Thunberg sınır dışı edilmesiniden sonraki ilk açıklamasında, Gazze’ye düzenli yardım akışı sağlanması, 20 aydır süren savaşın sona erdirilmesi ve Filistinlilerin maruz kaldığı şiddetin son bulması için hükümetlere daha fazla baskı yapılması çağrısında bulundu.
İsrail, Gazze’ye gitmek üzere yola çıkan yardım teknesinde bulunan İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’i sınır dışı ettiğini açıkladı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Thunberg’in Salı sabahı Tel Aviv’den Fransa’ya giden bir uçakla ülkeden ayrıldığı, sınır dışı edilmeyi kabul ettiği belirtildi.
İsrail İçişleri Bakanlığı sözcüsü Sabine Haddad ise sınır dışı edilme belgelerini imzalamayı reddeden birkaç aktivistin 96 saat boyunca gözaltında tutulacağını, daha sonra hakim karşısına çıkarılacaklarını ve sınır dışı işlemlerinin duruşma sonrasında yapılacağını açıkladı.
Paris’teki Charles de Gaulle Havalimanı’nda gazetecilere yaptığı açıklamada Thunberg, İsrail’i kendisini ve teknedeki diğer aktivistleri uluslararası sularda yasa dışı şekilde kaçırmakla suçladı.
İsrail’in kendilerini “uluslararası sularda kaçırarak, irademiz dışında İsrail’e götürmek, teknenin alt kısmında tutmak, dışarı çıkmamıza izin vermemek gibi yasa dışı bir eylemde bulunduğunu” söyleyen Thunberg şunları da sözlerine ekledi: “Ama asıl mesele bu değil. Asıl mesele Gazze’de bir soykırım yaşanıyor olması. Kuşatma ve abluka nedeniyle sistematik bir açlık süreci var. Bu da gıda, ilaç, su gibi Gazze’ye acilen girmesi gereken yardımların ulaşmasının engellenmesine yol açıyor.”
Pazartesi günü ABD Başkanı Donald Trump, Thunberg'i "tuhaf" ve "öfkeli bir genç" olarak nitelendirdi ve öfke kontrolü dersleri almasını tavsiye etti.
Thunberg ise salı günü yaptığı açıklamada, daha önce de internet üzerinden çatıştığı Trump'a cevaben "Bence dünyanın çok daha fazla genç ve öfkeli kadına ihtiyacı var," dedi.
Thunberg ayrıca, gözaltına alınan aktivistlerden bazılarının avukatlarıyla iletişim kurmakta güçlük çektiğini ileri sürdü.
Sınır dışı edilmeyi neden kabul ettiği sorulduğunda ise "Neden bir İsrail hapishanesinde gereğinden fazla kalmak isteyeyim ki?" dedi.
Aktivist, destekçilerini hükümetlerinden sadece Gazze'ye insani yardım girmesine izin vermelerini değil, daha da önemlisi işgale ve Filistinlilerin her gün maruz kaldığı sistematik baskı ve şiddete son vermelerini talep etmeye çağırdı.
Filistin devletinin tanınmasının, dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin yardım için yapabileceği asgari düzeyde atılabilecek bir adım olduğunu da sözlerine ekledi.
Madleen'deki diğer aktivistlere ne oldu?
Gemide, Avrupa Parlamentosunun (AP) Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar'ın yanı sıra Türkiye'den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya'dan Thiago Avila, İspanya'dan Sergio Toribio, Hollanda'dan Marco van Rennes, Fransa'dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad bulunuyordu.
Daha önce yapılan açıklamada, gemide bulunan Hüseyin Şuayb Ordu ve Yasemin Acar'ın İsrail tarafından Aşdod Limanı’nda gözaltına alındığı ve sınır dışı edilmek üzere polise teslim edildiği belirtilmişti. Ancak şu an için sınır dışı işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı net olarak açıklanmış değil. Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği yetkilileri, konsolosluk desteği sağlandığını bildirdi.
Fransa ise teknede Thunberg ile birlikte gözaltına alınan altı Fransız vatandaştan beşinin sınır dışı belgelerini imzalamayı reddettiğini ve bu kişilerin şimdi adli sürece tabi tutulacağını açıkladı.
Pazartesi günü erken saatlerde İsrail deniz kuvvetleri gemiye Gazze'nin yaklaşık 200 kilometre uzağında el koydu.
Özgürlük Filosu Koalisyonu, çeşitli hak örgütleriyle birlikte, İsrail'in uluslararası sulardaki eylemlerinin uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini belirtti.
Ancak İsrail bu suçlamayı reddederek, gemilerin bölgeye yönelik meşru deniz ablukasını ihlal etmeyi amaçladığını ileri sürdü.
Thunberg, ülkesi İsveç'e dönmek üzere Paris'e vardığında, Madleen filosunda gözaltına alınan diğer aktivistlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Gözaltı sürecini "oldukça kaotik ve belirsiz" olarak nitelendirdi ancak karşılaştıkları koşulların "şu anda Filistin'de ve özellikle Gazze'de insanların yaşadıklarıyla karşılaştırıldığında kesinlikle hiçbir şey olmadığını" sözlerine ekledi.
Yolculuğun arkasındaki grup olan Özgürlük Filosu Koalisyonu'na göre yolculuk, İsrail'in 20 ay süren savaşın ardından Gazze'nin 2 milyonu aşkın nüfusuna yönelik yardım kısıtlamalarını protesto etmeyi amaçlıyordu.
Thunberg, "Bu görevin risklerinin gayet farkındaydık," dedi. "Amaç Gazze'ye ulaşmak ve yardımı dağıtabilmekti."
Thunberg aktivistlerin bölgeye yardım ulaştırmaya ve haksız kuşatmayı kırmaya çalışmaya devam edeceklerini söyledi.