O dünyanın en etkin kadınlarından biri, piyasalara yön verebiliyor ve küresel ekonomiyi kurtarmak için çaba harcıyor. Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde, Davos toplantıları öncesinde görüşlerini euronews’le paylaştı.
Stefan Grobe, euronews: 2012’nin henüz başındayken küresel ekonomik görünümle başlamak istiyorum. Son açıklamalarınızda büyüme sıkıntılarından ve artan belirsizliklerden endişe duyuyordunuz. Fakat son olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden, Almanya’dan ve Çin’den olukça güçlü makro veriler geldi. Bu noktada biraz fazla kötümser değil misiniz?
Christin Lagarde, IMF: Son günlerde oldukça pozitif veriler geldi. Ama bu üzerinde durulması gereken konuları ortaya koydukları anlamına gelmiyor. 2012’nin bir düzelme yılı olacağını düşünüyoruz. Bunun için de kordineli bir şekilde kapsamlı çözümlerin ortaya konması gerekiyor. Örneğin Euro Bölgesi ülkeleri büyümeye, daha sağlam güvenlik duvarlarına ve daha fazla entegrasyona odaklanmalılar.
Diğer taraftan Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’nın orta vadeli etkin mali planlar hazırlayarak açıklarını ve borç seviyelerini azaltması gerekiyor.
Grobe: Peki IMF’nin son çağrısına gelelim. Fon, önümüzdeki yıllarda 1 trilyon Dolar’lık bir kaynağa ihtiyaç duyulacağı tahmininde bulunarak kredi kapasitesini 500 milyar Dolar daha arttırmak istiyor. Bu olağandışı bir rakam. Bu parayla ne yapmak istiyorsunuz?
Lagarde: Tabi ki bunu büyük paralarla oynamış olmak için yapmıyoruz. Elimizdeki verilerden yola çıkarak önümüzdeki iki yılda duyulacak finansman ihtiyacını hesapladık. Bu finansman ihtiyacı toplamda iki trilyon Dolar’ı buluyor. Yani ulaşılması gereken kredi kapasitesi bunun yarısı. IMF’nin bu operasyonun bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz.
Yani kredi kapasitesinin 500 milyar Dolar arttırılması meselesi dediğim gibi 2012 ve 2013 yıllarında uygulanacak ve umarım bu paranın kullanılmasına ihtiyaç duyulmayacak.
Grobe: Tabi ki bunun devam sorusu fonlamayı kimin sağlayacağı olacak? Amerikalılar, IMF için yeni bir kaynak arayışında olmadıklarını açıkladılar bile. Hatta Cannes’daki son G20 toplantısında liderler konuyla ilgili çekincelerini dile getirmişti. Avrupa ülkeleri 200 milyar Dolar taahüdünde bulundu ama bu yeterli değil. Peki paranın gerisini kim karşılayacak?
Lagarde: Euro ülkelerinin verdiği bir taahhüt var. IMF üyesi ülkelerden de bu çabaya katılacakları yönünde beyanlar aldım. Avrupalılar güvenlik duvarlarını güçlendirme kararı aldı. Yani şu anda görşemeleri ve müzakereleri sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Tabi ki nihai anlamda IMF üyelerinin beklentileri ve fonun kuruluş amacı doğrultusunda üzerimize düşeni yapmak için çalışıyoruz
Grobe: Bir sonraki G20 toplantısı şubatta Meksika’da yapılacak. O zamana kadar bir uzlaşmaya varılır mı?
Lagarde: G20 liderlerin Cannes’da yaptığı toplantının sonuç bildirgesinde maliye bakanlarının ve merkez bankası başkanlarının IMF’nin kapasitesini arttırma konusunda çalışmaları yer almıştı.
Belirttiğim gibi bu konuda çalışmalar sürüyor ve kısa bir süre içerisinde önemli mesafeler katedilmesi bekleniyor.
Grobe: Amerikan hükümeti defalarca Avrupa’nın, Euro Bölgesi’nin kendi sorunları çözebileceğini belirtti. Bunu ben Washington’ın IMF’nin Avrupa’da daha büyük bir rol oynamasını istemediği şeklinde algılıyorum. Bu konuda sizin görüşünüz nedir? Geçici ve kalıcı kurtarma fonlarıyla Euro Bölgesi, IMF’nin desteği olmadan yeterli güvenlik duvarlarını kurabilir mi?
Lagarde: Bildiğiniz üzere ben görevi çok yönlü işbirliğine dayanarak küresel istikrarı sağlamak olan çok uluslu bir kurumun başkanıyım. Ve böyle bir süreçte yer almamız kesinlikle bizim görev tanımımız içerisinde. Sonuç olarak üyelerin biraraya gelip en uygun çözüm yolu üzerinde anlaşacaklarından eminim. IMF’nin de burada bir rolü olacağından da eminim. Kapsamlı bir çözümün üyelerin ortak kararları ve kararlığını içine alacağından uşkum yok. IMF de bunun bir parçası olacaktır.
Grobe: Son soru, Bu hafta Dünya Ekonomik Forumu için Davos’ta olacaksınız. Orada hedefiniz ne olacak. Kimlerle görüşmek istiyorsunuz?
Lagarde: Açıkçası, ilk olarak gerçekten herkesle görüşmek istiyorum ve durumun sadece felaket ve belirsizlikten ibaret olmadığı mesajını vermek istiyorum. Krizi aşmak için uygun politikalar mevcut. Fakat, Davos’ta yapmak istediğim şeylerden biri de farklı insanlarla da biraraya gelmek. Küresel ekonomide her bireye ayrı ayrı ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Koridor politikaları artık yeterli değil, yeni fikirlere, yeni modellere açık olmalıyız ve Davos bunun için çok uygun bir yer.