AB ülkeleri arası veraset davaları

AB ülkeleri arası veraset davaları
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Bir yakının vefatının ardından ailelerin uğraşmak istediği son şey idari işler olmalı. Vefat eden kişinin birden fazla ülkede mal varlığı olduğunda ise durum daha da karışık olabiliyor. Avrupa’da sınırlar ortadan kalktıkça her yıl yaklaşık 500 bin ailenin sınır ötesi miras davalarına karıştığı tahmin ediliyor.

Malta, kayda değer miktarda yabancı nüfusuyla uluslararası miras davalarına sıklıkla rastlanan ülkelerden biri. Emekliliğinin ardından eşiyle birlikte Malta’ya yerleşen Hollanda asıllı Wilfried Tops ile burada görüştük. Tops, zorlu bir hastlalıkla mücadele ettiği şu dönemde son isteklerini ve vasiyetini hazırlama çabasında olduğundan söz etti. İngiltere ve Almanya’da çalışma geçmişi olan Tops’un durumu oldukça karışık. Hollanda vatandaşlığının yanı sıra Malta’da oturma izni bulunuyor. Tops, diğer yandan İsviçre’de de mal varlığı olduğundan bahsediyor: “En iyi yolun, mal varlığımın olduğu ülkelerde çeşitli avukatlara danışmak, her bir çocuğum ve torunumu göz önünde bulundurarak onlar için en iyisinin ne olduğuna birlikte karar vermek olduğunu düşündüm. Bu şekilde farklı vasiyetlerin nasıl çakışacağını görmek istedim. Bu bir gemici düğümünü çözmek gibi. Hepsine de söylediğim gibi adil olmak mümkün değildi.”

Tops ailesi Avrupa Birliği yetkililerinin vasiyet sürecini ve masraflarını kolaylaştırmak adına geçtiğimiz yaz bir yasa çıkarmış olmasından memnun. Sınır ötesi vasiyet davaları artık tek bir mahkemenin yetkisinde olacak şekilde hangi hukukun uygulanması gerektiği belirlenerek, vefat eden kişinin ikametgahının olduğu ülkede çözülecek. Ancak vasiyetini hazırlayanlar, istekleri doğrultusunda, mal varlıklarının tümünün, yurt dışında yaşıyor olsalar dahi, vatandaşı oldukları ülke tarafından düzenlenmesini talep edebilecek.

Avrupa Birliği ülkelerinin her birinde Medeni Kanun miras konusunda farklı uygulamalar içeriyor. Bazı ülkelerde varislerin eşit şekilde pay almaları bir zorunluluk. Üye ülkelerin değişen yasayı yürürlüğe sokmaları için önlerinde 3 yıl var. Ancak Danimarka Avrupa Birliği yasalarına tabi tutulmazken İngiltere ve İrlanda birçok alanda reforma gitmeyi reddetti. İngiltere’de Lordlar Kamarası konuyla ilgili bir rapor yayınladı. 2010 tarihli rapora göre: “Söz konusu yasa önerisinin ciddi bir açığı, İngiltere’de “geri alma” diye adlandırdığımız şekilde, merhumun ailesinin merhumun hayır amaçlı yaptığı bağışları geri isteyebilecek olmasıdır.”

İngiltere’de varislerin bağış mallarını geri istemesi yasal değil, ancak diğer AB ülkelerinde farklı bir uygulama söz konusu. Reforma karşı çıkan bir diğer ülke olan Malta’da ise özel bir komite, yasa için zorlu bir geçiş sürecinin söz konusu olup olmadığını gözden geçirecek. Malta Noterler Konseyi Başkanı Dr. Clinton Bellizzi, yasayı desteklediğini şu sözlerle ifade ediyor: “Yasaya biraz temkinle hatta endişeyle yaklaşıldı. Henüz kağıt üzerinden günlük yaşama nasıl geçeceğin konusunda bir fikrimiz yok. Çünkü miras, daha çok da sınırlar ötesi miras konularında şimdiye kadar geçerli olan uygulamadan ve alışık olduğumuz yasal prensiplerden çok farklı. İşe yarayıp yaramayacağı halen kesin değil. Denemeden de bunu asla bilemeyeceğiz.”

Yeni yasanın yankılarını daha yakından gözlemlemek için Fransa- Almanya sınırında yer alan Fransızköyü, Forbach’a gittik. Sınırların belirsiz olduğu bu bölgede, her iki ülkede yaşayıp çalışan çok sayıda vatandaş bulunuyor. Dolayısıyla her iki ülkede mal varlığına sahip kişilere rastlamak pek zor değil.

Yeni yasa önerisi aynı zamanda Avrupa Miras Sertifikası’nın tanınmasını da içeriyor. Yetkililer bu uygulamanın Avrupa Birliği genelinde kişilerin varis olarak tanınmalarını kanıtlayacak bir unsur olduğu görüşünde.

Forbach yakınlarında, İtalyan vatandaşı olup Almanya’da çalışan ve Fransa’da yaşayan Angelo Giangreco ile görüştük. Henüz vasiyetini sunmamış olan Giangreco, sınır ötesi miras davalarının kolaylaştırılması için gösterilen çabaları desteklediğini dile getiriyor: “Yurt dışında birçok ülke için asansör üreten bir şirketim var. Fransa, Belçika, Lüksemburg ve İtalya için üretim yapıyoruz. Çocuklarım iki dille büüydü. Anneleri Alman. Ben İtalyanım. Fransızca ve Almanca konuşuyorlar. Bir noktada Avrupa’da yasaların uyumlu hale gelmesi özellikle tabii ki çocuklarım için çok ilgi çekici. Özellikle de serbest meslek yapıp, bir şirket ve aile kurmayı düşünenler için çok ilginç.”

Forbach’ta bazı noterler, her 3 müşterilerinden 1’inin, zorlu ve umutsuz koşullar altında, sınır ötesi davalara karıştığını dile getiriyor. Uluslararası miras konularında Avrupa’nın önde gelen uzmanlarından biri olan ve yeni yasayı destekleyen Edmond Jacoby ile Forbach’ta görüştük. Kendisi yasa tasarısı konusunda ilk danışılan isimdi. Jacoby, eski sistemi şu sözlerle eleştiriyor: “Fransa’da oturan bir Alman, “Ben Almanya’nın ulusal kanunlarından memnunum, vesayet işlemlerimin Alman hukukuna göre yapılmasını istiyorum” diyemez. Bu hukuki açıdan imkansızdı ve hayal kırıklığı yaratıyordu. Çünkü örneğin mal varlığının bulunduğu ülkeye göre Alman noterde ya da Fransız noterde daha önce başlattığınız yasal süreci yeniden başlatmanız gerekiyordu.”

Ancak yetkililer bir noktaya dikkat çekiyor: Vesayeti oluşturan mal varlıkları üzerindeki vergiler reforma dahil değil. Bu konu halen daha ulusal medeni kanunların alanına giriyor. Uzmanların bu davalar için verdiği başlıca tavsiye ise, iyi bir yasal danışmana başvurup planını önceden yapmak.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa seçimlerinde gençler değişimden yana

İnternette özel hayat ve kişisel verilerin korunması

Mutlu bir tüketici olun