anlaşması'nın insan hakları maddesinin ihlali nedeniyle gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.

Bu üye devletlerin aylarca süren lobi faaliyetlerinin ardından AB, İsrail'e yaptırım uygulamak amacıyla anlaşmada yer alan insan hakları yükümlülüklerini ele almak yerine anlaşmanın genelini görüşmek üzere İsrail ile genel bir toplantı yapmayı kabul etti.

Oyalama

Bu arada, UAD'nin yakın tarihli bir görüşü, İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin yasadışı olduğuna dair yıllardır süregelen içtihadını yineledi ve İsrail'in Yerleşimcilerini çıkarmasını ve Filistinlilere tazminat ödemesini tavsiye etti.

Bunun üzerine AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell başkanlığındaki AB diplomatik servisi yaptığı açıklamada, "Bu sonuçlar, AB'nin pozisyonlarıyla büyük ölçüde uyumlu," dedi.

"Uluslararası hukukun sürekli ve artan bir şekilde ihlal edildiği bir dünyada, söz konusu konu ne olursa olsun, tüm UAD kararlarına olan sarsılmaz bağlılığımızı tutarlı bir şekilde teyit etmek bizim ahlaki görevimiz," denilen açıklamada, ayrıca şu ifadeler de yer aldı: "UAD Danışma Görüşü'nün, AB politikası üzerindeki etkileri de dâhil olmak üzere, daha kapsamlı bir şekilde analiz edilmesi gerekecek."

Ancak bu açıklama, AB üye ülkelerinin bireysel pozisyonlarını yansıtmayabilir. Örneğin; Macaristan, Çekya ve Avusturya, olası bir birleşik AB dış politika açıklamasının bir parçası olarak İsrail'in eleştirilmesini düzenli olarak reddediyor.

REKLAM

Başsavcı Karim Khan'a göre, "gerekli eşiğin çok üzerinde çeşitli kanıtlar" içeren UCM'nin İsrail hükümeti üyeleri için yakalama emri talebi, İngiltere ve Almanya'nın itirazları nedeniyle durdurulmuştu ancak yeni seçilen İngiltere Başbakanı Keir Starmer şimdi ülkenin muhalefetini geri çektiğini açıkladı.

AB Komisyonu Başkanı olarak ikinci dönemine başlayan Ursula von der Leyen, kısa bir süre önce Avrupa Parlamentosu'nda (AP) yaptığı konuşmada Gazze'deki savaşa son verilmesi çağrısında bulundu.

"Çok açık olmak istiyorum: Gazze'de akan kan artık durmalı," diyen von der Leyen, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail'in Hamas'ın acımasız terörüne verdiği karşılık sonucunda çok sayıda çocuk, kadın ve sivil hayatını kaybetti. Gazze halkı daha fazla dayanamaz. İnsanlık buna daha fazla dayanamaz."

Öte yandan, AB'yi eleştirenler için bu sözler hem oldukça yetersiz hem de çok geç kalınmış durumda.

REKLAM

İsrailli eski müzakereci Daniel Levy Euronews'e yaptığı açıklamada, "Küresel Güney, hukukun savunucusu olduğunu iddia eden Avrupa'yı dinlemeyecek," dedi.

"Avrupa'nın tribünlere oynamasına gerek yok: Bu iş bitti. Avrupa bu tür şeylerle ilgilenmediğini gösterdi. Bugün Avrupa daha zayıf görünüyor ve daha az desteğe sahip ve insanlar AB'den ders almayacak.

"Gazze konusunda AB, uluslararası hukukun ve hukukun üstünlüğünün savunucusu olduğunu iddia edebilmek açısından çok şeffaf ve dramatik bir başarısızlığa imza attı. Küresel çoğunluk olan Küresel Güney'de çok fazla zemin kaybetti," diyen Levy, sözlerini şöyle tamamladı: "Ukrayna'daki savaşın ilk yılında dünyanın geri kalanının neden bizimle birlikte olmadığına dair çok fazla konuşma yapıldığını hatırlıyoruz. Ursula von der Leyen liderliğinde Gazze'ye yönelik yaklaşım bu iddiayı imkansız hale getirdi."

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Sırbistan'da mültecileri taşıyan minibüs devrildi, 30'dan fazla kişi yaralandı

Filistinli gruplar Hamas ve El Fetih, Çin'in arabuluculuğunda anlaşmaya vardı: Çin medyası

Avrupa Sayıştayı: AB plastik atık vergisinde hata yaptı